"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yeni bir göç dalgasına hazır mıyız?

16 Eylül 2018, Pazar 00:46
İdlib’den muhtemel göçe karşı Türkiye hem diplomatik hem de teknik hazırlıklarını arTtırdı. Hükümet, göçü sınırın Suriye tarafında tutmaya kararlı görünse de, uzmanlar bunun çok zor olduğuna dikkat çekiyor.

İdlib’e olası geniş çaplı bir askerî operasyonu “felâket” olarak nitelendiren Türk hükümeti, bir yandan operasyonu durdurmak için Rusya-İran-Avrupa üçgenindeki diplomasiyi hızlandırırken, bir yandan da olası göç için hazırlıklarını hızlandırdı. Rusya ve İran devlet başkanlarıyla Tahran’da yaptığı zirve toplantısında Türkiye’nin yeni bir göç dalgasını kaldırmaya gücünün yetmeyeceğini açıkça söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, göç konusunda en büyük desteği Almanya ve Fransa’nın başını çektiği Avrupa Birliği ülkelerinden istiyor. Mevcut durumda İdlib’de 30 bin kişinin evlerini terk ettiği ve bunların çoğunun Türkiye sınırına doğru ilerlediğinden hareket eden yetkililer, arkası gelmesi muhtemel büyük göç dalgasını Türkiye-Suriye sınırının öteki tarafında tutmaya dönük çalışmaları artırdı. DW Türkçe’ye bilgi veren Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) yetkilileri, Kızılay’la birlikte bölgeye dönük yardımları artırdıklarını söylüyor. 

Sınırda tutmak zor

İdlib’den olası göç için sadece resmi düzeyde değil sivil toplum ağında, bu konuda araştırmalar yapan akademisyenler arasında da hazırlık var. Türk-Alman Üniversitesi Göç ve Uyum Uygulama-Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Murat Erdoğan, hükümetin olası göç dalgasını sınırın öteki tarafında tutmak istediğini söylüyor ancak “Tutamayabiliriz. Çünkü insanlar İdlib’e sistemli bir saldırı durumunda doğrudan Türkiye’ye yönelecekler. Tutmak çok zor” yorumu yapıyor.

Toplumsal tansiyon saatli bomba gibi

Göç ve uyum çalışmalarıyla sahada yaptığı araştırmalarıyla dikkat çeken, TOBB Üniversitesi’nden Doç. Başak Yavcan ise olası göç dalgası konusunda en büyük kaygısının “Türkiye’deki sosyal uyum” olduğunu söylüyor. “Suriyeliler zaten her konuda günah keçisi ilan edilmiş durumdalar” görüşündeki Yavcan, kaygılarını paylaşırken “Türk kamuoyunda Suriyeliler konusundaki negatif düşünceler gün geçtikçe artıyor. Yeni bir göç dalgası bu düşünceleri daha da tetikleyecek. Suriye karşıtlığının yarattığı toplumsal tansiyonun saatli bomba gibi olduğunu söylesem yanlış olmaz” diye konuşuyor.

BM ve AB her aşamada devrede olmalı 

İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi Başkanı Metin Çorabatır da olası göç dalgasının “kaçınılmaz” olduğunu ve bu kez Türkiye’nin “çok daha dikkatli hareket etmesi” gerektiğini söylüyor. Çorabatır, bunun nasıl olacağını da DW Türkçe’ye anlatırken “Türkiye’nin sınırda mutlaka uluslararası mülteci hukukunun gereği olarak uluslar arası bir işbirliği ile göçü kontrol etmesi gerekiyor. AB ve BM yetkilileri de işin her aşamasında devrede olmalı” diyor. Çorabatır, Türkiye’nin bu konuda eksikleri olduğunu vurgularken, “Türkiye imajını yenilemeli ve uluslar arası işbirliğiyle öne çıkmalı. Daha önceki deneyimlerde Türkiye bu konuda çok geride kalmıştı” görüşünü savunuyor.

BM ve AB’den İdlib çağrısı: Gerilimi azaltma bölgesini koruyun 

AB yetkilisi Mogherini ve BM temsilcisi Mistura, Astana sürecinin garantör ülkeleri Rusya, Türkiye ve İran’a Suriye’nin İdlib kentindeki gerilimi azaltma bölgesini koruma çağrısı yaptı. Avrupa Birliği (AB) Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, Brüksel’de bir araya gelerek Suriye krizini ve İdlib’deki durumu konuştu. AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilciliği’nden yapılan açıklamaya göre Mogherini ve Mistura, Suriye’deki gelişmeleri ve 26 Eylül’de New York’taki BM Genel Kurulu kapsamında yapılacak Suriye zirvesini ele aldı. İdlib’deki ve Suriye’nin kuzey bölgelerindeki duruma özel vurgu yapan Mogherini ve Mistura, Astana sürecinin garantörleri olan Rusya, Türkiye ve İran’a İdlib’deki gerilimi azaltma bölgesinin varlığını sürdürme çağrısı yaptı.

 

Kalın: Ortak kanaat, çözümün askerî değil, siyasî olması

Türkiye, Rusya, Almanya ve Fransa liderlerinin temsilcileri, İstanbul’da İdlib meselesinin ağırlıklı konuşulduğu Suriye başlıklı toplantıda bir araya geldi. Dört ülke liderinin toplantısına hazırlık amacıyla Dolmabahçe’de yapılan ve üç saat süren toplantıdan sonra gazetecilere açıklamada bulunan İbrahim Kalın, İdlib’e yapılacak bir saldırının sonuçlarının çok ağır olacağı, insani krizlere yol açacağı, yeni bir göç dalgasına sebep olacağı ve devam etmekte olan siyasi süreçleri dinamitleyeceğine ilişkin genel bir mutabakat olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı sözcüsü, “Bu felâketi önlemeye dönük ne tür adımlar atabiliriz, bunları değerlendirme imkânımız oldu. Herkesin ortak kanaati çözümün askerî değil, siyasî olması gerektiği. Bu çerçevede de Birleşmiş Milletler çatısı altında devam eden Cenevre sürecinin desteklenmesi, Astana Platformu’nun buna destek sağlaması ve devam eden başka inisiyatifler var. Bunların da Cenevre sürecine katkı verecek şekilde tanzim edilmesi konusunda bir genel fikir birliği oluştu” dedi.

Rusya’nın bombalama inadı

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, gerekli görülmesi durumunda Suriye’nin İdlib vilayetindeki “militan mevzilerini” bombalamaya devam edeceklerini söyledi. Sergey Lavrov ayrıca sivillerin İdlib’den kaçabilmeleri için insani koridor da açılabileceğini belirtti. Rus ajansı Interfax’ın haberine göre Berlin’de bir oturumda konuşan Lavrov, Rus hava kuvvetlerinin “terörist silâh yapım tesisleri” ifadesini kullandığı bölgelere saldırabileceğini vurguladı. Lavrov, bu bölgelerin tespit edilmesi durumunda yerel güçleri de uzlaşmaya teşvik edeceklerini söyledi. Sivillerin korunması için Rusya’nın elinden geleni yapacağını ifade eden Lavrov, “Bu meseleye çok ihtiyatlı yaklaşacağız, insanî koridorlar oluşturacağız, mahalli güçlerle anlaşmaya varacağız ve sivil halkın acı çekmemesi için ne gerekiyorsa yapacağız” dedi.

 

Etiketler: idlib, suriye, türkiye, rusya, göç
Okunma Sayısı: 1429
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı