"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Almanya’dan selâmlar

H. Muharrem OKUR
19 Mayıs 2016, Perşembe
1980’li yıllardan itibaren çok merak ettiğim bir kısım meseleleri yerinde görmek için birkaç senedir Avrupa ülkelerine bir seyahat düşünüyordum.

Bu seyahati arzu etmemin birkaç sebebi bulunuyordu:

1- Ortak Pazar ülkelerinin yayınlara olan ilgisini yerinde görmek. 

2- Demokrasinin uygulanış biçimini, tatbikatlarının neticelerini hakkalyakin incelemek. 

3- Cezaevlerinin durumunu görmek.

4- Avrupa’daki Nur Talebelerini yakından tanımak.

Seyahat hazırlığı yaparken bu yılki 16. Risale-i Nur Kongresi’nin tarihi 15 Mayıs olarak açıklandı. Bu bizim için Allah’ın bir lütfu idi. Ortak Pazar ülkelerinden birine gitmek için alınan vize ile İngiltere hariç birkaç ülkeye serbestçe gidilebiliyor. Seyahatimize 12 Mayıs’ta İzmir’den başladık. Uçağımız 11:30’da hareket etti. Saat 15:00 civarı Almanya’nın Düsseldorf Havaalanı’na indi. Havaalanı çıkışında bazı kontroller için beklerken, önceden haberleştiğimiz Almanya Neşriyat temsilcimiz Muharrem Keskin, bizi dışarıda beklediğini söyledi. Almanya terör olaylarından dolayı kendi vatandaşı olmayan kimseleri bazı muamelelere tabi tutuyor. Yaklaşık 1,5 saat civarı devam eden bu muameleyi sağ salim tamamlayıp çıkış kapısından çıkar çıkmaz Almanya temsilcilerimizden Mevlüt Kurnaz kardeşimizi bizi bekler bulduk. Kontrol uzayınca Muharrem Keskin kardeşimizin Ahlen’e hareket ettiğini öğrendik. Şunu hemen ifade edelim: Havaalanına inince valizlerimizi bulmada epey zorlandık. Yabancı dilimiz olmadığı için görevliler dâhil kimse bize yardımcı olmuyordu. Dil bilmemenin sıkıntısını yaşadık. Maalesef bu sıkıntıyı seyahatimiz boyunca yaşamaya devam ettik. 

(Devamı haftaya)

Not 1: Cumartesi’yi Pazar’a bağlayan gece ihya edeceğimiz mübarek Berat Kandilinizi tebrik eder; duâlarınızı beklerim.

Not 2: Bu yazıyı size Paris’ten Köln’e giderken kaleme aldık. (Mustafa Ataç, Dr. Osman Ataç Ağabeylerimin babaları, Dr. Ömer kardeşimin dedesi İbrahim Hakkı Ataç’ın ahirete intikal ettiğini teessürle öğrendim. Merhuma Cenâb-ı Hak’tan rahmet, yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ederim.)

***

MEKTUP

Bismillahirrahmanirrahim, 

Esselâmu Aleykum Ve Rahmetullahi ve Berakâtühü Ebeden Daima 

Muhterem ağabeyim, öncelikle hürmetle ellerinizden öpüyorum. Nasılsınız? İnşallah iyi ve sağlıklısınızdır. Sizin gibi, mü’min kardeşlerinin dünyevî ve uhrevî âlemini düşünen ve bu yolda canla başla hizmet eden, asıl olandan şaşmayıp Üstadın yolunu, Zübeyir (ra) Ağabeyler gibi, Sadık Süleyman (ra) gibi sadâkatle takip eden ve karşılığında sadece Rabbimizin rızasını istemeyip hiçbir beşerî sistemin ve ideolojinin boyunduruğu altına girmeden hak ve hakikat fedailerini Yüce Allah (cc) her daim korusun ve sayılarını arttırsın. Âmin.

Çok muhterem ağabeyim, bana yollamış olduğunuz kitap, dergi ve gazetelerinizi itina ile okuyor ve gücüm nispetinde elimin ulaşabildiği diğer mahkûm kardeşlere ulaştırmaya ve sesimin yetiştiklerine de anlatmaya çalışıyorum. Bundan büyük bir haz alıyorum. Ben Üstadımın Külliyatını sürekli okuyor ve gücüm nispetinde arkadaşlarıma anlatıp ders mahiyetinde çalışıyor ve çalışmalarına sebep olabilmek için sabırla yürümeye, bu yolla Nur hizmetine hizmet ederek İlâhî rızayı kazanmak için çabalıyorum. Aylık yollamış olduğunuz dergi ve gazeteniz de Risale-i Nur’u anlama noktasında ayrıca faydalı oluyor, bununla beraber bana daha fazla çalışma azmi veriyor.

Sevgili ağabeyim, Yeni Asya Gazetesi hakikaten çok hakkaniyetli ve gerçekleri tıpkı Üstad Hazretleri gibi hiçbir beşerden ve güçlerinden korkmadan hakikat nurlarını cesaretle haykıran, hiç kimsenin tekeline girmeden ve hiçbir menfaat gözetmeden Nur yolunu ve bu yolun istikametini belirleyen ve İslâm’ın doğru anlaşılmasını sağlayan yegâne gazetedir. Diğer gazeteler dünyevî çılgınlıkların ve israfların, haram ve çirkinliklerin zirve yapması için adeta birbirleriyle yarıştıkları ve ümmeti ifsat etmekten başka, ahireti unutturup sapıklığa itmekten başka yaptıkları hiçbir şey yoktur. Bu apaçık meydandadır. Bu yayınların tarafı iblis olduğundan, iblisi bir toplum inşa etmekten gayrı gayeleri olmayan, amacı sadece madde üzerinde odaklanmış, ilerisini görmeyen dar kafalı ve maddî çıkarları, makamları adına sistemin ve bu sistemin yöneticilerinin yanlış icraatlarını alkışlayarak renkten renge giren hakkı gizleyen dalkavuklardır.

Yeni Asya ise Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimizin yolunun varisi, zamanın müceddidi ve mehdisi, Risale-i Nur’un dellâlı, gönüllerin fatihi Üstad Bediüzzaman Rahmetullahi Aleyhin yolundan şaşmayan, dünyayı ahirete bir tarla gibi görüp, dünyayı da mü’minler için İslâm’ın nuru ile şekillendiren ve birçok insanın hidayetine ve mü’minlerin kendilerine gelmesine vesile oluyor. Sizleri hizmetinizden dolayı ne kadar kutlasam azdır. Üstad Hazretleri’nden bu güne kadar her fırsatta Süfyanî hareketler Nur hadimlerine çelme takmak, onları susturmak ve Risale-i Nur’a set koyup zincirlemek isteseler de buna muvaffak olamadılar. Onlar olanca güçleriyle bu ahmaklıkları yaptılar ve neticede galip olan Risale-i Nur ve sadık şakirtleri oldular. Bu geçmişte de böyleydi gelecekte de böyle olacak ve Nur şakirtleri her geçen gün biiznillah çoğaldıkça çoğalacaktır. Geçmişten ders almayan ve Kemalizm’in dalkavukluğunu yapan rejim bekçileri de aynı şekilde muvaffak olamayacaktır. Mal, makam, mevki ve menfaat merkezli saltanat sevdalıları hakikati dilsiz şeytan gibi gizlerler. Halkı Kur’ân ile aldatan ve halkı Kur’ân ile tefrikaya sokup kutuplaştıran siyasetçilerin siyasetleri de menfi ve ladini olduğundan kendi çıkarları için yapmayacakları şey yoktur. Allah hidayet versin.

