Ankara’nın saldırıya acele desteği stratejik bir hata.
ANKARA ÇOK ACELECİ DAVRANDI
Güvenlik analisti Metin Gürcan: “Ankara’nın iyi analiz yapmadan doğrudan Trump’a açık destek vermesi büyük bir strateji ve diplomasi hatası. Trump’ın ne yapacağı görüldükten sonra pozisyon alınması çok daha isabetli olurdu.”
SURİYE’DEKİ POZİSYON ZORA GİRDİ
“Ankara’nın saldırıdan önce aceleci ve gereksiz bir şekilde ‘Trump’ın yanındayız, Esad gitmeli’ söylemine tekrar bir refleks olarak geri döndüğü algısına neden olması Türkiye’nin Suriye’deki pozisyonunu zora soktu.”
***
Güvenlik analisti Metin Gürcan, Suriye’ye yönelik hava saldırısının ardından Türkiye’nin Trump’a açık desteğini aceleci ve hatalı bir açıklama olarak nitelendirdi.
Güvenlik analisti Metin Gürcan’a göre ABD’nin Suriye operasyonu güç dengelerini değiştirmeyecek. Gürcan, Türkiye’nin Trump’a açık desteğini ise aceleci ve hatalı bir açıklama olarak nitelendirdi. Gürcan, “Cerrahi nitelikte yapılmış limitli bir hava saldırısı gibi niteliyorum ben bunu. Bunun devamının çok gelmeyeceğini düşünüyorum. Devamı gelecek olsaydı ilk saldırılar Şam’a olurdu. ABD, kuvvetle muhtemel öncesinde Rusya’ya da bilgi verdi, bunu yapacağına dair. Ama Ankara’nın bence bir hatası var: Saldırı yapılmadan önce nasıl bir saldırı yapılacağına yönelik kafa yormadan, iyi analiz yapılmadan doğrudan Trump’a açık destek verdi. Bence bu büyük bir hata. Stratejik bir hata, bir diplomasi hatası” şeklinde konuştu.
Dış politika refleksle değil, akılla üretilir
Türkiye hâlâ daha son bir senedir bıraktım dese bile, bırakmış gibi yaptığı ‘Esad gitmeli’ refleksine geri döndü diyen Gürcan, “Dış politikada refleks olmaz. Dış politika akılcı üretilir. Özellikle de Suriye gibi bir zeminde akışkan bir güvenlik ortamında hareket ediyorsanız… Yani bu reflekslere dönmemek lâzım. Dış politikanın refleksler üzerine kurgulanmaması lâzım. Bu saldırı bana göre kozmetik bir saldırıdır. Sahadaki güç dengesini, Suriye’de taktik resmi, diplomatik resmi değiştirmez. Ama bu saldırı turnusol kâğıdı gibi Ankara’nın hâlâ “Esad gitmeli” tezinden vazgeçmediğini ve Suriye’deki temel amacının bu olduğunu ortaya çıkarmış oldu… Bu da bence gereksiz alınan bir risk ve bir dış politika hassasiyeti olarak karşımıza çıkacak” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin Suriye’deki pozisyonunu zora soktu
DW Türkçe’ye konuşan Gürcan “Şu yapılabilirdi: Önce Trump’ın ne yapacağını gördükten sonra pozisyon almayı tercih edilebilirdi. Bu, Türkiye’nin Suriye konusunda son bir senedir realist olarak tanımlayabileceğiniz, IŞİD’le mücadeleyi önceliklendiren dış politika tercihlerini yıktı. Türkiye, son bir senedir ‘Esad gitmeli’ söylemini bırakmış gözüküyordu. Ve IŞİD’i önceliklendiren bir mücadele stratejisi takip ediyordu, bunu Fırat Kalkanı’ndan söyleyebiliriz. Ama şimdi Ankara’nın saldırıdan önce bence aceleci ve gereksiz bir şekilde “Trump’ın yanındayız, Esad gitmeli” söylemine tekrar bir refleks olarak geri döndüğü algısına sebep oldu. Bu da bence gereksiz yere Türkiye’nin Suriye’deki pozisyonunu zora soktu.