"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bizler duruşumuzu Kur’ân-î ölçülere göre belirliyoruz

27 Mart 2018, Salı

Bizler duruşumuzu Kur’ân-î ölçülere göre belirliyoruz 

Kadir Akbaş paneli şu cümlelerle başlattı: “Birileri müceddidlik vasfını siyasi müceddidlik vasfını başkalarında atfedebilir, lütfedebilir. Bu dostlar kusura bakmasın. Biz nur talebeleri için bu asrın ve gelecek asırların kıyamete kadar her alanda tek bir müceddidi var; O da aziz üstadımız Bediüzzaman Said Nursî. Biz nur talebeleri duruşumuzu siyaset dairesinin her dönem aldanabilen ve aldatabilen, sürekli değişkenlik gösteren, sınırları belirsiz ülke çıkarlarına göre belirlemiyoruz. Bizler duruşumuzu semavi, vahyi, Kur’ân-î ve nebevi ölçülere göre belirliyoruz. Ve bu ölçülerimizi de Kur’ân’ının bu asra bakan hakiki bir tefsiri olan Risale-i Nura göre belirliyoruz. Bu açıdan bu tutumumuzda inşallah kıyamete kadar sebat etmeye devam edeceğiz. Birlikte yaşamanın, demokrasinin, kardeşliğin temeli güvenliktir. Özellikle de hukuk güvenliğidir. Hukuk güvenliğinin ortadan kalktığı yerde dostluktan, kardeşlikten bahsedemezsiniz. İnşallah kısa bir zaman içerisinde İttihad-ı İslam’ın tahakkuk ettiğini, Türkiye’nin adalet konuşmadığı herkesin adaletin tahakkuk ettiğine tam bir inançla emin olduğu günlere kavuşuruz.”

Asr-ı Saadet’te Müslümanlar birlik içerisindeydi

13. Risale-i Nur Kongresi’nde panelin ilk konuşmacısı edebiyatçı yazar İslam Yaşar şunları söyledi; “Bizler burada İttihad-ı İslam, kardeşlik ve dünya barışı konularını müzakere ediyoruz. Aslında bu konular yalnızca Müslümanları veya dünyayı ilgilendiren bir mesele değildir; bu mesele kâinatı alakadar eden bir meseledir diyen Yaşar, asr-ı saadet’e vurgu yaptı. “Asr-ı saadette İttihad-ı İslam’a gerek yoktu çünkü tüm Müslümanlar birlik halindeydi, İttihad-ı İslam Asr-ı saadetten sonra dile getirilmeye başladı.”

İttihad-ı İslam Risale-i Nur ile sağlanacak

İslam Yaşar, asrımızda İttihad-ı İslam’ı sağlayacak kimse  yokken bunu ilk dile getiren kişinin Said Nursî olduğunu söyledi. Yaşar konuşmasına şöyle devam etti: “Birileri İttihad-ı İslam’ın, siyaset ve askeri güç ile sağlanacağını söylese de Said Nursî İttihad-ı İslam’ın manevi Cihatd ile sağlanacağını söylemiştir. Hakikat-i İslamiyeyi bütün siyasetin fevkinde gören Said Nursî asrımızda manevi Cihadın Risale-i Nur ile olacağını da belirtmiştir.” Yaşar İttihad-ı İslam’ın, halife sıfatı taşıyan bir mananın etrafında şekilleneceğini dile getirdi ve Bediüzzaman’ın Risale-i Nur’a halife sıfatını verdiğini de sözlerine ekledi. Cemaatteki kuvvet fertte yoktur ve bu zaman cemaat zamanıdır diyen Said Nursî hizmetlerini şahsına mal etmemiştir, cemaate mal etmiştir diyerek fikirlerini beyan eden İslam Yaşar, şöyle devam etti: Risale-i Nur davası kendine talebelikten başka sıfat almayan nur talebeleri ile devam edecektir. İnsanlık Asr-ı Saadet’in nur talebeleri ile yaşandığını görmelidir” şeklinde konuştu.

İslam kardeşliği doğrudan adaletle bağlantılı

Konuşmacılardan Yrd. Doç. Dr. Veysel Kasar, “Öncelikle memleketimizin ve İslam aleminin yaşamış olduğu sıkıntılarda Yeni Asya gazetesinin ve Risale-i Nur çizgisinin böyle bir gündemle ilgilenmesini tebrik ediyorum ve bunu hayırlı neticelerinin olmasını Allah’tan niyaz ediyorum. Bana sordunuz; İslam kardeşliği doğrudan adaletle bağlantılıdır. Başka çalışmalarımda da ifade ettiğim üzere gerçekten çok temel bir meseledir. İslam’ın bütününde adalet varıdır. Kuran’da adalet vardır, Cenabı Hakkın isminde adalet vardır. Rabbimizin bir ismi de Kadir’dir. Kadir; doğru söyleyen doğru yapan her şeyi isabetli ortaya koyandır. Allah Kur’ân’ı Kerim’de adaletin terk edildiğini ifade ediyor. Bu çok ciddi bir uyarıdır, bizim için, toplum için, devlet için, millet için ve insanlar için…” dedi.

Adalet vazgeçilemez bir kavramdır

Kasar şöyle devam etti; “Adaletin temel meselesi aslında tevhiddir. Allah’ın birliğine iman ediyorsun, Allah’ın bir olmasını kabul etmek bütün insanların eşitliğini de kabul etmek anlamına gelir. Dolayısıyla Müslümanlar bu anlayışla tevhidden esinlenmek suretiyle insanlar arasındaki çizgiyi belirlemek şahikası adaletli insanın en temel vazifelerinden bir tanesidir. Yüce Allah kâinatı, insanı yaratırken adalet mizanını yaratmıştır. Her şeyde adalet vardır. Kâinatın her parçasında adaletini göstermiştir. Dolayısıyla İslam devletleri insanların insanlarla ilişkisinde adaletin vazgeçilmez bir kavram olduğu neticesine varmışlardır. Bediüzzaman, kâinatın adalet üzerine kurulduğunu çok çarpıcı bir şekilde ifade eden, ifadelere Risale-i Nur’da yer vermiştir. Rahman Suresi’nde peş peşe -Allah sevabı mizan ile ölçü ile tartmış- ayetini düşünmeli ve bu ayetten hareketle gerçekten adalet konusunda bütün Müslümanlar olarak zihnimizi yormamız ve bu konu hakkında dikkatli olmamız gerekir.”

Risale-i Nur bir bütündür 

Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Kâzım Güleçyüz konuşmasına şöyle başladı; “İttihad-ı İslam’ın Risale-i Nur ile olacağı ifade edildi konuşmalarda ama bir şartla; Risale-i Nur kendi bütünlüğü içinde doğru anlaşılmalı. Risale-i Nur, orasından burasından tutularak bir takım projeler için doğruluk malzemesi gibi kullanılamaz. Risale-i Nur bir bütündür.” Bahar aylarında olduğumuza vurgu yapan Güleçyüz; “Üstadın da bahar günleriyle ilgili ifadeleri var; ‘Ne yapayım acele ettim kışta geldim, sizler Cennetâsâ baharda geleceksiniz’ aslında o baharı yaşıyoruz, zaman zaman aralara kış vursa da..” dedi.

Kardeşliğin en güzel örneği bu salonda

Güleçyüz, “Ankara Üniversite talebelerinin yazdığı bir mektupta; ‘ Risale-i Nur’un Medresetüzzehra’sı Anadolu çapında ve Âlem-i İslâm ölçüsünde genişleyeceğini; Risale-i Nur’daki hakikatin yüksekliğinden ve dikkat ve tefekkürle okuyan müminlerin ve ehl-i ilmin arasında vücuda gelen sarsılmaz uhuvvet ve kardeşlikten anlıyoruz.’ diyor. Kardeşliğin en güzel örneği de bu salonda. “Üstad 1911 senesinde verdiği Hutbe-i Şamiye’de diyor ki ; ‘Her kıştan sonra bir bahar, her geceden sonra bir sabah olduğu gibi, nev’-i beşerin dahi bir sabahı, bir baharı olacak inşâallah.’ Evet, atlattığımız kışlardan birisi de 28 Şubat hadisesi. Bir anekdot aktaralım; Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olan İlnur Çevik, 28 Şubat’ın en sıkıntılı günlerinde Yeni Asya olarak tertiplediğimiz panellerdeki konuşmalarında “Türkiye 12 Eylül yasaklarını Bediüzzaman’a gönül verenlerin gayretleriyle aştı” diyordu. Şimdi, farklı bir kıştayız, 20 Temmuz kışındayız. Temmuz’da kış olur mu, oluyormuş. Bu, 28 Şubat’tan da soğuk bir kış. Ama her hal ve şartta demokrasi, hukuk, vicdan, sağduyu diyen bu şahs-ı manevînin dualarıyla inşallah 20 Temmuz kışını da geride bırakacağız ve bahara kavuşacağız” ifadelerini kullandı. 

