15 Temmuz darbesi öncesinde yaşananları değerlendiren gazetesi yazar Okan Müderrisoğlu, yaşananlarla ilgili olarak soruların birbirini izlediğini ve kritik hususlar olduğuna dikkat çekti.
Gazeteci Okan Müderrisoğlu'nun bugünkü (23 Temmuz 2016) Sabah'ta yer alan yazısını bir bölümü şöyle:
Ve sorular birbirini izliyor... Örneğin, istihbarat tarafı eskisi gibi askerin içinde adamı olmadığını söylüyor ve kaynağından duyum almanın güçlüğünden dem vuruyor.
Ayrıca... Genelkurmay'a gidildikten sonra yayımlanan emirlerin, darbecileri paniklettiğini, bu sayede darbenin öne çekildiğini ve deşifre edildiğini savunuyor. Burada kritik hususlar şunlar...
1- İstihbarat bu çapta örgütlenmeyi neden 15 Temmuz öncesi açığa çıkaramıyor? Haydi bundan geçtik diyelim... İstihbarat veya karargâh; belli düzeyde tehdit algıladığına göre, neden Başkomutan'ı ve hiyerarşik olarak bağlı oldukları Başbakan'ı bilgilendirmiyor?
2- Jetlerin yere indirilmesi ve yerdekilerin havalanmaması emri verilirken, yani risk algısı bu düzeydeyken işin asli sahibi Hava Kuvvetleri Komutanı neden uyarılmıyor? Eskişehir'deki havacı ekip, nasıl oluyor da darbeye düğünde yakalanıyor?
3- TSK'dan sonra en büyük silahlı gücü yöneten İçişleri Bakanı'na, 15 Temmuz öğleden sonra gelen o öncü sinyaller niçin ulaştırılmıyor?!
Bakan tedbir alacağı sırada Erzurum-Ankara uçağında bulunuyor ve istediği dakikada müdahale etmesi geciktiriliyor!
4- İstihbarat, Cumhurbaşkanı'na 24 saat ulaşabileceği telefonu niçin kullanmıyor? "Tehlike fark edildi, önlem alındı, endişelendirmek istemedik" şeklindeki mazeret zinciri tatmin edici olmaktan uzak durmuyor mu?
5- Velev ki tehdidin yönetilebilir ölçekte tutulduğu varsayılmış olsa bile, askeri kalkışmanın açık hedefi olacağı öngörülmesi gereken Cumhurbaşkanı'nın etrafındaki güvenlik kuşağı neden takviye edilmiyor, güvenli bölgeye transferi sağlanmıyor?
Gerek paylaştığımız bilgiler gerekse sorduğumuz sorular hem kişisel hem kurumsal hem de sistemin işleyişi açısından pek çok probleme işaret ediyor. Daha tartışılacak onlarca konu da olacak...
Ama... Her darbenin bir mekaniği vardır. Yani... Her darbenin siyasi, ekonomik ve dış ayağı söz konusudur. Darbe girişimi travması ve artçı şoklarının geçmesinin ardından "politik, finansal ve uluslararası ayakları" millet tarafından çok da uzağa gidilmeden görülecektir.