"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cumhuriyet davasında ilk duruşma

24 Temmuz 2017, Pazartesi 11:11
​Cumhuriyet çalışanları 267 günlük tutukluluğun ardından bugün hakim karşısına çıkıyor. 12'si tutuklu 17 gazeteci, “Gülen ve PKK/KCK örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" ve "Gülen propagandası yapmak”la yargılanıyor.

Gazeteciler Can Dündar, Ahmet Şık, Kadri Gürsel, Musa Kart'ın sanıkları arasında bulunduğu Cumhuriyet Gazetesi yönetici ve yazarlarına yönelik 19 sanıklı davada, ilk savunmayı Cumhuriyet Gazetesi Yayın Danışmanı sanık Kadri Gürsel yaptı. Gürsel, aleyhindeki suçlamaların mesnetsiz olduğunu söyleyerek beraatini talep etti. 

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, savunmalara geçilmeden önce Cumhuriyet Gazetesi avukatlarından avukat Abbas Yalçın dava gününe kadar olan 9 aylık süreci özetledi. Avukat Yalçın, "Bir sabah azılı bir suçlu olarak uyandırılıyorsunuz, evinize geliniyor. Gözaltına alınıyorsunuz ne suç işlediğinizi bilemeden avukatınızı ailenizi göremeden 5 gün bekliyorsunuz. O an masumiyetinizi anlatmak ve kanıtlamak zorunda kalıyorsunuz. Evinizden de alınsanız kaçacağınız şüphesiyle tutuklanıyorsunuz. Ya bir başınıza, şanslıysanız tanıdığınız biriyle hücreye atılıyorsunuz. Gökyüzü telle kapatılmış durumda. Avukatınızla 1 saat görüşebiliyorsunuz. Bu hikayede ne vicdan, ne hak, ne hukuk var" dedi.

İLK SAVUNMA KADRİ GÜRSEL'İN..

Sanıkların savunmasına geçildi. İlk savunmayı yapan Cumhuriyet Gazetesi Yayın Danışmanı sanık Kadri Gürsel, "İddiaların tamamı gerçek dışıdır. Bylock kullanıcısı 92 kişi ve haklarında FETÖ soruşturması 21 kişi ile iletişim kaydı bulunduğu iddiası gerçek dışıdır. 85 kişi bana bir defaya mahsus SMS (telefon mesajı) atmıştır, 17 kişi de beni aramıştır. Bana SMS atanlara cevap vermediğim için benim onlarla iletişim kurduğum iddiası kabul edilemez. Bu SMS'lerin tamamı 27 Temmuz ve 1 Ağustos tarihlerinde gönderilmiştir. Bu kişilerin benimle irtibat kurma çabaları vardır. Benimle iletişim kurma çabalarının bağımsız ve eleştirel bir gazeteci olmamdan kaynaklandığını düşünüyorum. Ama bu çabaları sonuçsuz kalmıştır. İletişim kaydı bulunduğum iddia edilen 112 kişiden sadece 8 ile iletişim kaydım vardır. 5'i ile meslek nedeniyle görüştüğüm oldu. Bu kişilerin Bylock kullanıcısı olduklarını bilmem mümkün değildir. Hiç unutulmamalı ki gazeteciler meraklı kişilerdir ve herkesle görüşebilmelidirler. Bunun adı gazeteciliktir ve gazetecilik suç değildir. İki kişiyi ben aradım. Biri Mehmet Altan'dır, babasının ölümünden dolayı başsağlığı için aramıştım. Diğeri de Mümtazer Türköne'dir, onu da geçmiş olsun dilemek için aramıştım. Bu asılsız iddianame, iktidara yakın gazetelere servis edilmiştir. Yalan haberle itibarsızlaştırılmak istendiğim aşikardır. İddia makamı hakkımdaki HTS kayıtlarını inceleme gereği duymamıştır. Asılsızlığını bilerek iddianameye koyduysa görevini kötüye kullanmıştır iddia makamı. Bu suçlamalar her türlü mesnetten yoksundur" dedi. 

"YAYIN POLİTİKASINI DEĞİŞTİRME İDDİASI ABESLE İŞTİGAL"

Kadri Gürsel, "Benim yayın danışmanlığım ile gazetenin sözde yayın politikası değişikliğiyle ilişki kurmak abesle iştigaldir. Görevine 27 Eylül 2016'da başlayıp sadece 34 gün görevde kalmış bir kişinin yayın politikasını değiştirmesi nasıl mümkün olur? 5 ay köşe yazarlığı yapıyor olmam da yayın politikasını değiştirmeye etki etmez. Yenigün Haber ajansı imza yetkilisi olmadığım halde polis fezlekesinde bu şekilde yazılması görevi kötüye kullanmaktır" diye konuştu. 

"BERAATİME KARAR VERİLSİN"

Gürsel, Türkiye'de otoriterleştiğine yönelik algı yaratmakla ilgili iddiayı da kabul etmeyerek "Hukuki değil, siyasi bir suçlamadır. Türkiye'deki rejimin otoriterleştiği iddiasını değişik dönemlerde yazılarımda belirttrim.  Maalesef bu öngörüm gerçekleşti. Aksi halde mesnetsiz suçlamalarla 9 ay sonra mahkeme çıkarak savunma yapıyor olmazdım. Uzun tutukluluk yoluyla cezalandırma başlı başına insan hakkına aykırıdır. Beraatime karar verilmesini talep ediyorum" dedi. Gürsel'in savunmasının ardından Akın Atalay'ın savunmasına geçildi. 

Cumhuriyet gazetesi yazar, çizer ve yöneticileri bugün ilk kez hakim karşısına çıkıyor. “Gülen ve PKK/KCK örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” ve “Gülen örgütü propagandası yapmak” iddialarıyla açılan davada duruşma 4 gün sürecek. Tutuklu bulunan 12 Cumhuriyet gazetesi çalışanının duruşması İstanbul Adliyesi’ndeki 27’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı.

Hakim karşısına çıkacak isimler ise şöyle: Cumhuriyet gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, gazetenin yayın danışmanı Kadri Gürsel, Cumhuriyet Kitap Eki Yayın Yönetmeni Turhan Günay, gazetenin okur temsilcisi Güray Öz, köşe yazarı Hakan Kara, gazetenin çizeri Musa Kart, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyeleri Önder Çelik ve Bülent Utku, Cumhuriyet Vakfı Danışma Kurulu üyesi avukat M. Kemal Güngör, muhabir Ahmet Şık ve muhasebe çalışanı Yusuf Emre İper.

Kime hangi suçlamalar yöneltildi?

Gazete çalışanlarına yönelik iddianamede Can Dündar, Mehmet Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Aydın Engin, Bülent Yener ve Günseli Özaltay’ın, “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme” suçundan ayrı ayrı 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istenirken, Akın Atalay, Mehmet Orhan Erinç ve Önder Çelik’in “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme” ve “hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma” iddialarından ayrı ayrı 11.5 yıldan 43 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.

Suçlamalar…

Bülent Utku, Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör, Hikmet Çetinkaya da, “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme” ve “hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma” iddialarından ayrı ayrı 9.5 yıldan 29 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor. Ahmet Şık’ın ise “PKK ve DHKP/C örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etmek”ten 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapsi isteniyor.

Dava öncesi balonlu eylem

Duruşma öncesinde, Cumhuriyet Gazetesi yönetici ve yazarlarına destek veren meslektaş ve yakınları Çağlayan Adliye’si önündeki meydanda ellerinde balonlarla toplanarak açıklamalarda bulundu. CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, "Bu iddianamenin için aynen bu balon gibi bomboştur" diyerek elinde bulunan balonu patlattı. Açıklamaların ardından davayı izlemeye gelenler ellerindeki balonları bıraktı.

DHA

Okunma Sayısı: 1536
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı