"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gençlere Sorduk

22 Eylül 2018, Cumartesi
Eğitim ve Öğretim döneminin başlamasıyla birlikte, gençlerin eğitime dair beklentilerini sorduk. Doğru tesbitlerde bulunarak, tavsiye verdiler.

HAZIRLAYAN: SEFA KILIÇ

Eğitim sevgiyle verilmeli

Furkan Başaran:

Anayasamızda temel hak ve hürriyetler başlığı altında yer alan eğitim, herkesin hak iddia edebileceği bir hürriyettir. Geleceği gençler yöneteceği için iyi eğitim almış nesiller bir devletin kaderini etkileyebilir. İnsan yapısı itibarı ile sevdiği işlerde başarılı olur. Günümüz gençlerinin en büyük sorunlarından biri de oyun bağımlılığı. Nasıl oluyor da gençler eğitimlerinden ve geleceklerinden daha çok bu oyunlara önem veriyor orada başarılı olmak için elinden geleni yapıyor? Çünkü, eğitim sistemimiz kendini sevdirememiş. Eğitim için önemli olan başta kaliteli öğretmenlerdir. Bir öğretmenin temel görevi öğrencilerle arasındaki bağı çok kuvvetli inşa ederek, eğitimi sevgiyle vermelidir. Dünyada  bütün iyi şeyler sevgi ile başlar. Eğitimi gençlerimizin seveceği şekilde düzenlemeliyiz. 

Eren Okur: 

Eğitim sistemi, öğrencilerin zorlanmadığı sınavlara girip her talebenin hak ettiği yerde olmasıdır.  ‘Kolaylaştırın zorlaştırmayın, müjdeleyin nefret ettirmeyin’ hadisinden  yola çıkılarak, sistemli bir eğitim esas alınmalıdır. Her sene eğitim sistemi değişmez. O zaman ülkemizin  Avrupa’daki eğitim notu sürekli aşağı düşer .

Murat Ercan: 

Eğitim sistemi uzun yıllardır ülkemizin istikrar ve çözüm sağlanamadığı konulardan biri olmuştur. Son 16 yılda tek parti iktidar olmasına rağmen kaç Millî Eğitim Bakanı’nın değiştiğinin hesabını tutamaz olduk. Her bakan yeni bir sistemle geliyor eskiyi silip süpürüyor. Eğitimde istikrar sağlanması için öncelikle liyakati esas tutmak gerekiyor. Öğrenciyi sınavlarla boğmak yerine Osmanlı sistemindeki gibi yetenek ve becerisinin olduğu alana yönlendirmek verilecek en doğru karar olacaktır. Yoksa sürekli yap-boz ile bir arpa boyu yol gidemeyiz. Diğer bir husus ise okullarda öğrencilerin yüksek yararı için Okul Sosyal Hizmeti uygulamasının derhal hayata geçirilmesidir. Bu sistemle ilkokullara kadar inen madde bağımlılığının önüne geçilecek ve öğrencinin başarısız olma sebepleri ev, okul ve mahalle üçlüsü içerisinde değerlendirilerek çözümler üretilecektir. Gelişmiş ülkelerde yıllardır uygulanan bu sisteme geçmek için geç bile kalmış durumdayız. 

Nebevî yöntem uygulanmalı

Şüheda kale:

Yapılması gereken çok şey var. Maalesef çok yönüyle eksik bir sisteme sahibiz. Ezbere dayalı yöntemden vazgeçilmesi gerektiği gibi ezber gibi yapılan konuşmalara da son vermeli. Okulların açıldığı ilk gün söylenen şeyler şu oldu her zamanki gibi; “Yeni eğitim-öğretim yılında sizden beklentimiz yüksek.” Bir şeyler istemek için verilen eğitimin ruhunu doyurmak da gerek. Teoriyle birlikte pratiğe de yönelmeli ki, öğrenciler saf dışı kalmasın. Sevgiyle yürümeli bu sistem de her şeyde olduğu gibi. Nebevî yöntem uygulanmalı, tahkik edilmeli. Çünkü gelişmiş ülkelerin eğitim sistemini araştırdığımızda da göreceğimiz şey o olacaktır.

Hesnanur Erdoğdu: 

Eğitim sistemi ülkemizde en çok tartışılan konuların başında gelmektedir. Her ülkenin kendine has  bir eğitim sistemi olması gerekir. Bunun içinde referanstan ziyade liyakate dikkat edilmelidir. Diğer bir husus ise meslek liselerinde keyfiyete gidilmeli, lise çağından itibaren ön eğitim verilmeli ve meslek seçimine yönlendirilmelidir. Teorik ve pratik eğitimi aynı anda işlenmesi ise üniversite hayatı için büyük bir rahatlık olacaktır. Tabiî bunların yanı sıra sanat okulların da keyfiyet arttırılmalıdır. Ders sürecinde ise bir kitap değil birçok kitap okunmalı, bunun öğrencilere katacağı farkındalık, bilgiyi zihinde bütünleştirme, alınan bilgiyi analiz edebilme, kullanabilme becerisini ortaya çıkaracaktır. Ve son olarak öğretmen anlatsın öğrenci (pasif konumda) dinlesin modelinden çıkılmalıdır. Çünkü bu uygulama zamanla okuma ilgisinin ve eğiliminin sönmesine okuma (aktif ve zor) eylemine değil de dinleme (pasif ve kolay) kültürünün gelişmesine yani tembelliğe sürükleyecektir.

Fıtrata uygun Eğitim verilmeli

Şeyda Sultan Zengin:  

Eğitimden beklentim; evvelâ vatana, millete, İslâma faydası dokunacak evlâtlar yetiştirilmelidir. Büyük balık küçük balığı yutar anlayışı yerine, ‘biz yardımlaşarak varız’ sloganını çocukların zihinlerine yerleştirmektir. Her insanda Allah’ın bir esmâsı daha baskındır, bu da fıtrata yansır. Okullarda bu esmâya dokunmadan, onu eğitmek, yönlendirmek amaç olmalıdır. Zira Peygamberimiz Muhammed (asm), hiçbir sahabenin fıtratını değiştirmeye çalışmamış, onları uygun yerlere kanalize etmiştir. Bizim de metodumuz bu olmalı.  “Çocukların talimi; ya cebr ile, ya hevesatlarını okşamak ile olur (Münâzarât)” Yani çocuklar ya korkutularak öğrenir, ya da şevklendirilerek. Zamanın medenîleşmesi hasebiyle korkutma yöntemleri işe yaramamakta ve uygun yöntem heveslerini okşamaktadır. 

Nurefşan Taş: 

Toplumların bütün gayesi ve faaliyetlerinin amacı ferdin dolayısıyla cemiyetlerin refah ve huzurunu temindir. Bunun olması için ise ferdin arzu ve isteklerinin iyi bilinmesine ihtiyaç vardır. Bunu sağlayacak olan eğitimdir. Ferdi, hem maddî hem de manevî yönü ile ele alamayan eğitim eksiktir, onun biyolojik yapısına uygun olmayıp, aile ve toplum saadet ve muhabbetini, şefkat ve merhametini teminden uzaktır. Buna bir çözüm olarak Bediüzzaman Said Nursî şöyle der “Vicdanın ziyası, ulum-u diniyedir, (dini ilimlerdir) aklın nuru, fünun-u medeniyedir (fen ilimleri). İkisinin imtizacıyla (birleşmesiyle) hakikat tecelli eder. O, iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder (kanatlanır). İftirak ettikleri (ayrıldıkları) vakit, birincisinde taassup, ikincisinde hile ve şüphe tevellüd eder (doğar).”  Kısacası bu iki ilim birbirinden ayrı düşünülemez. Günümüzde de din ve fen ilimleri ikisi bir yoğrulup genç dimağlara sunulmalıdır. 

Elmas Nur Yüksekdağ:

Yeni eğitim-öğretim dönemi, eğitim bünyesinde çalışan herkese hayırlar getirmesini diliyorum. Okul formalarına bir son verilmesi gerektiğine inanıyorum. İnsanın giyimi ruhunu etkiler. Giyim hür değilken fikirlerin, fertlerin hürleşmesi biraz  zaman ve çaba alır. Unutulmasın ki, her öğrenci bir ferttir ve farklı kişiliktedir. Kalıplara sokmak, aynı tip giydirmek neden? Disiplin sağlamanın tek çözümü buysa eğitmek neden? Bırakalım hürce giyinen hürce düşünen özgün kişiler yetişsin..

 

Etiketler: eğitim, gençlik
Okunma Sayısı: 1729
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı