"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İnsanı ümitsiz kılan nedir?

19 Ocak 2019, Cumartesi
Yaşadığımız hayatta insanı ayakta tutan değerler vardır. İnsana şevk vererek gayrete getiren ümit, bunlardan en önemlisidir.

Vazifesi itibariyle çalışması gereken insanın, sermayesidir ümit. Varlığı ile hayatımıza renk kattığı halde, bazı durumlar karşısında ümitsizliğe kapılabiliyor insan. Kâinatta o kadar ümit verici haller varken, yine de umudu sönebiliyor. Peki neydi insanı ümitsiz kılan? Yıldızlar etraftayken, neden bakmaz ki insan? Eflatun’un dediği gibi; “Bütün yıldızlar sönse ve her şey kararsa, insanın ruhunda tek bir yıldız parlamaya devam eder, bu ümit yıldızıdır.” Öyle ki, ümitle bütün karanlıkları aydınlatabiliyor insan. Ümitsizlik ise, tam manasıyla karartıyor. 

Bilhassa gençlerimizi çalışmaktan alıkoyan menfi haller, inançlarını zayıflatarak ümitsizliğe götürebiliyor. Halbuki umudumuz kadar genciz. Evet, insanı ümitsiz kılan bu durumları genç kardeşlerimize sorduk. Aldığımız cevaplar umut vericiydi. Şartlar ve durumlar ne olursa olsun, bir kez daha anladık ki, her kışın bağrında titreyen bir bahar vardır…

Murat Ercan - İstanbul

Ümitsizliğe gelecek endişesi, derd-i maişet, toplumda adalete güvenin azalması, imanî zayıflıklar gibi durumlar sebep olmaktadır. Gençleri ümitsizliğe iten birden fazla sebep sıralamak mümkün. Bu sebeplerin başında -belki de en önemlisi- gençlerin çare bulmakta zorlandığı manevî hastalıklar geliyor. Hastalıklara hakikî çareyi bulamayanlar ise çözümü Üstad Hazretleri’nin karşısına dikilen insi şeytanın dediği gibi sefahet ve eğlencelerle bunları düşünmemekte buluyorlar. Fakat bu da tam bir çözüm olmayarak er ya da geç kişiyi ümitsizliğe sürüklüyor. Bunun devası ise eğitim sisteminin içine her gün birer saat, kat’î delillerle kalbi ve aklı tam tatmin eden Risale-i Nur okuma dersleri entegre edilmesidir. Böylelikle ümitsizliğin kaynağı bataklık “Huzur vereni al, keder vereni bırak” diyerek kurutulacak, sinekler de ortadan kaybolacaktır.

***

Hakan Özlen-Konya

İnsanı ümitsiz kılan sebep “ebede müştak olmasıdır.” Yalnız kişi ya da toplum bu ebediyet zaruriyetini dar ve sınırlı bir mekân olan fani Dünya’da araması, onu gerçekten ümitsiz kılmaktadır. Oysa ebediyet arzusunu Dünya değil, ancak samimî bir Ahiret inancı tatmin edecektir. Böylece “ebediyet meftunu insan” Dünya’da her arzusuna eli yetişemeyince özellikle Müslümanları “Orta Çağda durduran ve tevkif eden altı hastalıktan birincisi” olan ye’is (ümitsizlik) vücut buluyor.

***

Sinan Özden - Bursa

İnsan, sahip olduğu şeyleri kaybetmekten korkar. Canını, malını, sevdiklerini, ilmini. Bu kaybetme korkusu, o insanda “Bunları kaybedersem mahvolurum, yok olurum. Bir daha var olamam” gibi vehimlere sürükler. Bu vehim insanda maddî manevî kasâvete, teessüfe, ümitsizliğe inkılâb eder. 

Elhâsıl: Kâmil bir imân, insan üzerinde umut ışığının tulû etmesine; zaafiyet-i imân ise, kaybetme korkusu dolayısıyla ümitsizlik karanlığının çökmesine sebep olur. 

***

İbrahim Polatkol - Kayseri

Ümitsizliğin gençler üzerindeki temel problemine indiğimizde, aile içerisinde eşler arasında vuku bulan bazı menfi durumlardan kaynaklandığını görmekteyiz. Ve bununla birlikte inanç zaafiyetinin de baş göstermesi ile çocukluktan itibaren yerleşmeye başlayan ümitsizlik girdabından çıkamayan genç, hayatı boyunca bu problem ile karşı karşıya kalmış oluyor. Halbuki inancımızın gereği olarak, sebepleri yerine getirip takdiri Allah’a bırakmanın ne derecede elzem olduğunu biliyoruz. Fakat amel etmek hususunda gençler maalesef zaafiyet gösterebiliyor. Bu da gençlerin karşılaştığı menfi bir hâl oluyor. Peki çözüm ne derseniz? Çözüm Kur’ân ve Nebevî bir yaşama tarzı ve bunu destekleyecek her asırda gelen dinî müçtehitler ve bu asırdaki müceddidin bizlere emanet bıraktığı Risale-i Nur. 

***

Eren Okur - Eskişehir

Konu ne olursa olsun, ümitsiz olunmamalı. Yeise düşersek yapacağımız işler yolunda gitmez. Velhasıl ümitvar olmak her zaman kazandırır. Biz ümit edeceğiz, Cenab-ı Allah kapıları açacak inşaallah. Vesselâm ...

***

Ebrar Seven- İstanbul

Bence ümitsizlik, insanın herhangi bir şeye ulaşıp, ulaşamamasının tamamen kendi elinde ve kudretinde olduğu zannına kapılmasından kaynaklanır. Halbuki insan sadece cüz’î iradesiyle ister ve bütün sebeplere başvurur. Cenab-ı Hak istedikten sonra gerçekleşmeme ihtimali yoktur. İstemedikten sonra da gerçekleşme ihtimali yoktur. Bu durumda ümitsizliğe kapılmaya da gerek yoktur. Her şeyin kendi elinde olduğunu düşünen insan ise elbette acizliğini fark ettiği ilk anda ümitsizliğe kapılacaktır.

***

Zülal Destancı – Balıkesir

Ümitsizliğe sebep olan şeylerden en büyüğü, Rahman-ı Rahim’in kâinattaki merhamet elini görememek veya unutmak. Her şeyi başıboş kimsesiz görmek. Olayları yorumlarken sadece aklımızın dar kalıplarından yararlanmak. Kendi hayatımızdaki hüzünleri başkalarının dünyasında da varmış gibi telâkki etmek. Şefkati harekete geçiren hayatları temizleyeyim derken bezimizin kirli olduğunu fark edememe halimiz.

***

Meryem Altıner - Eskişehir

İnsanı ümitsiz kılan; (her şeyin Sahibi olan) Allah’ın her şeyin Sahibi olduğuna inancının noksaniyetidir. Hayallerini, arzularını, çalışmalarının sonucunu Allah’tan değil, sebeplerden beklemeleridir. Allah’ın Kadîr ismini okuyamamaktan, idrak edememektendir.

***

Esra Yavuz – Eskişehir

İnsanı ümitsiz kılan şey, bence inanç noktasında bazı konularda noksan olmamız. Cenab-ı Hakk’a itimadımızın, olması gerekenden nakıs olması. Araştırmayan, hazıra müptelâ olmuş bir nesil yetişiyor maalesef. Okumanın asıl amacının kendimizi keşfetmek, Yaratıcımızı tanımak olması gerekirken, her şeyi sadece sorgulayan, ama düşünmeyen, inanan, ama yaşamayan, Müslüman, ama inancı zayıf, kendinden, Rabbinden ümidini kesmiş bir nesil yetişiyor. Her şey okumakla başlar. Ve insanları değerli hissettiren, moral veren, kâinata bakış açısını değiştirecek ve geliştirecek gerçek kitaplara yönelmek, eminim ümitsizlik hastalığını def edecektir.

***

Sevil Yücel – Eskişehir

Ümitsizlik, istekleri peşinde koşan insanların, engeller karşısında başa çıkamayıp, aşamama halidir. Şeytan da devreye girerek, insanın menfi düşüncelerle aklını çeliyor. Kişi de çalışmak yerine, kabullenmeyi tercih ediyor. En önemlisi de imanî konularda kendini yetiştiremediğinden hemen şeytana kapılarak, kapıyı ona açıyor. 

***

Saadet Sezer - Eskişehir 

Ümit kelimesinin anlamına bakılınca “ummaktan doğan güven duygusu” çıkıyor. Biz neden mi ümitsizliğe kapılıyoruz? Çünkü bizim sonucunu beklediğimiz hiçbir hareketin sebebi Allah’a dayanmıyor. Bazen bir dilek ağacından, bazen bir taştan bazen ise bir ağaçtan medet umuyoruz. İsteklerimizi ve neticelerini gerçekten Allah’a bağlamıyoruz. Ki bu sebepten dolayı yaptığımız işlerin hiçbirinden sonuç alamıyoruz. Alamadığımız bu sonuç bizi ümitsizliğe itiyor. Bir yandan nefis, yapmamız gereken görevleri bize ertelettiren en büyük düşman. En ufağından günlük ibadetlerimizi aksattıran nefis, bu tembellikten dolayı da bizi ümitsizliğe itiyor. Yani kısacası, ümitsizliğe kapılmak da, kapılmamak da insanda başlıyor. Şunu hiçbir zaman unutmamalıyız; Rabbimden istediğin bir şey olmuyorsa ya senin için hayırlı değildir, ya da henüz vakti değildir. “Allah var, Allah yâr..”

***

Evet çareyi sonsuz âlemleri yeşillendiren ümit çiçeğini sulamakta buluyoruz. Vicdanımızı öldüren, huzurumuzu mahveden yeis hastalığına düşmezsek, diri tutulan her ümit meyvesini verecektir. İnsan olarak bizlere verilen sorumluluğun üstesinden ancak çalışarak gelebiliriz. Gayret için de ümit şart. Özellikle gençlik gibi şevke ihtiyaç duyulan bir dönemde, faal, aktif ve üreten bir nesil için inanmak zorundayız. Ümidin ışığında ilerleyen gençler, yarınlara ulaşacaktır. O zaman yılmak yok. Bizi ümitsizliğe iten her durumu kendi inancımızla aşacağız. Umutlarımız solmadan, gönüllerimiz donmadan çalışalım. Bizi sonsuzluğa ulaştıran yıldızlara kavuşalım.

Kaynak: http://www.bizimaile.com/

Etiketler: gençlik, ümit
Okunma Sayısı: 3430
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı