13. yılını yaşayan AKP iktidarı AB konusunda net bir tavır sergileyebilmiş değil. Kimi hükümet üyeleri “AB üyeliği yarım asırdır stratejik hedefimiz” diye konuşurken, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere bazı hükümet yetkililerinin de AB’ye
yönelik sert çıkışları, hükümetin AB üyeliği konusunda nasıl bir politika izlediğinin anlaşılmasına engel oluyor.
13. yılını yaşayan AKP iktidarı AB konusunda net bir tavır sergileyebilmiş değil. Kimi hükümet üyeleri “AB üyeliği yarım asırdır stratejik hedefimiz” diye konuşurken, Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere bazı hükümet yetkililerinin de AB’ye yönelik sert çıkışları, hükümetin AB üyeliği konusunda nasıl bir politika izlediğinin anlaşılmasına engel oluyor. AKP yöneticilerinin birbiriyle çeline açıklamalarına rağmen Kayseri’de konuşan Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, hükümetin AB politikalarına yönelik eleştirileri ters propaganda olarak değerlendirdi. 1. Bölgesel Medya Yarışması’nın ödül törenindeki konuşmasında, “Türkiye’nin eksen kayması yaşadığı, Avrupa Birliğinden uzaklaştığı gibi propagandalar, uluslararası medya kuruluşlarının bir çalışması olarak ortaya çıkıyor” diyen Akdoğan, “Yerel ve ulusal medya olarak, Türkiye’nin hedeflerini anlatmak için ortak bir ses oluşturmak gerekiyor. Estirilen fırtınalara göre politikalarımıza yön vermeyiz. AK Parti olarak nasıl ki içerideki vesayet odaklarına karşı milletin emanetine sahip çıkmışsak, uluslararası medya patronlarının yönlendirmelerine de karşı çıkacağız” diye konuştu.
Erdoğan bir öyle bir böyle konuşuyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AB konusunda birbirinden farklı konuşmaları dikkati çekiyor. 29 Kasım 2014 tarihinde Türk-İngiliz Tatlı Dil Forumu yemeğinde konuşan Erdoğan, “Avrupa Birliği’ne tam üyeliği ülkemizin stratejik bir hedefi olarak görüyor, yaklaşık 50 yıldır bunun mücadelesini veriyoruz. AB üyeliğimizin önündeki siyasi engellerin aşılması ve halkımızın bu süreçle ilgili motivasyonunun yeniden canlandırılması önem taşıyor” ifadelerini kullanmıştı. Erdoğan, bu sözlerinin üzerinden 1 ay geçmeden medyaya yönelik operasyonlar için Türkiye’yi uyaran AB yetkilileri için “AB kendi aklını kendine saklasın” diyerek ilginç çıkışlarından birini yapmıştı. Son olarak Cibuti’de AB üyeliği konusunda değinen Erdoğan, üyelik için başvuru yapan ülkenin Türkiye olduğunu göz ardı ederek asıl Türkiye’nin AB’yi test ettiğini söyledi. Cibuti’de de AB’ye yönelik restlerine devam eden Erdoğan, AB üyeliği için “Türkiye artık güçlüdür. Türkiye kapınıza gelip dilenecek bir ülke değildir. Ayakları üstünde duran gelişen bir ülkededir. Bu kararlıkla AB’ye kabul ederlerse girer yoksa yolunu çizer” ifadelerini kullandı.
Türkiye üzerine düşen görevleri tamamladı mı?
Öte yandan Başbakan Ahmet Davutoğlu’da AB konusunda biribirinden farklı açıklamalar yaparak Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan geri kalmıyor. Dışişleri Bakanı iken “AB üyeliği yarım asırdır stratejik hedefimiz oldu ve böyle kalmaya devam edecek” diye konuşan Davutoğlu, Türkiye AB üyeliği için üzerinde düşen bütün görevleri yerine getirmiş gibi “Buzdolabının önünde donmayı bekleyecek değiliz, tarih kararı verecektir” demişti. Halen Dışişleri Bakanlığı görevini yürüten Mevlüt Çavuşoğlu ve AB Bakanı Volkan Bozkır’ın da benzer açıklamaları, vatandaşa “Biz üyelik için gerekli olan hukuksal ve yapısal dönüşümü tamamladık mı ki, AB’ye böyle rest çekiyoruz?” dedirtti.