Kredi daralması bitmeden krizin bitmeyeceğini vurgulayan TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, “Ekonomide inat olmaz” dedi.
TÜSİAD’ın Yüksek İstişare toplantısında konuşan Bilecik, Türkiye’nin sahip olduğu potansiyele rağmen hak etmediği zorlu bir dönemden geçtiğini belirtti. BloombergHT’nin aktardığına göre, önümüzdeki yıl gerek küresel gerek yerel düzeyde belirsizlik ve risklerin devam edeceğini, ticaret savaşlarının küresel büyümeyi etkileyeceğini kaydeden Bilecik, şöyle konuştu: “ABD Merkez Bankası faizleri yavaşlatacak olsa da bırakmayacağını görüyoruz. Türkiye ekonomisinin bugünkü hale gelmesinde küresel güçlerin payı var ama önce iğneyi kendimize batırmalıyız.
Kredi daralması maalesef devam ediyor. Nakit sıkışıklığı her sektörde hissediliyor. Şirketler ve tüketiciler bu kur ve faiz yükü altında eziliyor, KOBİ’lerin sorunları yükseliyor. Kredi daralması bitmeden krizin bitmeyeceğini kabul etmeliyiz. Ekonomide inat olmaz, dengeyi siyaset tercihleri sağlamadığında ekonomi kendi dengesini ciddi bedeller ödeterek sağlıyor. Ekonominin kuralları çok net belli. Geçici tedbirlerden ziyade, uzun vadeli, dengeyi gözeten politikaları tercih etmeliyiz. Şu an ekonomi yönetimi olumlu yönde görevlerine devam ediyor. Ekonominin alabora olmamasının yolu yapısal reformlardır.”
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNDEN KORKMAMALI
TÜSİAD YİK Başkanı Tuncay Özilhan da, ifade özgürlüğünün, sadece demokrasinin asgari unsurlarından birisi olmadığını, aynı zamanda teknolojik ilerlemenin de başlangıç noktası olduğunu vurgulayarak, “Korku siyasetinden, kimlik siyasetinden, nefret siyasetinden kaçınılmalıdır. Ama ifade özgürlüğünden korkulmamalıdır” dedi.
TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanı Tuncay Özilhan da konuşmasında, ifade özgürlüğünün sadece demokrasinin asgari unsurlarından birisi olmadığını aynı zamanda teknolojik ilerlemenin de başlangıç noktası olduğunu vurgulayarak şunları söyledi; “Şiddet içermedikçe düşünce ifade edilebilmelidir. Görüş farklılıklarını cezalandırmak yerine teşvik edilmelidir. Korku siyasetinden, kimlik siyasetinden, nefret siyasetinden kaçınılmalıdır. Ama ifade özgürlüğünden ve çoğulculuktan da korkulmamalıdır. Gençlerimize beceriler kazandırırken, sosyal yönden gelişmelerini de ihmal etmemelidir.”
Bizim demir atacağımız ana liman Batı’dır
Bilecik, “Bugün ABD, bazı Avrupa, Latin Amerika ve Asya ülkelerinde olmak üzere demokrasi tarihsel sınav veriyor. Küreselleşen ekonomi daha zorlu rekabet koşullarını da beraberinde getiriyor. 4. sanayi devrimi iş yapma şeklinden günlük yaşamımıza kadar yıkıcı siyasi eğilimlere de neden oluyor. Kısaca dünya küçülürken sorunlar maalesef büyüyor. Bugün su ne kadar bulanık olursa olsun bizim demir atacağımız ana liman Batı’dır” diye konuştu. ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşlarında her ne kadar geçici ateşkes imzalanmış olsa da pek çok ülkeyi etkilemeye devam ettiğini ifade eden Bilecik, şöyle devam etti: “Ticaret savaşları, Atlantik ile Asya rekabetinin de derinleştiğinin göstergesi. Korumacılık önlemleri uluslar arası ticaretin daralmasına da yol açtı. Ticaret savaşlarının hiçbir daim kazananı olmuyor.”
Haber Merkezi