İlahİyatçi-yazar Ali Ferşadoğlu geçtiğimiz Cumartesi akşamı, Mersin Yeni Asya Yenişehir Hizmet Binasında ‘İslâm Âleminin Temel Problemleri ve Çözüm Yolları’ konulu bir seminer verdi. Seminere çevre ilçelerden de katılılım gerçekleşti oldu.

Gazetemiz yazarı Ferşadoğlu konuşmasına bir fıkra ile başladı. “Papazın biri Adalar’a yeni tayin olmuş. Orada adres ararken, çocuğun birine demiş ki, “Ben kilisenin yolunu bilemedim, bana gösterir misin?” Çocuk, “Tabiki efendim” diyerek düşmüş önüne, bir iki sokak geçtikten sonra, papaza kiliseyi göstermiş. Papaz: “Aferin” demiş, ona şeker ile para vermiş ve “Yarın da gel, sana Cennetin yollarını göstereyim” demiş. Çocuk da: “Papaz efendi sen daha kilisenin yolunu bilmiyorsun, Cennetin yollarını nereden bileceksin” demiş. 

Mevzunun, İslâm âleminin temel problemleri olduğunu belirten Ferşadoğlu, “Biz daha kendi problemlerimizi bilmiyoruz, çözemedik ki, İslâm âleminin problemlerini nereden bileceğiz? Bu problemleri Bediüzzaman Said Nursî bir müceddid olarak, en büyük bir müçtehid, mütefekkir, âlim olarak bütün suallerimizin cevabını verip çözmüş ve bütün hastalıklarımızı teşhis etmiş” diyerek, sözlerine şöyle devam etti:

Bediüzzaman Şekercihan’da ne demişti?

“Bildiğiniz gibi Bediüzzaman, 1907 yılında İstanbul Fatih’te Şekercihan’a gittiğinde, hanın kapısına bir ilânat asar: ‘Her suale cevap verilir, her müşkül halledilir, fakat sual sorulmaz.’ Bediüzzaman, bu ilânatı 1907’de yapmış, ama bu ilânat yalnız o yıla ait değildir. Hâlâ bu çağrı geçerliliğini koruyor. Şimdi de, bütün suallerimizi, problemlerimizi, müşküllerimizi hallediyor. İmanî, ibadetle ilgili, ahlâkî, ilmî hatta önce ferdin, ailenin, toplumun ve İslâm âleminin sonra Hıristiyanlık âleminin, ehl-i kitabın ve insanlığın bütün problemlerini çözüyor. Çünkü Risale-i Nur, bu asrı ve gelen istikbali tenvir eden hakikatler manzumesidir.” 

Ümitsizliğe kapılmaya gerek yok

Ferşadoğlu konuşmasında, Bediüzzaman’ın Risale-i Nur’lar için söylediği; “Bu Risaleleri anlayarak ve kabul ederek okuyan zamanın mühim ve hakikatli bir âlimi olabilir” ve yine Risale-i Nur’da geçen “Bizim üç büyük düşmanımız var. Biri cehalet, ikincisi fakr u zaruret, üçüncüsü de ihtilâf” cümleleri üzerinde durdu. Ferşadoğlu, öncelikle problemler karşısında hiç ümitsizliğe kapılmaya, aşk ve şevkimizi yitirmeye gerek olmadığını; “Çünkü bir Bediüzzaman var, çünkü bir büyük müceddid ve sahibüzzaman var. Bediüzzaman, hastalıkları teşhis eder, kâinat ağaçlarından ilâçları üretir, tedavi eder ve Risale-i Nur ile, hastalıkları teşhis ve tedavi yollarını aklî, mantıkî, ilmî, fennî delillerle izah ve ispat ederek bizlere öğretir” dedi. Ferşadoğlu, bugün Müslümanların en büyük probleminin ve düşmanının cehalet ve okumamak olduğunu da ifade etti. 

Kitaplara sahip çıkalım

Yeni Asya Neşriyat Pazarlama Müdürü Cesim Aydın da neşriyat hizmetleri konusunda çeşitli bilgileri okuyucularımızla paylaşarak, yeni basım Risale-i Nur’lara ve yeni çıkan kitaplara sahip çıkılmasını istedi.

HÜSEYİN KÜÇÜKOĞLU - MERSİN

Konuyla ilgili makaleler:

Risale-i Nur’u niçin çok okumalıyız, Risale-i Nur, neden bu asra bakan bir tefsirdir?

Risale-i Nur eserleri, muhtevası, telif ediliş tarzı, dili ve düzeni itibariyle diğer İslâmî eser ve tefsirlerden farklıdır.

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/suleyman-kosmene/risale-i-nur-u-nicin-cok-okumaliyiz_414017

Mehmet Akif: En büyük âlim odur ki; İşaratü’l-İ’caz’ı anlasın...

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/mehmet-akif-en-buyuk-alim-odur-ki-isaratu-l-i-caz-i-anlasin_419602