Önceki gün dikkatler elektrik kesintileri üzerine yoğunlaştığı sırada Gezi Parkı eylemleri sırasında öldürülen Berkin Elvan soruşturmasını yürüten Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın DHKP-C terör örgütü tarafından rehin alınması gündeme bomba gibi düştü. Teröristlerin yüksek güvenlikli adliyeye nasıl girdikleri, Savcı’nın odasına kadar nasıl çıktıkları, silahı ve örgüt propagandasında kullanılan afiş v.b. materyalleri nasıl içeri soktukları soruları gündemdeki yerini koruyor. 

Dâvâda  ilerleme kaydediyordu

Gezi eylemleri sırasında vurularak 269 gün komada kaldıktan sonra vefat eden Berkin Elvan dosyasına bakan Savcı Kiraz’ın soruşturmada şuana kadar en çok ilerleme kaydeden savcı olduğu belirtildi. Berkin Elvan dâvâsında yavaş yavaş ipuçlarına ulaştığı iddia edilen Savcı Kiraz’ın Berkin Elvan ismini kullanarak eylem yapan örgütün amacı konusunda tartışma başlattı. Terör örgütü DHKP-C’nin, Savcının şahadetiyle sonuçlanan eylemle neyi amaçladığı anlaşılamadı.

Çoğu faili meçhul kaldı

Geçmişte benzer suikastlar ve terör eylemlerine sahne olan ülkemizde aydınlatılan olay neredeyse yok gibi. Ülkede kaos çıkarmak darbeye zemin hazırlamak ve birilerinin iktidarını pekiştirmek amacıyla düzenlenen operasyonlar birer faili meçhul olarak kalmaya devam etti. Kimi zaman yabancı gizli servislerin operasyon sahasına dönen Türkiye’de kamuoyu artık bu tip olayların yaşanmaması için yetkililerden azami dikkat bekliyor ve yapılan menfur saldırının Katanlıkta kalmamasını istiyor.

GÜSAM Başkanı Taştekin: Operasyon başarısızdır

Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi  (GÜSAM) Başkanı Ercan Taştekin, Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın şehit edilmesiyle sonuçlanan polis operasyonunun uluslararası kriterlere göre başarısız operasyon olarak kabul edildiğini söyledi. Eski Emniyet Müdürü Taştekin, Berkin Elvan dâvâsına bakan Savcı Kiraz’ın şehit edilmesi ve 2 teröristin de öldürülmesiyle sonuçlanan operasyonu değerlendi. “Teröristler can güvenlikleri ve kaçışları için ellerindeki rehineyi kolay kolay öldürmezler. Eğer ilk hamle teröristlerden geldiyse bunun sebebi iyi belirlenmeli. Bu bir soru işareti. Ayrıca kurtarma operasyon ve silahlı çatışma uzun sürmüştür. Bu da ayrı bir soru işareti. Bence en dikkat çekici konu, şehit edilen savcının üzerinde 5 kurşunun olması. Bu tür operasyonlarda teröristlere 5 kurşun sıkacak kadar süre tanınmaz. Bu da operasyonla ilgili çok ciddi bir soru işaretidir. Ayrıca olayın faillerin ölü ele geçirilmesi uluslar arası kriterlere göre eylem esnasında rehin alan ve rehin alınanın tamamının ölmüş olması son derece başarısız operasyon olduğunu gösterir.”

Ankara / Fatih Karagöz

Yurt genelinde operasyon başlatıldı

Savcı Kiraz’ın şehit edilmesinin ardından yurt genelinde DHKP-C’ye yönelik operasyon başlatıldı. Antalya Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince yapılan operasyonda 19 kişi gözaltına alındı. İzmir’de ise 11 adrese yapılan eş zamanlı operasyonda 5 kişi gözaltına alındı. Eskişehir Emniyet’in 5 eve düzenlediği operasyonda ise 5 kişiyi gözaltına aldı. 

Adliyelerdeki güvenlik tedbirleri tartışılıyor

İstanbul Adliyesi’nde Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın görevi başında şehit edilmesinin ardından adliyelerdeki güvenlik önlemleri tartışılıyor. Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı Alaaddin Varol adliyelerde güvenlik zaafı bulunduğunu öne sürdü. Varol, “Burada sadece sorun, avukatların adliyeye girmesi veya üstünün aranması konusu değil. Daha kapsamlı bir çalışma yapılması lâzım. Bu tür eylemi yapabilecek bir insan, eylemi yapmayı göze alan bir insan bu eylemi her kılıkta yapabilir” şeklinde konuştu. Hukukçular Derneği Başkanı Cavit Tatlı da yaşanan sorunlara daha genel açıdan bakılması gerektiğini belirterek, “Eğer adliyelerde ciddi bir sorun olduğu düşünülüyor ise yapılması gereken şey, cezaevlerinde uygulanan sistemdir. Yani orada çalışan herkes, X-ray cihazından geçirilir” diye konuştu. Güvenlik sorununun çözümü için adliyelerde çalışan herkese kartlı geçiş sistemi uygulanmasını öneren Tatlı, adliyeye giriş-çıkış kapılarının arttırılması gerektiğini söyledi. 

Türkiye bireysel silâhlanmada 14’üncü

Umut Vakfı’nın “Bireysel Silahsızlanma” ile ilgili yaptığı araştırmada göre 2014 ve 2015 yılı içersinde bireysel silâhlarla meydana gelen olayların istatistikî bilgileri yayınlandı. Araştırmaya göre, bireysel silâhlarla işlenen suçların yüzde 74’ünün ateşli silâhlarla işlendiğinin belirlendiği araştırmada, yine ateşli silâhlarla işlenen suçların yüzde 84’ünün de ruhsatsız silâhlar ile meydana geldiği belirtildi. Meclis İçişleri Bakanlığı Silâh Kanun Tasarısı Komisyonu’na göre, 2012 yılında Türkiye’de yüzde 15’i ruhsatlı, yüzde 85’i ruhsatsız olmak üzere toplamda 20 milyon bireysel silâh kullanımı olduğu ortaya çıktı. Rapora göre, Türkiye bireysel silâhlanmada 178 ülke arasında 14’üncü ülke durumunda ve son 5 yılda bireysel silâhlanma yüzde 50 arttı. Raporda, Türkiye’de ateşli silâh kullanımında ciddî bir artış görüldüğü belirtilirken, bu silahlar ile insan öldürme veya yaralanma oranının ise küçümsenmeyecek ölçüler olduğuna vurgu yapıldı. Psikopatça silâha ve şiddete doğru bir eğilimin belirlendiği araştırmada, her yıl ortalama 4 bin 500 kişinin bireysel silâhlarla öldürüldüğü belirtilerek, durum “küçük çaplı bir savaş” olarak nitelendirildi.