 

Din, menfaatlere araç olmamalı

Ezilenlerin sözcüsü olan ve zalimlerin karşısında duran Bediüzzaman’ı rahmet ve minnetle anarak konuşmasına başlayan Hak ve Adalet Platformu kurucularından Prof. Dr. Cihangir İslam, şöyle devam etti; “Allah böyle alimlerden râzı olsun. Saray beslemesi ulemaya söyleyecek sözüm yok, sadece onları Allah ıslah etsin diyorum.” İslam, “Bir amaç olarak hakikatin yerine başka şeyler konulduğunda, işte dinin kullanılması hadisesi ortaya çıkar. Din iktidara, menfaatlere araç olur, bugünlerde de bunu yaşıyoruz. Bu yüzden biz ferasetimizi kaybetmeyeceğiz, sürekli ilgilenmek ve hem zihnimizi hem kalbimizi ayakta tutmak zorundayız. Ancak sorunu dışarıda aramak sorunu çözmeyecektir. Neden bu haldeyiz? Bizim de bunun üzerinde durmamız gerekiyor. Biz gerçekten hakikatin takipçileri miyiz? Neden namazlarımız ibadetlerimiz bizi değiştirmiyor? Bunca ahlaksızlığı durdurmuyor? Bunların çözümünü ise, İslam’ı doğru anlayarak ve güçlerimizi birleştirerek bulacağız.

İslam birliği, tüm insanlığı kapsamalıdır

“İslam kardeşliği sadece Müslümanlara değil, bütün insanlığa hizmet etmelidir” diyen Cihangir İslam, “İslam birliği dediğimizde sadece Müslümanların kendilerine bir avantaj üretmek üzere bir araya gelmelerini kastedemeyiz. Diğer bütün insanların kendilerini güvende hissettiği bir birlik ancak Müslümanların ve İslam’ın birliği olabilir. Bunun da en büyük delili şudur; Allah insanları imanlarına göre rızıklandırmaz, amellerine göre rızıklandırır. Şimdi başımızdakilere sesleniyorum; onlar zannediyorlar ki bizi rızıklandırıyorlar. Hayır, siz bizi rızıklandırmıyorsunuz, aksine sizi ve sizin avanelerinizi bizler besliyoruz.”

‘Bize gerçek manada Cumhuriyet gerektir’

Prof. Dr. Ahmet Battal sözlerine “İttihad-ı İslam böyle salonlardan şekillenecek; bu mübarek mekânlardan inşallah dünyaya yayılacak bir çizgidir” cümlesiyle başladı. Battal şöyle devam etti; “Çok sayıda insanla konuşuyoruz. Yeni Asya’da yazdığımızı bildikleri için bize söyledikleri şey şu: “Karnından konuşan Türkiye’den, açıktan konuşan Türkiye’ye sizin sayenizde geleceğiz.” Size selamları var, tebrik ediyorlar, gayretlerinizin devamını diliyorlar, aktif ümitlerinize iştirak ediyorlar. İnşallah ümidimiz odur ki, İttihad-ı İslam yakındır. Manileri kaldırmak sizin vazifenizdir. Fikirleriniz mürekkep gibidir. Bir bardak suya damlatılan bir damla mürekkep, hangi köşesinden damlarsa damlasın tüm suyu maviye boyaması gibi; sizin fikirleriniz, nerede, nasıl seslendirirseniz seslendirin bilin ki İslam ümmetine mal olmaktadır, ve ümmetin manasını, rengini Kur’ân’ın rengiyle boyamaktadır, gayretinizi tebrik ediyorum.

Devleti demokratik hale getirmeliyiz 

Cihad manevidir ve asıl kuvvet ihlastadır. Elbette düşmanlara savunma gereklidir ama bu işi abartmamak gerekmektedir. Saltanat eskide kalmıştır, bize gerçek manada Cumhuriyet gerektir. Tarihte ne kadar sapkın mezhep varsa bunun sebebi baskı ve zulümdür. Bugün insanların Cuma namazı ve hutbelerinden uzak kalmalarının sebebi baskıdır. Kardeş olmak kolaydır aslında düşman olmak zordur. Ama bizi düşman yapmaya uğraşanlar yüzünden sıkıntılar bir türlü bitmiyor. Siz bu ümmeti kardeş yapma konusunda herkese bu halinizle en güzel şekilde gösteriyorsunuz. Hayat ders verir, alabilene; Risale-i Nurlar hayat dersleriyle doludur. Verebilirsek ümmetin büyük bir ihtiyacını gidermiş olacağız. Devletin dine hizmet etmesini istiyorsak o devleti demokratik hale getirmemiz gerekmektedir.

Haber: Büşranur Pekel, Şeyda Sultan Zengin, Furkan Enes Durak
Fotoğraflar: Erhan Akkaya, Murat Sayan

 

Okunma Sayısı: 2564
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdurrahman KOÇAK

    27.3.2018 08:44:44

    Yeni Asya Gazetesini, Risalei Nur Enstitüsünü, Yeni Asya Vakfını, Panelin Konuşmacılarını, iştirak edenleri, panelin tertiplenmesinde emeği geçenleri, panele iştirak edemeyip dua edenleri canı gönülden tebrik ediyoruz, sonsuz tebrikler.Bu panel İnşaallah ehli iamnın üzerindeki sıkıntıları gidermeye vesile olacaktır.Ehli iman üzerindeki ağır toz bulutlarını dağıtacaktır.Adaletli bir dünyanın önünü açacaktır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı