"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur tamircidir

14 Ekim 2014, Salı 12:06
İnsanlığın yaratılışından itibaren iman ile küfür mücadelesi devam etmektedir. Bazen maddî bazen manevî olarak devam eden bu mücadele kıyamete yani dünyanın sonuna kadar devam edecektir.

Fakat bu mücadele günümüzde daha çok manevî olarak devam etmektedir. Çünkü maddî silahla netice alınamayacağı yaşanan tecrübelerle görülmüştür.

“Evet, nasıl ki eski zamanda İslamiyet’in terakkisi düşmanın taassubunu parçalamak ve inadını kırmak ve tecavüzatını defetmek silah ile kılıç ile olmuş; istikbalde, silah, kılıç yerine, hakiki medeniyet ve maddî terakki ve hak ve hakkaniyetin manevî kılıçları düşmanları mağlup edip dağıtacak”1 hakikatini ortaya koyan Üstad Bediüzzaman Hazretleri, çağın sahibi olması itibarıyla bu mesele üzerinde ehemmiyetle durarak, günümüz insanına bu mücadelenin ve cihadın manevî olduğunu ısrarla beyan etmiştir. “Umum Nur Talebelerine vermiş olduğu en son dersinde”2 bile bu mesele ilk sırayı teşkil etmiştir. “Bizim vazifemiz müsbet hareket etmektir. Menfi hareket değildir. Rıza-i İlahiye göre sırf hizmet-i imaniyeyi yapmaktır, vazife-i İlahiyeye karışmamaktır. Bizler asayişi netice veren müsbet iman hizmeti içinde herbir sıkıntıya karşı sabırla, şükürle mükellefiz. (…) çünkü asıl mesele bu zamanın cihad-ı manevîsidir. Manevî tahribatına karşı set çekmektir. Bununla dâhili asayişe bütün kuvvetimizle yardım etmektir.”3 diyen Üstad Bediüzzaman Hazretleri, Van’da kaldığı zamanlarda “Şarkta ihtilâl ve isyan hareketleri oluyor, ‘Sizin nüfuzunuz kuvvetlidir’ diyerek yardım isteyen bir zatın mektubuna, ‘Millet irşad ve tenvir edilmelidir’ diye cevap göndermiştir.”4 Aslında bu cevap günümüz insanının, bilhassa mü’minlerin hususan yönetici ve idari irade için hareket noktası olmalıdır. Evet, millet doğru bir eğitimle eğitilmelidir. Doğru İslâmiyet ve İslâmiyet’e lâyık bir doğrulukla irşad ve tenvir edilmelidir. Kalp dairesinden başlayan, mide, aile, mahalle, memleket ve yeryüzü dairesini de içine alan bu irşad ve tenvir hareketi kısa zamanda “zemin yüzünü pisliklerden temizleyecek, sulh-u umumîyi de temin edecektir”5

Üstad Bediüzzaman Hazretleri, cehalet ve dinsizlik cereyanlarına karşı “Kur’ân’ın sönmez ve söndürülmez manevî bir güneş hükmünde olduğunu”6 ispat ederek Risale-i Nur’la büyük bir tamir hareketi başlatmıştır. Risale-i Nur çağımızın manevî tamircisidir. Girdiği her yerde tamirat yapmaktadır. “Çünkü şimdi tahribat manevî olduğu için ona mukabil tamirci manevî bir atom bombası lâzımdır. İşte, bu zamanda tahribatın manevî olduğuna ve ona karşı mukabelenin de ancak tamirci manevî atom bombasıyla mümkün olabileceğine kat’î bir delil olarak, …Risale-i Nur’un bu otuz sene içerisinde Avrupa’dan gelen dehşetli dalâlet ve felsefe ve dinsizlik hücumlarına bir sed teşkil etmesidir. O manevî tahribata karşı Risale-i Nur tamirci ve manevî bir atom bombası olmuş”7 diyen Üstad Bediüzzaman Hazretleri, toplum hayatının ahengini bozan dinsizlik cereyanının tahribatını tamir edecek en tesirli vasıtanın Risale-i Nur olduğunu beyan etmektedir: “Hayat-ı içtimaiyeyi idare eden en mühim esas olan hürmet ve merhamet gayet sarsılmış. Bazı yerlerde gayet elîm ve bîçare ihtiyarlar, peder ve valideler hakkında dehşetli neticeler veriyor. Cenab-ı Hakk’a şükür ki, Risale-i Nur, bu müthiş tahribata karşı, girdiği yerlerde mukavemet ediyor, tamir ediyor. …Şimdi binler tahribatçıya mukabil, Risale-i Nur gibi bir tamircinin bu derece mukavemeti ve tesiratı pek harikadır.”8

Risale-i Nur, bu zamanda nuranî ve saadetli ve hakikatli bir sûrette bir tebdil-i hayat-ı içtimaiye ile beraber, insanların hem nefislerinde, hem kalblerinde, hem ruhlarında, hem akıllarında, hem hayat-ı şahsiyelerinde hem hayat-ı içtimaiyelerinde, hem hayat-ı siyasiyelerinde çok büyük tamirat ve tadilat yapmaktadır. İnsanları terbiye, nefislerini tezkiye ve kalblerini tasfiye ediyor. Ruhlara inkişaf ve terakki, akıllara istikâmet ve nur, hayata hayat ve saadet veriyor. Bu tamir ve tadilatta kullandığı unsurlar ise, ihlas, uhuvvet, muhabbet, müsbet hareket, müsbet iman hizmeti, nezîhane, nazikâne kavl-i leyyin ve ikna, ilzam ve ispat eden delil ve bürhanlardır. Bu sayede kalblerde taht kurmaktadır. Bu sebeple, “Bu vatan, bu millet ve bu vatandaki ehl-i hükûmet, ne şekilde olursa olsun, Risale-i Nur’a eşedd-i ihtiyaç ile muhtaçtırlar. Değil korkmak veyahut adavet etmek, en dinsizleri de onun dindarane, hakperestane düsturlarına taraftar olmak gerektir. Çünkü bu milletin ve bu vatanın hayat-ı içtimaiyesini anarşîlikten kurtarmak ve büyük tehlikelerden halâs etmek için, beş esas lazımdır ve zarûridir: Birincisi merhamet, ikincisi hürmet, üçüncüsü emniyet, dördüncüsü haram-helâlı bilip haramdan çekinmek, beşincisi serseriliği bırakıp itaat etmektir. İşte, Risale-i Nur, hayat-ı içtimaiyeye baktığı vakit, bu beş esası temin edip, asayişin temel taşını tesbit ve temin eder.”9 Tam da günümüz ve gündemimizin en büyük meseleleri olan dinsizlik ve asayişin yegâne çaresi Risale-i Nur’dur. Siyaset ve diplomatlıkla netice alınamayacağı aşikârdır. Evet, “Risale-i Nur, manevî tahribata ve anarşilik ve bolşevizm, tabiiyun ve maddiyunluğa ve şükûk ve şübehata ve küfr-i mutlaka karşı bin sedd-i Kur’ânî hizmetini bihakkın ifa etmesiyle, bu vatanı bu tehlikeli dünya fırtınası içinde muhafazaya bir vesile olduğu ve bir sadaka-i makbule hükmüne geçip ikinci Harb-i Umumînin belâsına ve başka memleketlerde vuku bulan belâların bu memlekete girmesine mümanaatla manevî bir siper teşkil ettiği bedahetle aşikâr olmuştur.”10

Velhâsıl: “Her derdimize ilaç olan Risale-i Nur”11 her alanda hayata rehber olmalıdır.

Ahmet Demirdöğmez / Yeni Asya

Dipnotlar: 

1-Tarihçe-i Hayat, s. 149,
2-Emirdağ Lahikası, s. 870,
3-age., s. 870,
4- Tarihçe-i Hayat, s. 230,
5-age.1, s. 50,
6-age., s. 81,
7- Emirdağ Lahikası, s. 870,
8-Kastamonu Lahikası, s. 205,
9- Tarihçe-i Hayat, s. 484,
10- Emirdağ Lahikası, s. 770,
11-Kastamonu Lahikası, s. 360 

Okunma Sayısı: 1771
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı