"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Darbeyi deşifre etmek ne zamandan beri suç?

04 Mart 2015, Çarşamba 22:11
Baransu’nun tutuklanmasına sebep gösterilen haber için, dönemin Taraf yöneticileri konuştu. Ahmet Altan: Darbe planları ne zamandan beri “Devletin gizli kalması gereken bilgileri” sayılıyor?

Taraf Gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan: “Ne zamandan beri darbe planları ‘devletin güvenliğine ilişkin belge’ ve ‘devletin gizli kalması gereken bilgileri’ olarak niteleniyor?” 

Taraf eski yöneticisi Çongar: “Gazetecilerin, toplumun bilgilenme hakkını göz ardı ederek, devlet içindeki yasa dışı faaliyetlerle ilgili bilgilerden uzak durmasını, bunları haberleştirmemesini mi savunmalıyız?”

Gazeteci Mehmet Baransu’nun ‘Devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge veya vesikaları kısmen veya tamamen yok eden, tahrip eden veya bunlar üzerinde sahtecilik yapan veya geçici de olsa, bunları tahsis olundukları yerden başka bir yerde kullanan, hileyle alan veya çalmak’ ve ‘Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri temin etmek’ gerekçesiyle tutuklanmasına tepkiler gün geçtikçe artıyor. Baransu’nun tutuklanması üzerine Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan bir yazı kaleme alan Taraf Gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan, Taraf gazetecisinin kurucularından olduğunu ve o haberin basılmasına karar veren kişi olduğunu hatırlatarak, “Ben buradayım, benimle konuşun!” dedi. 

Bin defa önüme gelse bin defa basarım

Balyoz’un bir darbe hazırlığı olduğundan bir an bile şüphe duymadığını kaydeden Altan, “Ne zamandan beri darbe planları ‘devletin güvenliğine ilişkin belge’ ve ‘devletin gizli kalması gereken bilgileri’ olarak niteleniyor?” diye sordu. Yazısında, Taraf’ı beş yıl yönettiğini belirten Altan, şunları kaydetti: “Ben Taraf gazetesinin kurucularından biriyim, o gazeteyi beş yıl yönettim, Balyoz darbe planlarının basılmasına ben karar verdim. O planları bin defa önüme getirseler bin defa da basarım. Darbecilerin zorbalığından da, hırsızların zorbalığından da nefret ederim. Bu duygum hiç değişmedi, hiç değişmeyecek. Onun için çeşitli insanların isimlerini ortada dolaştırarak, Baransu’yu tutuklayarak meselenin etrafında dolaşmaktan vazgeçin.”

“Belgeleri kim sızdırdı?” sorusuna cevap verilsin

Baransu’yu tutuklamadan önce başka işler yapılması gerektiğini belirten Altan, önce bu belgelerin Gölcük Donanma Komutanlığı İstihbarat Dairesi Başkanlığı’ndan nasıl sızdırıldığının hesabının sorulması gerektiğini kaydetti. Taraf’ta yayımlanan belgelerin resmi bir kurumdan çıktığını hatırlatan Altan, şunları kaydetti: “Yayınladığımız belgeler, Gölcük Donanma Komutanlığı İstihbarat Dairesi Başkanlığı’ndan çıktı. Birebir aynı belgeler. Şimdi o belgelerin “sahte” olduğunu söyleyen hiç kimse gidip de Genelkurmay Başkanlığı’na, “O belgeler sizin Donanma istihbaratın merkezinden nasıl çıktı” diye sormuyor. Resmî bir kuruluşta bulunan, resmî belgeler onlar. O belgelerin sahte olduğunu mu söylüyorsunuz? O zaman, o “sahte” belgeler Donanma’nın istihbarat merkezinde ne arıyordu diye soracaksınız. Bütün subayların sicil numaralarını, görev yerlerini gösteren bavul dolusu belgeyi Donanma İstihbarat Merkezi’ne kim yerleştirdi?” 

Ne konuşacaksanız benimle konuşun

Önce bu sorulara cevap verilmesi gerektiğini belirten Ahmet Altan, bugün “Balyoz darbe planı değildi, ordumuza kumpas kuruldu” diye konuşanların geçmişte “Baransu’nun işlediği suça ortak olduğunu” ima ederek, “Bütün suçları işleyip şimdi bir de devletin gücünü elinize geçirdiniz diye, o suçları ortaya çıkaranları suçlamaya kalkıyorsunuz. Balyoz, bir darbe planıydı. O planları ben yayınladım. Ben buradayım. Ne konuşacaksanız benimle konuşun. Ve bana sorular sormadan önce, benim sorduğum sorulara cevap verin. Verebilirseniz tabi” dedi. 

Yasemin Çongar: Biz gazetecilik yaptık

Taraf gazetesi eski yöneticisi Yasemin Çongar, “Biz gazetecilik yaptık” dedi. Çongar, Bağımsız Gazetecilik Platformu’nun internet sitesi platform24.org sitesinde Baransu’nun tutuklanması üzerine yaptığı değerlendirmede, “Bir gazeteci elindeki belgelerde ‘sahtecilik’ yapsa ya da bu belgelerin ‘sahte’ olabileceğini düşünse, bunları kendi eliyle devlete teslim eder mi? Bir gazetecinin amacı askerî sırları başka ülkelere satmak olsa, yani casusluk yapsa, bunu o sırlarla ilgili haberi gazetesinin manşetinden duyurarak, elindeki belgeleri de kendi devletine teslim ederek yapar mı? Gazetecilerin, toplumun bilgilenme hakkını göz ardı ederek, devlet içindeki yasa dışı faaliyetlerle ilgili bilgi ve belgelerden uzak durmasını, bunları haberleştirmemesini mi savunmalıyız? Bu gazetecilikten vazgeçmek değil midir? Anayasa’nın 28. maddesinden, Basın Kanunu’nun 3. maddesinden vazgeçmek değil midir?” ifadelerini kullandı.

Yıldıray Oğur: Mehmet Baransu suçluysa ben de suçluyum

Balyoz Dâvâsı kapsamında çete kurmaktan suçlandığı için önce gözaltına alınan daha sonra tutuklanan gazeteci Mehmet Baransu’ya Türkiye gazetesi yazarı Yıldıray Oğur da sahip çıktı. Baransu’nun gözaltına alındığı gün, suçlamanın “bir gazeteci olarak Balyoz haberini bulması veya haberi yapması” olmaması gerektiğini ümit ettiğini belirten Oğur, “Yasalara ve Yargıtay kararlarına göre buradan bir suç çıkarılamaz. Çıkarılırsa o haberin altında imzası olan üç kişiden biri olarak ben de suçluyum demektir bu” diyerek adeta kendini ihbar etti.

Haber Merkezi

Okunma Sayısı: 2148
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı