"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Apartmanlarda yayın tanıtımı çalışmalarımız

H. Muharrem OKUR
15 Eylül 2018, Cumartesi 00:42
Hafta içerisinde ticarethanelerde kapı kapı çalışmalara devam ediyorduk.

Ancak Pazar günleri ticarethaneler kapalı oluyordu. O dönemde cemaatimizin fertleri çok şevkli idi. Bizim de bu şevkimizden gelen heyecan ile Pazar günlerini de hizmetlerde değerlendirmek için apartmanlara tanıtıma gitmeye karar verdik. Satıcı değil, tanıcıydık. Pazarlama ismine biraz olumsuz bir bakış olduğu için, vasfımız tanıtım elemanı idi. 

Genelde bu hizmetlere iki kişi gidiyorduk. Şakir Argın’la beraber uzun yıllar hizmet ettik. Ben okulu bitirmiştim. O da üniversiteye devam ediyordu. Okulu akşam olduğu için vakti müsaitti. Allah razı olsun kendisinin çok faydası oluyordu. Birlikte 15 yıla yakın çok güzel hizmetler yaptık. Benim üzerimde çok hakkı vardır. 

Takım elbiselerimizi, tıraşımızı, ayakkabılarımızın boyasını en güzel şekilde yapıp, hazırlayıp apartmanların yolunu tuttuk. Bismillah ile zile bastık. Kapıcı çıktı. “Buyurun, ne istiyorsunuz?” dedi. Bizde kitaplarımızı saydık, apartmandaki dairelere kitaplarımızı tanıtmak istediğimizi söyledik. “Olmaz hemşehrim, yasak.” cevabını verdi. İkinci, üçüncü apartmanda da aynı muameleyi gördük. 

Biz de taktiği değiştirdik. Apartmanların en üst dairelerinin zillerine basmaya başladık. Bu taktiğimiz tuttu. Zile basınca genellikle çocuklar çıkıyorlardı. Kitaplarımızı tanıtmak için geldiğimizi söylüyorduk. Fazla anlamasalar da kapıyı açıyorlardı. Dairelerin kapısına varınca anne veya babalarını çağırıyorlardı. Bizi gören anne, babalar farklı tepkiler gösteriyordu. Siz düşünün Pazar günü sabah 10-11 civarında 2 kitap tanıtıcı ziyarete geliyor. “Sizi rahatsız ettik, fakat faydalı bulduğumuz yayınları sizlere tanıtmak istiyoruz.” diyorduk. “Müsait değiliz” diyenler oldu, “Kapıda olmaz içeri buyurun.” diyenler oldu. 

Yemek, çay ikram edenler oldu. Tanıtım yaptığımız yerlere broşürlerimizi bıraktık. Cemaatimizden (evinin gittiğimiz apartman olduğunu bilmiyorduk) Hikmet Abi, hem öğle yemeği ikram etmişti hem de kitaplarımızdan almıştı. Can Kardeş’e aboneler yaptık, her hafta apartmana biz getirmek şartı ile. 

Apartmanlara giriş taktiğimiz tuttu. Apartman bekçileri biz işimiz bitip de çıkarken görüyor, yasak deseler de biz işimizi bitirmiş oluyorduk. 

Şu  hatıra ile yazıyı bitirmek istiyorum:

Apartman dairelerinden birinde zile bastıktan sonra orta yaşlarda bir beyefendi “Buyurun, ne istiyorsunuz?” dedi. Bizde herkese söylediğimiz gibi Yeni Asya Yayınları’ndan geldiğimizi, kitaplarımızı tanıtmak istediğimizi söyleyince, şiddetle “Dükkânları bitirdiniz, şimdi sıra evlere mi geldi! Defolun.” deyip bizi kovdu. Biz de vazifemizi yapıp vazife-i İlâhiye’ye karışmamanın rahatlığıyla oradan ayrıldık.

Okunma Sayısı: 1258
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı