Türkiye Yayıncılar Birliği tarafından hazırlanan ‘Yayınlama Özgürlüğü 2016’ verileri Türkiye’nin artan yasaklarını gözler önüne seriyor. Medyaya yapılan baskılara dikkat çekilen raporda, “Türkiye’nin içine girdiği siyasi kutuplaşma ve çözümsüzlük atmosferi yayıncılık dünyasına da olumsuz yansıdı” açıklamasında bulunuldu. Keyfi sansür uygulamalarının da vurgulandığı raporda, “Sansür yaygınlaştırılıp sıradan ve normal bir olgu haline getirildi. Yaşamın hemen her alanında yetkili – yetkisiz kişi ve kurumlar kendilerince sansür uygulamaya, yasaklamalar getirmeye başladı. Sansürün yaşamın her alanına ve ülkenin 4 her yerine yayılması sonucunda otosansür mekanizmaları artık kendiliğinden, çoğunlukla farkına varmaksızın işliyor”  diyerek yetkililere uyarılarda bulunuldu. 

Türkiye yasaklar ülkesine dönüşüyor

Yaşanan gelişmelerden dolayı endişeli olduklarını vurgulayan Yayıncılar birliği, “Türkiye bir yasaklar ülkesi olmaya doğru hızla ilerliyor. Düşünce ve ifade özgürlüğü ortamının tekrar sağlanmasının koşulları hızla yitiyor. Karamsarız” diyerek siyasilere seslendi. 

Haber alma hakkı engelleniyor

Yasakçılığın arttığını ve muhalif olan görüşlerin susturulduğunu ifade eden Yayıncılar Birliği, “Uluslararası perspektife göre ifade özgürlüğünü en iyi sindirmeleri ve zorlayıcı sivri ifadelere karşı dahi hoşgörülü olmaları beklenen siyasi figürlerin ‘hakaret’ algısı siyasallaşan yargıdan da alınan güçle her türlü eleştirinin hakaret olarak kabul edilip dava edilmesi noktasına geldi. Muhalif görüşlerin ve şeffaf olması istenmeyen bilgilerin halkla paylaşılmasının engellenmesi ve paylaşmak isteyenlerin topyekûn susturulması, hükümet taraftarlığının zorunlu hale geldiği devlet kadroları ve yargının yanlı tutum ve kararlarıyla giderek kolaylaştı ve bedeller ağırlaştı. Yükselen yasakçılıktan gazeteciler, yazarlar ve yayıncıların yanı sıra sade vatandaş da payını aldı” açıklamasında bulunuldu. 

N. NUR ENER - İSTANBUL