Alışverişin işkenceye dönüştüğünü ifade eden kadınlar ‘Tesettür firmaları neye hizmet ediyor?' diye sitem ediyor. Aradıkları ölçülerde, tesettüre uygun kıyafet bulamayanlar ve ilahiyatçılar, ‘Müslümanların imaj girdabı içinde kendilerini ve değerlerini kaybettiklerini’ ifade ediyor.
Tesettürlü kadınların son zamanlarda karşılaştıkları sorunların başında ‘kıyafet’ geliyor. İmaj ve takva arasında bir tercih yapmaya zorlanan hanımlar yaşanan durumdan son derece şikayetçi. Son dönemlerde sıkça ifade edilen ‘tesettür modası’ kavramı başa bela olacak cinsten.
Tesettür firmalarını kim yönetiyor?
12 yıldır terzilik mesleğini yaptığını ifade eden Ayşenur Demir de tesettür kıyafetlerindeki bozulmanın farkında olduğunu ifade ediyor. “Bu mesleği yapmaya başladığım ilk yıllarda böylesi şikâyetleri sıkça duymuyordum” diyen Demir müşterilerinin genelde mağazalarda kıyafet bulamayan insanlardan oluştuğunu belirtti. Demir müşterilerinin serzenişlerini şu sözlerle anlatıyor: “Dükkânımdan içeri giren müşterilerim hemen şikâyet etmeye başlıyor. Bir çok insan tuniklerin boylarının çok kısa olduğundan yakınıyor. Mağazalarda aradığını bulamayan insanlar soluğu bizde alıyor. Bazı müşteriler o kadar sıkılmış ve bıkmış ki tesettür firmalarının ‘İslâm’ı yozlaştırmak isteyen kişiler’ tarafından yönetildiğini’ bile düşünüyor. Bu kadar çok bıkkınlık yaşayan insanların tek adresi terziler oluyor. Kumaşı kendimiz de temin edebiliyoruz. Müşterinin çizdiği bir modeli de rahatlıkla yapabiliyoruz.”
Müslüman hanımların kıyafet alışverişi işkenceye dönüşüyor
‘Aradığımız uzunlukta ve genişlikte kıyafet bulamıyoruz’ diyen Müslüman kadınların sayısı azımsanamayacak kadar fazla. Kıyafet alış verişinin işkenceye dönüştüğünü ifade eden genç eğitimci Hatice Küçük yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor: “Kıyafet alış verişi benim için adeta bir işkence. Neredeyse İstanbul’daki özellikle de Fatih semtindeki tüm mağazaları tek tek geziyorum. Standart beden üretilen kıyafetler tesettür emrine riayet etmemi engelliyor. Dükkânının adına bakıyorum ‘sözde tesettür mağazası’ ama içeride neredeyse diz altında bir tunik yok. Etekler bile artık bilek boyunun çok üzerinde. Nerdeyse tüm arkadaşlarım bu durumdan şikâyetçi... Bu sorunla başa çıkamayan insanlar yavaş yavaş bu tarz giyinmeye başlamak zorunda kalıyor. Hatta bir çok arkadaşım kaç TL olduğu artık önemli değil, kıyafet aramaktan bıktım, yeter ki uygun ebatlarda bir şey olsun.”
‘Artık bıktım bu tasarımlardan’
Bir müşterisi ile arasında geçen diyaloğu aktaran Kaya şunları ifade etti: Büyük bir üzüntüyle beni arayan müşterim aldığı tuniğin abdest almaya bile uygun olmadığını söyleyerek serzenişte bulundu. Alış verişini herkesin adını muhakkak bildiği, tesettür markalarının öncüsü olacak kadar büyük bir markadan yaptığını belirten müşterim ‘aldığım tuniğin kol kesimi o kadar dar ki abdest alırken kollarımı yukarı kadar sıvayamıyorum. Her defasında kıyafetimi çıkartmam gerekiyor, artık bıktım bu kıyafetlerden’ dedi. Sanırım bir kanaat önderinin veya âlimin tesettür firmalarının sahiplerini ve tasarımcılarını toplayıp toplantı yapması gerekiyor. Böylesi bir değerlendirme toplantısına acilen ihtiyaç var.”
Her yeni sezon, bizi ‘hakikatten’ bir adım daha uzaklaştırıyor
2 yıldır moda tasarımcısı olarak çalıştığını ve bu işin üniversitede eğitimini aldığını ifade eden Ayşegül Kaya da tesettür sektöründeki gelişmeleri şaşkınla izlediğini ifade ediyor. Yeni başlayan her sezon tesettürden bir adım daha uzaklaşarak tasarlanıyor bunu görebiliyoruz diyen Kaya, “trend olan kıyafetler ve büyük markalar o mevsimin modasını belirliyor. Büyük markaların ve tasarımcıların taklitlerini üreten diğer firmalar da onların ekseninde çalışmalar yapıyor. Bu çalışmaları ve sezonun trend kıyafetlerini incelediğimizde etek boylarının bile âyette emredilen yerleri kapatmaya yetmediğini görüyoruz. Bazı müşterilerimiz bizden özel tasarımlar istiyor. Bu taleple bize gelenler hep dışarıdaki kıyafetlerin tesettür emrine uymadığından yakınıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Müslüman erkekler de imaj girdabının içinde yok oluyor
Tesettür sorunu sadece kadınların problemi olmadığını belirten ilahiyatçı Hümeyra Genç, “baktığımız zaman genellikle hanımların bu durumdan şikâyetçi olduğunu görüyoruz. Ama ben erkek kardeşime kıyafet alırken bile zorlanıyorum. Erkek pantolonlarının kesimleri dar. Baktığım zaman hangisi hanım hangisi erkek pantolonu bunu bile anlayamıyorum çoğu zaman” dedi. Bazı Müslüman erkeklerin de tesettür hassasiyetine uymayacak renklerde ve ölçülerde pantolonlar giydiğini görüyoruz diyen Genç “moda denen kavram biz Müslümanların başına belâ oldu. Bu durum gittikçe de artıyor. İlahiyat fakültelerinde bile kırmızı renkli garip pantolonlar giyen erkek arkadaşlarımızın sayısı bir hayli arttı’ dedi. İnsanların tercihlerinde hür olduğunu da belirten Genç, “herkes tabi ki tercihlerinde ve inançlarında özgür, ama bu garip durumun özellikle de Müslümanlar arasında yaygınlaşması bizlere endişe veriyor, konuyu bu açıdan ele alıyoruz. Değerlerimizden ve Allah’ın emirlerinden nasıl uzaklaşıldığını büyük bir üzüntü içinde izliyoruz. İmaj mı takva mı sorusuna muhatap kalan genç Müslümanlar maalesef imaj girdabının içinde eriyor” dedi.
N. Nur Ener / İstanbul
Haber Merkezi