Olağanüstü Hâl (OHAL) döneminde çıkarılan 676 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile devlet memurluğuna alınacaklar kişiler için aranan şartlara “güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak” ibaresi eklendi.
Bu ibarenin eklenmesinden beri söz konusu soruşturmalar neticesinde çok sayıda kişi devlet kurumlarında çalışamıyor ya da özel kurumlar tarafından işe alınmıyor. Soruşturma tamamlandıktan sonra kişinin işe alınıp alınmaması kurum inisiyatifine bırakılıyor. Ancak güvenlik soruşturmasından geçemeyenler arasında işe alınanların sayısı oldukça az.
Soruşturmaların hiçbir hukuki niteliği yok
Aralık ayında atama beklerken soruşturmadan geçemediğini evine gelen tebligatla öğrenen doktor, “Bu sonucu beklemiyordum çünkü ne davam ne de cezam var. Yüz kızartıcı suçum yok. Adli sicilim temiz. Dernek üyeliğim bile yok. Geriye istihbarı raporlar kalıyor” diyor. DW Türkçe’ye konuşan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) uzmanı İlker Akcasoy, soruşturma sonuçlarının çoğunlukla muhataplarına sözlü olarak iletildiğini ifade ediyor. Soruşturmaların hiçbir hukukî niteliğinin olmadığını dile getiren uzman, somut dayanaklara da yer verilmediğini söylüyor. Keyfi bir şekilde çalışma hakkının insanların elinden alındığını söyleyen Akcasoy, “Şu suçlamadan ceza almıştır’ değil, ‘Şu terör örgütü ile iltisaklıdır’ ibaresi yer alıyor. Her şey fiili, ortada belge yok. Bu da devlet aklının nasıl işlediğini gösteriyor çünkü hukuksal zemin ya da hesap verebilirlik yok” diyor.