18 Haziran 2016 tarihli Yeni Asya Gazetesinde ‘’Prof. Dr. Mustafa Aşkar Üniversite soruşturma başlattı’’ başlığıyla çıkan bir haber ve haberin konusu; Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, aynı üniversitenin İlahiyat Fakültesi Öğretim üyesi Mustafa Aşkar hakkında bir televizyon kanalında yayınlanan iftar programında “namaz kılmayan hayvandır”dediği gerekçesiyle soruşturma başlattığını yazıyordu.
Soruşturmanın açılıp açılmaması konumuzun dışında ve bizi ilgilendirmiyor. Fakat, soruşturma konusu ‘namaz kılmayan hayvandır’sözü doğru anlaşılmaya ve ilmi yönüyle açıklığa kavuşmaya ve tahlile muhtaçtır. Çünkü bu söz yüzünden yerli ve yersiz ve gereksiz bir sürü gıybet de dedikodular yapıldı ve yapılmaktadır. Önemli olan böyle bir dedikoduyu ve gıybete sebep olan sözlerin gerekçelerini önlemek olmalıdır. Bunun için de, bu sözün asıl hedefin ve maksadının anlaşılması ve açıklığa kavuşturulması gerekiyor.
Evet, Bediüzzaman Said Nursî, “Muhakemat” eserinde diyor ki; ‘’..vaiz hem hakîm, hem muhakemeli olmalıdır.’’(1) Evet doğrudur, vaiz; hem hikmet sahibi hem çok bilgili ve bilge ve hem de bu bilgilerle akıl yürütüp doğru netice elde edilebilmeli, değerlendirme yapmalı ve yapılabilmelidir. Bunu yapabilmek için de; bu zamanda ancak Risale-i Nur gibi bir eser okunmalı.
Nedense, medya ve basın ve yayın organlarında bu meselenin aslını araştırmak yerine, dünyanın gıybeti ve dedikodularına çanak tutuldu. Halbuki Risale-i Nur’da; her meselede olduğu gibi, bu meselede de çok açık ve ilmi bir izahı ve ispatı bulunmaktadır.
Evet,‘’Risale-i Nur’un mesleği odur ki; zihinlerde bir iz bırakmamak için sair ulemaya muhalif olarak, muarızların şüphelerini zikir etmeden öyle bir cevap verir ki, daha vehim ve vesveseye yer kalmaz.’’(2) Vehim ve vesveseye yer kalmayınca elbette dedikodu ve gıybet yapmaya gerek kalmaz Asıl budur ve bu olmalıdır.
Yeni Asya’yı okuyan ve takip edenler bilir ki, her gün bu gazetede o günün en önemli meselesi ve olayları aynı gazetenin ikinci sayfasında açıklığa kavuşturulmakta ve kamuoyu ve gazetenin okuyucusu aydınlatılmaktadır.
18 Haziran 2016 tarihli Yeni Asya Gazetesinin ikinci sayfasında Bediüzzaman Said Nursî’nin resmi altındaki, namazın bir çok hikmetini Bediüzzaman birkaç eserinden alıntı yapılmış o eserlerinden ‘İşârât’üİ-İ’câz’da ;‘’Evet, nasıl ki Fatiha Kur’ân’a, insan kâinata fihristedir; namaz da hasenata fihristedir. Çünkü namaz; savm, hac, ve zekât ve sair hakikatleri havi olduğu gibi, idrakli ve idraksız mahlukatın ihtiyarî ve fıtrî ibadetlerinin nümunelerine de şamildir. Meselâ secdede, rükûda, kıyamda olan melâikenin ibadetlerini, hem taş, ağaç ve hayvanların o ibadetlere benzeyen durumlarını andıran bir ibadettir…’’(3) diyor. Demek insanlar araştırma yapmazsa gereksiz ve yersiz tartışmalar yapıyor ve gıybete sebep olabilir.Yazık değil mi ? O zaman herkes Risale-i Nurları okumaya muhtaçtır ve okumalı ve üniversitelerde de ders olarak okutmalıdır.
‘’Evet, manevî bir elektrik olan Risaili’n’Nur dahi gayet yüksek ve derin bir ilim olduğu hâlde, külfet-i tahsile ve derse çalışmaya ve başka üstatlardan taallüm edilmeye ve müderrisinin ağzından iktibas olmaya muhtaç olmadan herkes derecesine göre o ulûm-u âliyeyi, meşakkat ateşine lüzum kalmadan anlayabilir, kendi kendine istif Risaili’n’Nur ade eder; muhakkik bir âlim olabilir’’(4).
DİPNOTLAR:
1- Muhakemat, sayfa 53,Yeni Asya Neşriyat Mart 2013-İSTANBUL.
2¬ İşârât’üİ-İ’câz 17 sayfa Yeni Asya Neşriyat Mart 2012-İSTANBUL.
3- İşârât’üİ-İ’câz 17 sayfa 74-76 Yeni Asya Neşriyat Mart 2012-İSTANBUL.
4- Hizmet Rehberi, sayfa 229, Yeni Asya Neşriyat Temmuz 2009 2013-İSTANBUL.
ALİ ATAÇ