İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi Hâkimi Mustafa Başer’in tutuklanmasını değerlendiren Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu, hâkimlerin verdiği karardan dolayı tutuklanmasının otoriter rejimlerde bile görülemeyeceğini belirtti.
“Paralel yapı” iddiasıyla başlatılan operasyonunda tutuklanan polisler ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca için tahliye kararıyla ilgili iki hâkimin tutuklanmasını değerlendiren Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu, “Suçüstü yoksa delilleri ortada ağır cezalık bir durum bulunmuyorsa, hâkimlerin tutuklanmaları, üstelik verdiği karardan dolayı tutuklanmaları otoriter eğilimli düzenlerde bile rastlanan bir durum değildir. Bu tutuklamalarla yaşadığımız ağır hukuk ve demokrasi ihlâllerinden birisine işaret ediyor” dedi.
İki karar da skandal
Ali Bayramoğlu’nun Yeni Şafak gazetesinin dünkü nüshasında yayımlanan, “Hâkim tutuklamak…” başlıklı yazısında geçen hafta yaşanan tahliye krizini skandal olarak değerlendiren Bayramoğlu, tutuklu polislere ve Hidayet Karaca’ya verilen tahliye kararının bir operasyon görüntüsü verdiğini belirterek şunları kaydetti: “Tahliye kararını alan ve reddi hakim kararını veren yargıçlar öyle bir uygulamayla karşı karşıya kaldılar ki, bu uygulamanın oluşturduğu skandal, tahliye skandalını geri ve gölgede bıraktı. İki hâkim verdikleri karardan sadece dört gün sonra tutuklandılar. Peki, bu kadar kısa sürede hangi soruşturma, inceleme sonucu ve hangi kanıtlarla? (..) Hâkimler yeterli soruşturma yapılmadan ve yeterli delil olmadan tutuklanınca, ortaya başka bir durum ve sonuç çıktı. Hâkimler, henüz kanıtlanmamış faaliyetlerinden değil, hoşa gitmeyen kararlardan dolayı tutuklanmış oldular.”
Yargı üzerinden iktidar kavgası yapılıyor
Tutuklu polisler ve Hidayet Karaca hakkında verilen tahliye kararının hukuki açıdan dayanaksız olduğunu iddia eden Bayramoğlu, yazısında şu ifadelere yer verdi: “Dayanaksız tahliye kararından sonra, hukuki açıdan dayanaksız, dayanaksız olduğu oranda hâkim güvencelerini ve statüsünü, iktidar karşısında konumunu soru işaretleriyle çevreleyen bir tutuklama kararı… Suçüstü yoksa delilleri ortada ağır cezalık bir durum bulunmuyorsa, hâkimlerin tutuklanmaları, üstelik verdiği karardan dolayı tutuklanmaları otoriter eğilimli düzenlerde bile rastlanan bir durum değildir. Bu tutuklamalarla yaşadığımız ağır hukuk ve demokrasi ihlâllerinden birisine işaret ediyor. (...) Bir otoriterleşme ve gasp haline başka bir otoriterleşme ve gasp ile cevap veriliyor. Yargı gücünü elinde tutanların iktidar kavgası görüntüsü ortaya çıkıyor. Bu durum, iki otoriterleşme halinin demokrasi elbiseleriyle ve hukuku araçsallaştırarak çatışması, olabileceklerin en kötüsüdür. Türkiye, AK Parti, adliye mensupları bu hatadan derhal dönmelidir. İki hâkim serbest bırakılmalı ve haklarında idari ve adli ciddi bir soruşturma yapılmalıdır.”