Anayasa Mahkemesi "24 Kasım 2014 Pazartesi Günü Saat 13.30’da Yapılan Mahkeme Toplantısında Görüşülen Dosyalar ve Sonuçlar" başlıklı bildirgesinde,

87. maddesiyle değiştirilen, 5.12.1951 günlü, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 47. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinin, 

• Esasa geçilmesine,
• Yürürlüğü durdurma isteminin esas inceleme aşamasında karara bağlanmasına,

kararı alındığını açıkladı.

PEKİ BU NE ANLAMA GELİYOR?

Bu gelişmeyi Av. Kadir Akbaş şöyle yorumladı:

Dosya tekemmül etmiş, çok kısa bir zamanda başvuruyla ilgili olarak nihai karar verilecek demek. Dosyanın esastan görülüşecek olması, dosyanın tamamlanmış olduğu anlamına da geliyor. Başvuru üyelere dağıtılıyor, kısa bir zaman içerisinde de esastan karar verilecek.

Onlarca anayasa hukukçusuyla görüştük, her biri bu düzenlemenin anayasaya ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin benzer konulardaki içtihatlarına mutlak surette aykırılık oluşturduğunu belirttiler. Keza görüştüğümüz fikir ve sanat eserleri uzmanları ile buna ilişkin hukuk profesörleri dünyanın hiçbir yerinde fikir ve sanat eserleri üzerinde bu denli keyfî bir yetkiye sahip başka bir devletin olmadığını açıkça belirttiler.

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunun değişiklik öncesi 47. maddesi, bir eserin kamuya mal edilmesi için son derece ağır şartların gerçekleşmiş olmasını arıyordu. 2 yıldır eserin mevcudunun tükenmiş olması ve hak sahiplerinin yeniden basım hususunda bir teşebbüste bulunmayacaklarını beyan etmiş olmaları halinde ancak kamuya mal etme kararı verilebiliyordu. Bu düzenlemenin kanunlaştığı dönemde bile pek çok hukukçu bu düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu şeklinde değerlendirmelerde bulunmuştu. Geçmiş yıllarda bile bu ağır şartlara bağlı kılınmış olmasına rağmen devletin fikir ve sanat eserleri üzerinde bir kamulaştırma yetkisinin başlı başına anayasaya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırılık oluşturacağı yönünde kanaatler açıklanmıştı.