Günümüzde İslamcılığın bir anlamda “İslamsız İslamcılık” içerisinde olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Şenol Durgun, “Bugünün Türkiyesindeki İslamcılık çoğunlukla gelenekten, irfandan kopuk ve aşırı politize olmuştur” dedi.
1980 SONRASI YAŞANAN GELİŞME
“Türkiye’de İslamcılığın Değişen Seyri” üzerine açıklamalarda bulunan İstanbul Gelişim Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şenol Durgun, 1980 sonrası küresel ölçekte ve iç siyasette yaşanan gelişmeler olduğunu belirterek “Arapça eserlerden yapılan çeviriler Türkiye’deki İslamcı hareketleri etkilemiş ve onları gelenekten ve tarihsel birikimden uzaklaştırmış” dedi.
BATILI ENTELLEKTÜELLERDEN BESLENDİLER
Prof. Dr. Durgun, “İslamcılar, önce ‘kamusal alanda görünürlülük’, sonrasında ise ‘kamuda yer alma’ taleplerini dile getirmeye başladılar. Bu tutumu besleyen önemli bir gelişme de İslamcılığın bu zamandaki beslenme kaynaklarıdır. Artık İslamcı kesim için beslenme alanı İslami entellektüeller tarafından değil, Müslüman olmayan Batılı entellektüeller oluşturmuştur” diye konuştu.
***
İslâmcılık anlayışı politize oldu
Günümüzde İslâmcılığın bir anlamda “İslâmsız İslâmcılık” içerisinde olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Şenol Durgun, “Bugünün Türkiye’sindeki İslâmcılık çoğunlukla gelenekten, irfandan kopuk ve aşırı politize olmuştur” dedi.
Merkezi Hollanda Rotterdam’da bulunan Avrupa İslam Üniversitesi tarafından düzenlenen konferanslar serisinde İstanbul Gelişim Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şenol Durgun, “Türkiye’de İslamcılığın Değişen Seyri” üzerine Avusturya’nın Insbruck ve Almanya’nın Münih şehirlerinde konuşmalar yaptı. Prof. Dr. Durgun, 1980 sonrası küresel ölçekte ve iç siyasette yaşanan gelişmeler olduğunu belirterek “1980 Sonrası İslamcılar moderniteyi İslamileştirmeye çalıştılar” dedi. Birçok üniversitenin katılımıyla gerçekleşen konferansa, üniversite dışından birçok kişi de katılım sağlayarak sorular yöneltti.
Arapça eserlerden yapılan çeviriler, tarihsel birikimden uzaklaştırdı
Avrupa İslam Üniversitesi’nin düzenlediği konferanslar serisine İstanbul Gelişim Üniversitesi’nden Prof. Dr. Şenol Durgun konuşmacı olarak katıldı. Prof. Dr. Durgun, geçmişten günümüze kadar İslamcılık için bazı kırılma noktaları olduğunu söyledi. Cumhuriyet sonrasında 1960’lı yıllara kadar geleneksel dini anlayışın, inkılaplara ve Batı’ya karşı alternatif aramada başlıca referans alanı olduğunu söyleyen Durgun, “1950 sonrası Soğuk Savaş yılları ile birlikte sömürge bölgesi Müslüman coğrafyalarda artan bağımsızlık hareketleriyle gelişen “yeni” dini yorumların bulunduğu Arapça eserlerden yapılan çeviriler Türkiye’deki İslamcı hareketleri etkilemiş ve onları gelenekten ve tarihsel birikimden uzaklaştırmış, hatta onları bu birikime karşı karşıt bir tavra sürüklemiştir” ifadelerini kullandı.
“İslâmsız İslâmcılık”
İslamcılık içerisinde geçmiş birikiminde kopma yaratan esas gelişmenin 1980 sonrası küresel ölçekte ve iç siyasette yaşanan gelişmeler olduğunu dile getiren Prof. Dr. Durgun, “Bu zamana kadar Türkiye’de “kamuya alternatif” arayışında bulunmaya çalışan İslamcılar, önce “kamusal alanda görünürlülük”, sonrasında ise “kamuda yer alma” taleplerini dile getirmeye başladılar. Postmodernizmle birlikte “Artık tek bir hakikat vardır, o da İslam’dır” anlayışı terk edilerek, birçok doğru olduğu ve herkesin doğrusuna saygı anlayışı yerleşmiştir ki, bu durum geçmiş İslamcı anlayıştan önemli bir kopma göstermektedir. Bu tutumu besleyen önemli bir gelişme de İslamcılığın bu zamanda ki beslenme kaynaklarıdır. Artık İslamcı kesim için beslenme alanı İslami entellektüeller tarafından değil, Müslüman olmayan Batılı entellektüeller oluşturmuştur” diye konuştu. Günümüzde İslamcılığın bir anlamda “İslamsız İslamcılık” içerisinde olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Durgun, “Bugünün Türkiye’sindeki İslamcılık çoğunlukla gelenekten, irfandan kopuk ve aşırı politize olmuştur” dedi.
DHA