Avukat Kadir Akbaş, Risale-i Nurları devlet tekeline alan maddenin AYM tarafından gündeme alınmasına rağmen, hükümet tarafından Risale-İ Nurların basımına ilişkin çıkarılacak bir kararnamenin hukuka meydan okumak olacağını söyledi.
Risale-i Nurları devlet tekeline alan maddenin iptali ve yürürlüğün durdurulması için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) gidilmesi Nur cemaatleri arasında tartışmaya sebep oldu. Bakanlar Kurulu’nun yakın zamanda bir kararname ile Risale-i Nurların bandrol meselesini halledeceğini iddia eden kimi çevrelere cevap gazetemiz avukatı Kadir Akbaş’tan geldi. Akbaş, AYM’nin iptal kararını görüşeceği şu günlerde AYM kararını beklemeden böyle bir kararname çıkarmasını “hukuka meydan okumak” şeklinde değerlendirdi. Hükümetin böyle bir kararname ile bir emrivaki yapma yoluna gideceğini kaydeden Avukat Akbaş şunları kaydetti: “Yasal olarak henüz bir yürütmeyi durdurma ve iptal kararı verilmediği için hükümetin böyle bir karar alabileceğini kaydetti. Hukukun üstünlüğünü esas alan bir hükümetin Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla, yürütmeyi durdurma ve iptal talebiyle Anayasa Mahkemesi’nin önüne götürülmüş bir konuda karar almaktan kaçınılması gerekir. Aksi takdirde bu ‘ben hukuka meydan okuyorum’ demektir.”
Hükümet kararname ile bahane üretiyor
Anayasa Mahkemesi’nin konu üzerinde birkaç gün içerisinde karar vereceğini hatırlatan Akbaş, “hükümetin mahkemenin kararını beklemeden bir karar alması açıkça hukuku hiçe saydığını herkese ilân etmesidir” dedi. AYM’nin ilgili kanun maddesine yönelik iptal veya yürütmeyi durdurma kararı vermesi halinde, Hükümet konuyla ilgili kararname çıkarmasının bir anlamı kalmayacağını ifade eden Akbaş, AYM’nin iptal kararı vermesi halinde Bakanlar Kurulu Kararnamesinin hükümsüz olacağını aktardı. İktidarın Risale-i Nurların basımına yönelik 8 aydır hiçbir işlem yapmadığının altını çizen Akbaş, hükümetin tam da AYM’nin ilgili maddeyi gündemine aldığı şu günlerde ‘bakın ben karar aldım ama sonuçta Anayasa Mahkemesi iptal etti’ diyebilmek için böyle bir kararname hazırlığında olduğunu söyledi.
Bakan gerçekleri ifade etmiyor
Kültür Bakanı Ömer Çelik’in TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Risale-i Nurların basımına ilişkin yaptığı açıklamaları da değerlendiren Kadir Akbaş, Çelik’in Bediüzzaman’ın yasal varislerinden Saadet Hanıma yönelik ifadelerin de gerçeği yansıtmadığını söyledi. Akbaş, Saadet Hanımın şimdiye kadar ‘ben kimsenin yayınına engel olmak istemiyorum kimseye bu hakkı münhasıran vermek taraftarı değilim Bugüne kadar olduğu gibi herkes bassın’ dediğini aktardı. Akbaş şunları söyledi: “Saadet hanımın yaklaşık 50 yıldır mirasçı, Saadet Hanım bugüne kadar hiç kimseden hak talep etmemiş, kimsenin neşriyatına engel olma yoluna gitmemiştir. Bu yönde herhangi bir müracaatı ve talebi olmamıştır.”
Bandrol engeli hukukî değil, siyasî
Saadet Hanımın kanunî mirasçı olduğunun mahkeme kararıyla belirli olduğunu ifade eden Akbaş “Bu insanın 50 yıldır bu yönde kararı var. ‘Bunlar vakıf malıdır, Kur’ânın malıdır” nazarıyla kimseyle bir telif hakkı tartışmasına girmemiş. Bu varisler ‘Bizler hak sahipleri olarak Bediüzzaman’ın talebi üzerinde eserlerin Nur Talebeleri tarafından neşrine muvafakat ettik’ diyorlar. Bir yarım asırdır bu uygulama böyle gelmiş, bakanlık bu uygulamayı nasıl görmezden gelebilir?” diyerek Bandrol uygulamasının hukuki değil siyasî bir uygulama olduğunu kaydetti.
Gökhan YILMAZ
[email protected]
Twitter:@MGokhanYlmz