Diyarbakır Yeni Asya Kültür Merkezi’nde bir konferans veren gazetemiz yazarı tarihçi Latif Salihoğlu, Asr-ı Saadet yıllarının örnek alınması gerektiğini vurguladı. Kardeşliği bozarak sarsacak, araya ihtilaf verecek sebepler çoğaldıkça şahıslara bağlılığın başlayacağına işaret eden Salihoğlu, “Bu bağlılık gittikçe revaç bulduğunda bu sefer bölünme ve dağılmanın önüne geçilmesi adeta imkânsız oluyor. Bu arada şahıslar adedince bölünme ve parçalamalar da vuku buluyor. Bu acı tablo açıkça gösteriyor ki, bu zamanda bir şahıs etrafında birleşmek, bütünleşmek, ittihat ve ittifak temin etmek mümkün olamıyor. Bundan dolayı Asr-ı Saadet’te ki, Sahabe mesleği ve kardeşlik düsturuna şiddetle ihtiyaç vardır. Çünkü Sahabelerin arasındaki isal hasreti önceliği kardeşine veriyor, onu nefsine tercih ediyor” diye konuştu.

‘Risale-i Nur, kardeşliği temin ediyor’

Risale-i Nur’un kardeşliği temin ettiğini vurgulayan Salihoğlu, kardeşliği bozan tehlikelere dikkat çekerek, “Kardeşliği bozan unsurların başında siyaset, ticaret ve şahsiyet gibi fena ve fani unsurlar gelir. Bu unsurlar şahsî, hissi, humması ve menfaatler doğrultusunda kullanıldığında gruplaşma ve gruplaşma arasında çatışma kaçınılmaz hale geliyor. Bu çatışma hali kardeşliği zedeliyor, müspet iman hizmetine de zarar veriyor. Çözüm ise, kardeşlik esasına dayalı olarak şahsı manevî dairesinde birleşmek zaruriyet hali almıştır. Bunun temini de ancak meşveret ve şurâ sistemini kemaliyle tesis etmekle mümkün olabilir” diye konuştu. Salihoğlu, ırkçılık, aldatma ve vatan evlatlarını birbirlerine çatıştırma zehrine karşı kardeşlik ve istişarenin çözüm olacağına işaret etti.

‘Kitlelerin iradesi şahıslara bağlanmak isteniyor’

1983’ten itibaren hemen her sahada, -milliyet, siyaset ve cemaat- kitlelerin iradesinin şahıslara bağlanarak Türkiye’yi yönetme projesinin ortaya çıktığını belirten Salihoğlu, “Meselâ: Kürt kitlesinin iradesini Öcalan’a ipoteklemek, dindar kitlesinin iradesini Gülen’e bağlamak, seçmen kitlesinin iradesini Özal’a bağlamak gibi örnekler verilebilir. Yalnız meşveretle hareket eden Yeni Asya camiası bütün bu çalkantılı dönem içerisinde hiç tezada düşmeden, zikzak çizmeden istikametini muhafaza etmiştir. Beğenilsin beğenilmesin vakıa budur” diye konuştu. 

Sunuculuğunu Doç. Dr. Ömer Ergün’ün yaptığı konferansta Asr-ı Saadet döneminden başlayarak kardeşliğin önemine ve bu zamanda onu muhafaza edebilmenin zorluklarına değinen Salihoğlu, “Yeni Asya camiası ile ne kadar iftihar etsek azdır, zira rüştünü ibraz etmiştir. Yeni Asya’nın çizgisini beğenmeyenler elli yıllık mazisi içerisinde zikzak çizdiğini iddia edemiyorlar. Bu bile başlı başına bir iftihar vesilesi” dedi.