Bahçıvan İş Merkezi önünde açıklama yapan Dervişoğlu, çözüm süreciyle ilgili gelişmeleri olumlu değerlendirdiğini; ancak kaygılarını atlatamadıklarını ifade etti. Dervişoğlu, “Bu kaygılarımızın başında, önceki benzer girişimlerin iç politika ve seçim süreçleriyle ilişkilendirilmesi ve seçim kaygılarından dolayı atılması gereken adımların hep seçim sonralarına ertelenmesi suretiyle sürecin hız kesmesine neden olmasıdır.” şeklinde konuştu. 

Toplumsal barışın politik hesaplar üzerinde tutulmasını talep eden Dervişoğlu, tarafların, toplumu ayrıştıran, öteleyen, şiddete teşvik eden, diğer tarafı aşağılayan, barış kelimesinin ciddiyetinden uzak söylemleri bir an önce terk etmesi gerektiğini vurguladı.

Tarafların karşılıklı güven artırıcı politikaların geliştirilmesi, üzerilerine düşen yükümlülükleri zaman geçirmeksizin yerine getirmesi gerekliliğine anlatan Dervişoğlu, “Silahlara veda edilmesinin anlamlı olması, nihai amacına ulaşması ve çatışmasızlık sürecinin devamlı olabilmesi için silahları ortaya çıkaran sebeplerin iyi tahlil edilmesi ve bu sebeplerin bütünüyle ortadan kaldırılmalıdır.” ifadelerini kullandı. 

Meral Dervişoğlu yaptığı açıklamada iç güvenlik paketinin de yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı. Olası provokasyonlar için sağduyulu davranılması önerisinde bulundu. Dervişoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Yapılacak olan provokasyonların önüne geçilmesi için sadece güvenlik güçlerinin değil, tüm tarafların öldürme, yaralama, yakma, yıkma, yıldırma vb. eylemlerden uzak durması, silah bırakma sürecinde, silah bırakanların eşit bir vatandaş olarak topluma katılmasını sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılması, iç güvenlik paketi adıyla TBMM’de görüşülen torba yasanın yeniden gözden geçirilmesi, ‘darbe anayasasını’ yamalama çabalarına son verilmesi, bu sürecin sağlıklı yürütülmesi açısından büyük önem taşımaktadır.”