Komiser, karakolda bir Nur Talebesinin ifadesini almaktadır. Komiser, “Sizin kırk tane elebaşınız varmış, tesbit ettik. BİRİNCİ’si İstanbul’da, KIRKINCI’sı Erzurum’da. Aradaki 38 kişinin ismini bize bulacaksın. Yoksa kemiklerini kırar, sabaha kadar falakaya yatırırım!” diyor. Karakoldaki Nur Talebesi birazda tebessümle, “Komiserim size yanlış bilgi vermişler. Onlar meşhur iki Nur Talebesinin soyadları. İstanbul’da yaşayan Mehmet Emin BİRİNCİ, Erzurum’da yaşayan Nur Talebesinin ismi ise Mehmet KIRKINCI.”

Komiser ters ters bakıp, “Hadi git len.” der. “Sen devletten iyi mi bilecen?” (Kaynak: R. Yücel, Yeni Asya EURONur tv)

Evet o yıllarda devlet her şeyin en iyisini bilirdi (!)

Cenâb-ı Hakk’a çok şükür bir yılımızı daha güzel hizmetlerle yaşamayı lütfetti. Memleketimizde ve İslâm âleminde yaşanan olaylara üzülmemek mümkün değil. Ancak çoğu zaman üzülmek ve duâ etmekten başka elimizden bir şey gelmiyor. Yaşananları gördükçe, Risale-i Nur hakikatlerini yeteri kadar yayamadık da mı bu olaylar yaşanıyor, diye kendimize soruyoruz. Bizler inanıyoruz ki, Risale-i Nur’lar Kur’ân-ı Kerîm’in bu asra bakan en güzel tefsiri ve içindeki hakikatler kıyamete kadar geçerli. Dünya ve İslâm âlemini mutlu edecek esaslar Risale-i Nurlarda var. Milyonlarca diyebileceğimiz örnekler ortada. Bu köşeyi takip edenler için cezaevi mektupları küçük birer misali. Kendimizden başlayarak en büyük daireye kadar bütün şikâyet ettiğimiz  hastalıkların ilâcının Risale-i Nur’larda olduğuna inanıyoruz.

Başka kimseler gibi reçeteye ihtiyacımız yok. Sadece ihlâs düsturları çerçevesinde hizmet önceliklerimizi belirleyerek hizmete devam edebiliriz. En önemlisinden hemen başlayalım. Bütün sorumluluklarımızı kolaylaştıran en güzel yayın çeşitlerine sahibiz. Herkesin yaratılışı aynı olmayabilir. Kim, neden hoşlanıyorsa o yayınımızla o kimseye hizmet götürelim. 2017 dünyasında ve memleketimizde teknolojiler çarpışıyor. Bir düğmeye basmakla yüzbinlere ulaşılıyor. Bu yol bize de açık. Kendimiz kullanamıyorsak, kullanmaya çalışanları, genç kardeşlerimizi teşvik edelim. Gazetemiz ilk sırada olmak üzere, neşriyat çeşitlerimizle biz dünyanın büyük bir gücüyüz.

2016 yılında, maddî yatırımlarımızın önceki yıllara göre daha fazla neşriyat hizmetlerine olduğunu hep birlikte görüyoruz. Önce Hatıra Külliyat, gazetemize verilen ilânlar, yayınevimizin yaptığı çalışmalar, promosyon gazete hizmeti, merkezimizin maddî problemleri çözümüne destek için yapılan çalışmamız, göğsümüzü kabartan billboardlardaki (reklâm panoları) Risale-i Nur Külliyatı reklâmları… Bütün bu çalışmalarda emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Cenâb-ı Hak şevk ve gayret versin, hep birlikte güzel hizmet haberleri alalım. 15 Temmuz ihtilâl teşebbüsünden sonra iyice açığa çıktı ki, kısa sürede özellikle talebe hizmetlerimizin yapıldığı yeni binalara ihtiyaç olmayacak. Şu an bile bazı yerlerimizin boş bulunduğunu duyuyoruz. Ancak “Neşriyat” hizmetlerine gün geçtikçe daha çok ihtiyaç artıyor. Gevşemeyelim, merkezimizin sürekli desteğe ihtiyacı var.

...Ve bu haftaki mektubumuza geçiyoruz.

***

MEKTUP

Selâmün Aleyküm:

Göndermiş olduğunuz Risale-i Nur Külliyatı’nı almış bulunmaktayız. Bu vesileyle en içten teşekkürlerimizi bildirir, bu eserlerin cezaevinde uzun yıllar nurunu neşretmesini Yüce Allah’tan niyaz ederiz. Bu hayırlarınızın ahirette karşılığını Cenâb-ı Hak’dan Rıza makamı olarak verilmesini temenni ederiz.

Bulunduğumuz cezaevinde her koğuşta sizin takvimlerinizi gördük. Ve yeni yılımızda da koğuşumuzda sizin takviminizin olmasını temenni ederiz. 

Neşriyatlarınız arasında Kur’ân-ı Kerîm Meali varsa, burada kısıtlı hayatımıza ışık tutması adına bu eserlerden de yararlanmayı talep ederiz. 

Cenâb-ı Hak’tan hizmetlerinizin devam ve başarısını niyaz eder, duâlarınızı bekleriz.

Mehmet ÜNOĞLU, 

T Tipi Ceza İnfaz Kurumu, Çanakkale

Not: 

Mektuptaki isim ve adresler değiştirilmiştir.