İktisatçı Prof. Dr. Karatepe, 2001 kriziyle şu andaki ekonomik durumu karşılaştırarak, “Şimdi ise döviz kurundaki belirsizlik yüzünden zaten her gün krizler yaşanıyor ve belli aralıklarla “enerji boşalıyor”, yavaş yavaş kaynayan suda haşlanan kurbağa misali toplumdaki sıçrama refleksi ortaya çıkmıyor” dedi.
İktisatçı Prof. Dr. Yalçın Karatepe ekonomik verileri değerlendirerek, bankacılık sisteminden, Varlık Fonu’na kadar geniş bir çerçevede değerlendirmeler yaptı. Gazete Duvar’ın sorularını cevaplayan Karatepe’nin değerlendirmeleri özetle şöyle:
İktisatçı Prof. Dr. Yalçın Karatepe’ye göre Türkiye 2001’dekine benzer bir krizi asla yaşamayacak. Çünkü 2001 krizine gelirken öncesinde belirlenmiş ve ilan edilen bir döviz kuru politikası olduğu halde biriken enerji bir anda patladı. Şimdi ise döviz kurundaki belirsizlik yüzünden zaten her gün krizler yaşanıyor ve belli aralıklarla “enerji boşalıyor”, yavaş yavaş kaynayan suda haşlanan kurbağa misali toplumdaki sıçrama refleksi ortaya çıkmıyor. Karatepe’ye göre insanların bu gidişata karşı ses çıkarmamasının temel nedenlerinden biri de uygulanan vergi politikası, emek gücünün bertaraf edilmesi ve muhalefetin “kolay muhalefet” yolunu bulmuş olması.
Varlık Fonu paralel hazine
Karatepe, Varlık Fonu’la ilgili soruyu şöyle cevaplıyor; “Erdoğan’ın beklentisinin ne olduğunu da bilmiyoruz. Çünkü Varlık Fonu’nun ne yaptığını bilmiyoruz aslında! Varlık Fonu’yla ilgili kanun metni ve gerekçesine baktığımda, denetime tabi olmayan ve yöneticilerinin sorumluluğunun bulunmadığı paralel bir hazine yaratıldığını görüyorum. Varlık Fonu, kamu kuruluşu olmadığı için kamusal denetime de tabi değil. Çünkü bir anonim şirket. Yani Sayıştay veya Meclis denetimi yok. 1 Ağustos 2016 tarihinde, yani darbe girişiminden sadece 15 gün sonra Meclis’e sunulan Varlık Fonu’yla ilgili kanunun gerekçesinde aynen şu ifadelere yer veriliyor: “Stratejik sektörlere yasal ve bürokratik kısıtlamalara bağlı olmadan yatırım yapabilir.” Yasal ve bürokratik kısıtlamalardan kasıt aslında kanuna ve yönetmeliklere uymaktır. Varlık Fonu bunların hiçbirine uymak zorunda değil.”
Off-shore şirketlerin amacı, vergi kaçırmak ve servetini gizlemektir
“Off-shore şirketlerin kurulmasının temel nedeni vergi kaçırmaktır” diyen Karatepe, “Off-shore ülkelere baktığınızda genelde ada benzeri, küçük yerlerdir. Buralarda düzenlemeler çok esnektir, çok fazla kuralı yoktur, vergi oranları da düşüktür. Aslında buralarda işleyen şirketler de yoktur. Belki bir muhasebe kaydı vardır ve kağıt üstünde bir şirket söz konusudur. Belki adresi de bir posta kutusudur. Ama siz gelirlerinizi oraya transfer ederek vergiden kaçırıyorsunuz. Off-shore şirketlerin ikinci bir amacı da varlığını, servetini gizlemektir” diye konuştu.