Sevgili ağabeyim, keşke ben de sizler gibi Nur hizmetinde aktif olarak dışarıda olup hizmet edebilseydim. 15-16 yıldır cezaevindeyim. Çok şükür Rabbime isyan etmeden, istikamet üzere sabırla bu uzun yılları geçirdim. Eğer bir gün çıkmam kısmet olursa, (6 yıl) o günü ve sonraki yaşantımı sizlerin arasında geçirmek arzusundayım. Sizi okudukça bu şevkim daha da artıyor. 19 yaşından bu yana cezaevinde yatıyorum. Eğer çıkarsam ve kısmet olursa Üstadıma bağlı, mütedeyyin, cemaatten bir hanım ile evlenip yuvamı kurmak istiyorum. Gerçi uzun yıllardır cezaevindeyim ve çıktığımda belki maddî anlamda sıkıntılarım olabilir. Ama iki insanın da gönlü tok olunca zorluklar rahmete döner ve sıkıntılar kolayca aşılır. 

Daha önce bir hanım ile cezaevinde tanışmış ve evliliğe doğru gidiyorduk. Ben bütün ölçülerimi, dengelerimi Kur’ân’a ve Sünnete göre ayarlıyorum. Bu sebepten olsa gerek ayrılmak istedi ve ayrıldı. İşte ben, ölçüsü din eksenli ve ahlâkî dengelere dayalı biri ile bu hayatı sonlandırmak istediğim için, böyle sıkıntılar ile bu zamanın debdebesine aldanmışlarla uyuşmazlıklar yaşayabiliyorum. Tek arzum haramı ve helâli bilen, kulluk görevlerini yapan, doğru mütedeyyin bir insan, ama bu arzular bu zamana ve anlayışına kabul edilmesi zor geliyor. Bu kurulan dostluklarda da böyle oluyor.    

Müslümanlar kendi inançlarına ne kadar da ters ve zıt hareket ediyor. Sözleri, fiilleri, İslâmî ahlâka ve yaşayışına öylesine zıt ki, haram-helâl, doğru-yanlış demeden her şeye dalıyorlar. Gıybet, yalan, dedikodu, riya, gösteriş, kibir, ucub vs. 15 yıllık hapishane hayatımda bunlara dikkat eden bir kişiye bile denk gelmedim. Küfürlü konuşmalar, müstehcen kitapları okuyup konuşma ve sohbetler zirve yapmış, dine de o nispette lakâyt kalınmış. Namaz ibadetini düşünen ve uygulayan, sorumluluklarını bilen insan çok az. Hele şefkat, merhamet duygularının yerini adavet, buğz ve benlik öylesine almış ki, insan bütün bunlara bu kadar mı yozlaştırıldık diyor. Ama Üstadın dediği gibi “Kendimi ve ahlâkımı düzeltmeye, ayıplarımı onarmaya çalışıyorum” ve sorumluluklarımı bilerek yerine getirmeye çalışıyorum. Hep ümitliyim. Buradaki arkadaşlarla ettiğimiz sohbetlerimiz, Üstadın Külliyatından oluyor ve ümitlerimin de boşa gitmediğini görüyorum, çok şükür. 

Sevgili ağabeyim, Allah hizmetinizi daim etsin, cümlenizden razı olsun. Biraz başını ağrıttım, ama af ola. Mü’minlere İslâmî bir şuur ile uyutulan kalplerin imanî bir kuvvet ile uyanışlarını niyaz ederek ellerinden öpüyorum. Allah’a emanet ol. 

Parmaklıklar ardından çıkıp bir an önce Üstadımın yoluna kendini adamış ağabeylerimin yanına gelmek istiyorum. Sohbet edemiyor ve onların Nur sohbetleriyle birebir şereflenemiyorum. Bu sebeple de abilerime 1 adet resmimi kabul ederlerse yolluyorum.

Hasan ÇELİK, T Tipi Kapalı Cezaevi D-2 Koğuşu, Burhaniye/BALIKESİR

Not: Mektuptaki isimler değiştirilmiştir.

Okunma Sayısı: 1653
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı