"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur Kur’ân’ın tefsiridir

27 Mart 2015, Cuma
Turgut Özal Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Battal İzmit’te asrın idrakine seslendi: “Bediüzzaman yepyeni bir şey söylemiş değildir. Söyledikleri Kur’ân’ın tekrarıdır. Sadece, ilham eseri olarak çağı doğru okumuş ve ihtiyaçlara uygun olarak mevcudu yenilemiştir.”

Bediüzzaman Said Nursî’nin vefatının 55. yıl dönümü münasebetiyle Gazetemiz İzmit Temsilciliği ve Risale-i Nur Enstitüsü işbirliği ile düzenlenen “Bir Tecdid Hareketi Olarak Risale-i Nur ‘İslâmın Çağdaş Adalet Teorisi’ adlı konferansta konuşan Turgut Özal Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Battal, “Bediüzzaman ferdin imanında, cemiyetin hayatında ve devletin adalet anlayışında yani hukukta tecdid yapmış bir müceddiddir. Esasen bütün diğer müceddidler ve Bediüzzaman yepyeni bir şey söylemiş değildir. Söyledikleri Kur’ân’ın tekrarıdır. Sadece, ilham eseri olarak çağı doğru okumuş ve ihtiyaçlara uygun olarak mevcudu yenilemiştir.” dedi. 

Bediüzzaman Hazretlerinin adalet anlayışına vurgu yapan Prof. Dr. Ahmet Battal, “Bediüzzaman’ın adalet anlayışı da aslında Kur’ân’ın adalet anlayışıdır. Yenilik bilhassa modern devletin ve çağdaş toplum yapısının gereklerine uygun bir devlet ve adalet teorisi geliştirmiş olmasıdır.” dedi. Battal, “Adalet hakikatinin madeni, Allah’ın isimlerinden biri olan Adl ismidir. Allah, “mutlak adil olan”dır. Adalet, insanlar âlemiyle ve hatta bazılarının sandığı gibi “adliye sarayı” ile sınırlı bir hakikat değildir. Oysa bilhassa üç yüz yıldır dünyayı kasıp kavuran materyalist felsefenin maddeci adalet anlayışı, adaleti, semavî olmaktan çıkarıp arzîleştirmek ve böylece süflîleştirmekle kalmamış, aynı zamanda adliyeye hapsetmeye de kalkmıştır.” dedi. Battal, “Adaletin de bir sembolü vardır: Terazi. Kutsal kitaplarda ve Kur’ân’da mizan olarak ifade edilen terazi, adaleti sembolize etmiştir. Terazi putlardan bir putun değil, Bir ve Biricik olan Allah’ın elinde ise bir mânâ ifade eder. Hayat veremeyen, hikmet sahibi olmayan, sıradan bir yontulmuş taş parçasının onu yontan oduna adalet vereceğini ya da bir fayda sağlayacağını ancak ruhları odunlaşmış olanlar kabul edebilir. O halde teraziyi putun elinden kurtarmaya çalışmak da adaleti tecelli ettirmek adına mühim bir vazifedir. O halde adalet için şirki reddetmek ve tevhidi elde etmek gerekir.” diyerek sözlerine devam etti.

Devlet memuru halka tepeden bakmamalı

Prof. Dr. Battal insanda bulunması gereken özellikleri sıralarken birincisinin dürüstlük ikinci özelliğin ise işe uygunluk, liyakat ya da ehliyet denilen durum olduğunu belirtti. Battal, “devlet memurunun halka tepeden bakmaması, halkı beğenmediği özellikleri sebebiyle aşağılama ya da devlet kuvvetini kullanarak dönüştürmeye çalışma gayreti içine girmemesidir. Hizmetkârın hizmet ettiği kitlenin efendisi olması, ona “ben sizin efendinizim, o halde istediğimi yapmak zorundasınız” deme hakkı vermez.” dedi. Battal, “Ceza yargılamasında geçerli en önemli ilkelerden biri de suçun ve cezanın şahsiliği prensibi olarak bilinen kuraldır. Kur’ân’da dört ayrı sûrede geçen “Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez” mealindeki “vela teziru vaziretün vizra uhra” âyetinin de emrettiği üzere, suçlunun akrabası, köylüsü, komşusu, ırkdaşı ve hatta taraftarları dahi suçlu sayılamaz, suçlanamaz, korkutulamaz.” dedi. 

Adalet aynı zamanda sosyal adalettir

Prof. Dr. Ahmet Battal, faiz yasağına ve zekat mecburiyetine uyulmasının sosyal adalet olduğuna dikkat çekerek, “Adalet aynı zamanda sosyal adalettir. Sosyal adalet için ise zengin ile fakir arasındaki uçurumun kaldırılması gerekir. Adaletin tüm sosyal ağlarda ve tüm sosyal bağlarda tecellisi için hürriyet ve meşveret şarttır. Meşveret ve şûrâ Allah’ın emirlerinden biridir ve adalete ulaşmak adına ifası bir ibadettir. Allah’tan başkasına kul olmamak, iradesini başkasının cebine koymamayı da gerektirir. İbadet irade gerektirdiği gibi sosyal ilişkiler de irade gerektirir. Samimî iradeye dayalı sosyal ilişkiler bu sebeple ibadettir ve adalettir.” dedi. Battal, siyasetten önce ve siyasetten başka, bireye ve topluma verilecek asıl hizmet olan iman hizmetini yapmaya devam etmek gerektiğini belirtti ve dinleyicilerden gelen sorulara cevap vererek programı tamamladı. 

Adaletin öncesi ve çerçevesi uhuvvettir

Prof. Dr. Battal, “Adaletin öncesi ve çerçevesi uhuvvettir. Ancak, uhuvvetle yetinmemek gerektiğini düşünen, lütufla ıslah etmeye çalışmanın faydalı olmayacağı kanaatine varan kişi kendisine karşı yapılan hatayı affetmez, adaleti ister ve istemelidir. Aslında bir toplumun sadece hukukla ayakta durabilmesi mümkün değildir. Her hatayı hukuka havale etmek, hem bir yandan devleti sosyal hayatın içine gereğinden fazla sokar ve ilişkileri resmileştirir hem de diğer taraftan adaletin basitleşmesine ve sıradanlaşmasına sebep olabilir.” şeklinde konuştu. Battal, “Demokrasi denilen çoğulcu ya da katılımcı yönetim biçiminde fıtrata uygun anayasayı ve kanunu yazmak halkın seçtiği meclisin işidir. Halkın çoğunluğu fıtrata uyma mecburiyetinin farkında ise onun seçeceği temsilciler de fıtrata ve vahye uygun kanun yapar. Demokrasi böylece vahyin halk tarafından içselleştirilmesini ve kanunların da vahye uygun olmasını sağlayan bir araç olur. Vatandaşlarının büyük çoğunluğun gönüllü olarak vahye uyduğu ve uymadığı hallerde de vahyin verdiği cezanın kendisine tatbikine gönüllü biçimde razı olduğu bu devlet, yukarıda da açıkladığımız gibi bir cazibe devleti olmanın asgarî şartlarına ulaşmış olur ve hürriyetlerin de yardımıyla her gün daha iyiye gider. Dindar bir insan dürüst değil ise bu onun dindarlığının da eksik veya göstermelik olduğuna işaret eder. Zira ahirete ve büyük hesaba hakikaten inanan bir kişi, bir haksızlığı, ancak bilmeden ve istemeden ya da kendi içtihadınca adalet zannederek yapabilir.” dedi.

İzmit / Yeni Asya

Haber Merkezi

Okunma Sayısı: 1304
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı