"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Vesvesenin manevî reçetesi (2)

Feyzullah ERGÜN
27 Nisan 2015, Pazartesi
İnsanda merak, korku gibi iradeyi dinlemeyen, zapt altına alınamayan bir kısım duyguların sevkiyle içten gelen bu sesi hepimiz her zaman duyabiliriz.

Vehimli mizaçlar “içim bozulmuş“ diye ye’se bile düşebilir. Hâlbuki o sese iradenizle iştirak etmiyor, aklınızla tasdik etmiyor aksine üzülüyorsunuz. Öyle ise bu korku gerçek imanın ifadesidir. Öyle ise aldırmamalı ve zihnimizden kovmaya çalışmamalıyız.

Vesvese konusunu zamanımızda en harika bir teşhis ve tedavi metodu ile kimsenin izah ve tahlil edemediği, lümme-i şeytaniye gibi gizli bir sırrı açıklayarak, herkesin anlayabileceği bir seviyede anlatan, insan ruh sağlığı konusunda da zirve olan Üstad Bediüzzaman Hazretleri bütün detaylarıyla çözmüş ve adeta şeytanın desise ve hilelerini ortaya dökmüştür. 

Bu mevzuda Üstad Bediüzzaman şöyle der: “Şeytanın en tehlikeli bir desisesi şudur ki; bazı hassas ve safi-kalp insanlara tahayyül-i küfriyi, tasdik-i küfürle iltibas ettiriyor (yani hayalden küfür geçirmeyi onu tasdik etmiş gibi gösteriyor). Ve mukaddes zatlar ve münezzeh şeyler hakkında gayet çirkin hatıraları hayaline gösteriyor. Ve imkân-ı zatiyi, imkân-ı aklî şeklinde gösterip imandaki yakinine münafi bir şek tarzını veriyor. Ve o vakit o biçare hassas adam, kendini dalâlet ve küfür içine düştüğünü tevehhüm edip imandaki yakininin zail olduğunu zanneder, ye’se düşer, o yeisle şeytana maskara olur. Şeytan hem ye’sini, hem o zayıf damarını, hem o iltibasını çok işlettirir, ya divane olur yahut  “Her çibadabad” (Her ne olursa olsun) der, dalâlete gider.  

Bediüzzaman Hazretleri vesveseyi çok kısa bir telkin ve ikna metoduyla tedavi edip bitiriyor. “Nasıl ki ayinede yılanın sureti ısırmaz ve ateşin misali yandırmaz ve murdarın aksi telvis etmez (kirletmez). Öyle de; hayal veya fikir ayinesinde küfriyatın ve şirkin akisleri ve dalâletin gölgeleri ve şetimli ve çirkin sözlerin hayalleri, itikadı bozmaz, imanı tağyir etmez, hürmetli edebi kırmaz. Çünkü meşhur kaidedir ki, tahayyül-ü şetm, şetm olmadığı gibi, tahayyül- ü küfür dahi küfür değil ve tasavvur-u dalâlet de dalâlet değil.” 1 diyerek son noktayı koyuyor.

Devam etmek üzere SAĞLICAKLA KALIN…

Dipnot: 1) Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar shf: 216-217 Yeni Asya Yayınları 2005.

Okunma Sayısı: 2106
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı