Dilekçede, tutuklamanın ardından adamın eşinin dört çocuğu ortada bırakarak başkasıyla kaçtığı, çocukların dilencilik yapmak zorunda kaldığına vurgu yapıldı.

Sur ilçesinde yaşayan çaycı Ferhat Pılğıs, 2015’teki operasyonlar nedeniyle bir ay sokağa çıkamadı.

İddiaya göre adam, 10 Ekim 2015’te sokaktan da girilebilen evinin avlusuna silah ve mühimmatın olduğu iki çantanın bırakıldığını gördü.

Pılğıs, bir gün sonra Fatihpaşa mahallesine operasyon düzenleyen polise çantaları gösterdi. Adam gözaltına alındı, terörle mücadele şubesinde iki günlük gözaltının ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

15 yıl istemi

Pılğıs hakkında Nisan 2016’da tamamlanan iddianamede ‘terör örgütüne silah sağlama’ suçundan 15 yıl hapis cezası istendi.

İddianamede silah ve mühimmatın güvenlik güçlerine karşı kullanıldığını belirten savcı, Pılğıs’ın bölgedeki eylemlere devamlı ve sistemli şekilde aktif olarak katıldığını öne sürdü.

Anne kaçtı, çocuklar ortada kaldı

Pılğıs, terör suçlamasıyla tutuklanınca çok sayıda güvenlik korucusu bulunan ailesi tarafından dışlandı. Bu sırada adamın 10 yıllık eşi C. Pılğıs da başka bir erkekle kaçtı.

Ancak annenin evi terk etmesiyle çocuklar üç yaşındaki İbrahim, beş yaşındaki Meryem, 10 yaşındaki Helen ve 13 yaşındaki Mushap ortada kaldı.

Sur’daki evleri yıkıldığı için gidebilecekleri yerleri olmayan çocuklar, uzun süre dilencilik ve çöpçülük yaparak yaşamlarını sürdürmeye çalıştı. Dört çocuğu sokakta kalan Pılğıs ise cezaevinde kalıcı psikolojik rahatsızlık geçirdi.

‘Çocuklarımın önünde darp ettiler’

Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2016’da yargılanmaya başlanan adam, ifadesinde çantaları kimin bıraktığını bilmediğini söyledi.

Pılğıs şöyle devam etti: “Güvenlik güçlerine haber vermek istedim. Telefonlar çalışmıyordu. Silah sesleri geldiği için çıkmaya korktuk. Güvenlik güçlerinin kapıları kıra kıra geldiklerini duyunca sevindim. Eşyaları dışarı atma fırsatım vardı fakat teröristlerden biri alsa ve güvenlik güçlerine karşı kullansaydı bu beni vicdanen rahatsız ederdi. Hepimiz vatanın evladıyız. Bulunduğum eve gelen ilk güvenlik görevlisine avluda malzeme olduğunu söyledim. Evime koşmaya başladılar ve beni çocuklarımın gözü önünde yere yatırıp darbettiler. Ben kendi halinde işten eve giden biriyim. Askerde bayrak üzerine ant içtim. Bu benim sivil hayatımda da geçerlidir.”

Pılğıs, 19 aylık tutukluluğuna ardından 2 Mayıs 2017’de tahliye edildi. Adam geçen ay da suçsuz bulunarak davada beraat etti.

‘Yeni’ hayat

Pılğıs, cezaevinden çıkınca dört çocuğunu bularak Bağlar ilçesindeki bir eve taşındı.

Bu sürede kaçan eşinin kendisine boşanma davası açtığını öğrenen Pılğıs, rahatsızlığı nedeniyle bir işte çalışamadı. İş bulamayan Pılğıs’a eski arkadaşı ve komşuları sahip çıktı. Son zamanlarda aldığı kira yardımı da kesilen Pılğıs, komşularının yaptığı yemeklerle çocuklarının karnını doyurmaya başladı.

‘Tutuklama nedeniyle telafisi imkansız sonuçlar doğdu’

Pılğıs’ın beraat etmesinin ardından avukatı İbrahim Halil Gökalp, Hazine aleyhine 2 milyon liralık tazminat davası açtı.

Ağır ceza mahkemesine verdiği dilekçesinde müvekkilinin ailesiyle kıt kanaat geçinip mutlu hayat sürdüğünü belirten Gökalp şunları kaydetti: “Müvekkilin ailesinden birçok kişi korucudur ve korucu kuzeni şehit olmuştur. Müvekkilimin gözaltı süreci çok zorlu ve şiddetli olmuştur. Tutuklandığı için yuvası dağılmış, çok sevdiği eşi başkasına kaçmıştır. Sokakta kalan dört çocuğu ise dilencilik ve çöpçülük yapmaya başlamıştır. Tutuklama nedeniyle telafisi imkansız sonuçlar doğmuştur. Müvekkil, başka bir dünyada yaşıyormuş gibi yaşama sevinci elinden alınmış bir hal içerisindedir. Tutuklanmasaydı eşi başkasına kaçmayacaktı. En muhteşem karar bile hayatını, eşini, mutluluğunu, huzurunu, yaşama sevincini asla geri getirmeyecektir. Masumiyeti kesinleşmiş müvekkilimiz şu an hayata tutunmak için büyük çaba göstermektedir. Yaşama sevinci kalmayan birinin yaşaması için büyük destek sağlanmalıdır.”

Gökalp, müvekkilinin suçsuz yere 19 ay tutuklu kaldığını belirterek “Olayın mağduru olmasına rağmen suçlu gözüyle bakıldı. Suçsuz bulunduktan sonra hukuki süreci başlattık. Müvekkil ve dört çocuğu çok etkilendi. Hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz. Büyük mağduriyet yaşandı. Bu olaylar filmlerde görülür ama bizzat yaşandı. Hukuki anlamda elden geleni yapacağız. İnşallah başkalarının canı yanmaz” dedi.

‘Çocuklarımın gülümsemesi yeter’

Pılğıs, cezaevinde geçirdiği günleri unutup hayata çocuklarıyla birlikte yeniden tutunmaya çalışıyor.

Bağlar ilçesinde oturduğunu, kiranın yüksek olması nedeniyle Sur’a taşındığını anlatan Pılğıs şöyle konuştu: “Pazarda sebze meyve topluyorum. Eşimin gittiğini duyunca yıkıldım, perişan oldum. Aklım çocuklarda kaldı. Kendimi ifade edene kadar iki yıl geçti. Eşimle boşandık. Borca ekmek sebze alıyorum. Kira yardımı alıyorduk. Bir buçuk aydır alamıyoruz. İki-üç kiramız üst üste bindi. Ağır iş yapamıyorum. Bundan sonra çocuklarıma bakacağım. Onların bir gülümsemesi bana yeter.” 

DHA