"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur olmadan demokrasi olmaz

28 Mart 2015, Cumartesi
Yazarımız Şükrü Bulut, “Hz. Hasan’ın altı aylık hilâfetini Risale-i Nur kıyamete kadar devam ettirecektir. Bütün problemleri halife, hilâfet veya demokrasi çözecekse, Risale-i Nur ve Bediüzzaman’sız demokrasi mümkün değil” Dedi.

Gazetemiz yazarı Şükrü Bulut, “Risale-i Nur ve talebeleri, Kur’ân ve iman hareketine koşanlar, İmam Hasan’ın altı aylık hilâfetini, kıyamete kadar devam ettirecektir. Bütün problemleri halife, hilâfet veya demokrasi çözecekse, Risale-i Nur ve Bediüzzaman’sız, demokrasi mümkün değil” dedi.

Mersin Yeni Asya İlim ve Kültür Hizmetleri Derneği ve Yeni Asya Mersin Temsilciliğinin Bediüzzaman Said Nursî’nin 55. vefat yıl dönümü münasebetiyle ortaklaşa düzenlemiş olduğu “Bediüzzaman’a Göre İslâm ve Demokrasi” konulu faaliyet, Mersin Ticaret ve Sanayi odası Konferans salonunda gerçekleştirildi.

Mersin Yeni Asya Temsilcisi Cuma Bahçeci’nin (solda) açılış konuşmasını ve sunumunu yaptığı konferans, Said Küçükoğlu’nun Kur’ân-ı Kerîm tilâvetiyle başladı. 

DEMOKRASİNİN ŞARTI

Açış konuşması ve Kur’ân tilâvetinin ardından kürşüye gelen gazetemiz yazarı Şükrü Bulut, “Bediüzzaman Said Nursî’nin “Hz. Hasan’ın altı aylık hilâfetini, Risale-i Nur çok uzun edecektir” cümlesine dikkat çekerek, “Yani, ahir zamanda Hz. Hasan’ın hilâfetinin devamı, Bediüzzaman Said Nursî’nin yalnız kendisi değil, Risale-i Nur ve talebeleri, Kur’ân ve iman hareketine koşanlar, İmam Hasan’ın altı aylık hilâfetini, kıyamete kadar devam ettirecektir. Bütün problemleri halife, hilâfet veya demokrasi çözecekse, Risale-i Nur ve Bediüzzaman’sız, demokrasi mümkün değildir” dedi.

DEMOKRASİ MÜSLÜMANLARIN ÖZ MALIDIR

Demokrasiyi sevmeyenlerin bir çoğunun kelimeye takıldıklarını belirten Bulut, şunları söyledi:

“Demokrasi kelimesinde, “Demo” halk zümresi, kratis de iktidar demek yani demokrasi halk iktidarı demektir. Ve bu demokrasi Müslümanların öz malıdır. Eski Yunanlılardan gelmiş değil. Eski Yunanlılar ve Atina demokrasisi diye bahsedilen; köleler, kadınlar ve dışarıda oturanların katılamadığı yüzde otuzluk bir kesimin kendi aralarındaki seçimidir. Atina devleti demokrasisi bundan ibarettir. Buna karşılık İslâmiyet ne diyor? İslâmiyet herkesi alıyor. Dar dairedeki seçimle geniş dairedeki seçimi anlayamadıklarından dolayı Demokrasiye itiraz ediyorlar. Demokrasinin Avrupa’dan geldiğini zannediyorlar. Avrupa’daki Demokrasi araştırmacılarından sorduğumuzda, onlar; ‘Demokrasiyi biz, Kuzey Afrika’dan İspanya’ya göç eden, oraları fetheden Endülüs’ten aldık’ diyorlar.’ Endülüs’te bir Padişah vardı, ama onun etrafında devamlı iştişare ettiği heyetler vardı.”

ASR-I SAADET’E BAKIŞ

Bulut, demokrasiyi anlamak için Avrupa’nın güzel tarafına bakmak lâzım geldiğini kaydederek, “Bize demokrasi getirmek isteyenler demokrasi değil, demokrasi bahanesiyle felâket getirmişlerdir. Hani 1923’ten sonra Cumhuriyet’te öyle yapmışlar. Cumhuriyet kurmuşlar, adamın bir tanesi oturduğu yerden 250 milletvekilini sen, sen, sen diye seçiyor. Bu Cumhuriyet değil ki, Bediüzzaman Said Nursî’nin bahsettiği demokrasi Peygamber Efendimizin (asm) Asr-ı Saadette Hz. İmam Hasan’a kadar getirdiği ve devam ettirmeyi istediği demokrasidir” dedi.

Bulut, ayrıca, “Demokrasi ve hürriyet kahramanı olan Bediüzzaman Said Nursî’nin, Enver Paşa ve Resneli Niyazi ile birlikte Sultan Abdülhamid’e karşı çıkıp, ‘biz Demokrasi, Meşrûtiyet, hürriyet, Meclis istiyoruz. Bunlar olsun sen yine başımızda halife kal’ demesini anlamak lâzım” ifadelerini kullandı.

DEMOKRASİYİ SEVMEYENLER

Kimlerin demokrasiyi sevmediğine de açıklık getiren Bulut, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kimdir Demokrasi düşmanları diye soracak olursak; devrimciler, ikincisi ırkçılar, üçüncüsü kapilalistler, dördüncüsü din namına parti kurup, parti kanalıyla dünyayı elde etmek isteyenler, beşincisi aklını başkasının cebine koyan, kendisi karar veremeyenlerdir. Bunlar demokrasiyi istemezler. Çünkü demokrasiyi tanımadığımız zaman kaçar. Üstad, istibdadı tanıdığınız kadar, Demokrasiyi de iyi tanımanız lâzım ki, elimizden kaçmasın. Ve kaçmış... Tam yakaladık derken, kaçıveriyor elimizden. Anka Kuşu gibi yakalayamıyoruz. Biz, başa dönüp Bediüzzaman Said Nursî’den ‘Bu zamanı’ okumamız lâzım. Risale-i Nur bizi labirentin içinden çıkarır asansöre bindirir, yükseltir. Dünyada yaşanan her olay hakkında yorum imkânı verir.”

Hüseyin KÜÇÜKOĞLU / Mersin

Haber Merkezi

Okunma Sayısı: 1248
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı