Ankara’nın Türkiye’yi AB’den koparma noktasına getiren restleri, ülkemizi adım adım dünyadan koparıyor ve ekonomi başta olmak üzere hayatın birçok alanındaki olumsuz yansımaları her geçen gün daha fazla hissediliyor.
Demokratik kazanımlarda geriye gidiliyor
Ankara AB’den uzaklaştıkça, sürecin önceki aşamalarında elde edilen demokratik kazanımlarda da ciddî gerilemeler yaşanıyor. Yargı bağımsızlığını tamamen ortadan kaldırmaya yönelik siyasî müdahaleler hukuk ve adalete duyulan güveni her geçen gün daha da aşağı çekerken, medya özgürlüğünü hedef alan baskıların gittikçe yoğunlaşması ve kayyım darbeleriyle gerçekleştirilen gasp operasyonları, çok ağır hak ihlallerini netice veriyor.
VİZE MÜJDESİNDEN “OLMAZ OLSUN” TAVRINA
Daha önce “Vize serbestisi Temmuz’da tamam” diyen bir iktidarın, Saray zoruyla gerçekleşen başbakan değişimi sonrasında “Vize muafiyeti olmaz olsun” noktasına gelmesi, yıllardır vize çilesinden bezmiş olan geniş bir kesim tarafından tepkiyle karşılanıyor. İktidarın “terörle mücadele” gerekçesi inandırıcı bulunmazken, içe kapanan bir Türkiye’de sorunların dahada kronik hale gelip bunlara yenilerinin eklenmesinden kaygı duyuluyor.