Bandrol engelinin başlayış sürecinden bahseden Bahadıroğlu, Mart ayından beri Risale-i Nur’lara bandrol verilmediğini hatırlattı. Bediüzzaman’ın maddî varislerden hiçbir müracaat olmadığı halde, bazı ağabeylerin ‘Herkes Risale-i Nur basamasın’ şeklinde hükümete yaptığı müracaat sonucu bandrol verilmemeye başlandığını kaydeden Bahadıroğlu, “1 seneye yakın bir zamandan beri. Yani harıl harıl Risâle-i Nur basan matbaalardan artık Risâle-i Nur akmıyor. Şöyle olduydu da böyle olduydu da. İşte şöyle olacaktı da. Mecburduk da. Geçiniz sonuç ne? Matbaalar Risâle-i Nur basmıyor onlarca yayınevi suskun. Kimin hakkı var böyle birşeye?” diye konuştu.  

Risale-i Nur ülkeyi bir kalkan gibi koruyor

Risale-i Nur’un engellenmesiyle, vatan sathındaki paratonerin de üstümüzden kalktığını söyleyen Bahadıroğlu şunları söyledi: “Yani belâ ve musîbetleri üzerine çekip millete sıçramasını engelleyen şey. Hani yıldırım çeken paratoner var ya o anlamda. Ya da gizli kalkanlar diyelim. Bela ve musibetleri def eden nedir? Bu iman hizmetidir. O kalktı. Üstümüze belâ ve musîbet yağmaya başladı o kadar ki sevgili dostlar bu 1 sene içerisinde yaşadığımız şunlar, bunlar, kazalar v.s. v.s.’ler neredeyse geçmişte 100 senede yaşamıyorduk. Sanki yığılma halinde geliyor. Maden kazaları, trafik kazaları, sel kazaları hepsi 1 yıla sığmış çok yoğun bir biçimde. Çünkü derler ki sevgili dostlar “Hayrın susturulması şerri çeker.” Hayır susmuşsa şer gelir. Risâle-i Nur basmak bir hayır idi. Yani ülkeyi koruyan gizli bir kalkan görevi yapıyordu. Tekrar diyorum, suçlu sorumlu aramıyorum, derdim bağcı dövmek falan değil.”

Bu yorum için 1 yıl bekledi

Programda bu konuşmayı yapmak için 1 yıl beklediğini ifade eden Bahadıroğlu, Bediüzzaman’ın yasal varislerinin Risalelerin basımının serbest bırakılmasını istediklerini söyledi. Hükümete başvurarak Risale-i Nurların basımına engel olan ağabeylerin tekrar başvuru yaparak Risalelerin basımının önünü açması gerektiğini savunan Bahadıroğlu, “Risâle-i Nurların basılması gerektiğini biliyorum, bu belalardan kurtulmamız lâzım. Sel gibi üzerimize gelen belalardan kurtulmamız lâzım. Tekrar gizli kalkanlarını Türkiye etrafına sarmalı. Yoksa çevremizdeki ateş, korkarım bize de sıçrayacak” diye konuştu.

İstanbul / Yeni Asya