"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Asıl siz aklınızı başınıza alın!

H. Muharrem OKUR
16 Ekim 2014, Perşembe 00:01
Milyonların okuyup istifade ettiği Risale-i Nur Külliyatı bu günlere gelinceye kadar, çok sıkıntılı dönemler geçirmiştir. Bu eserlerin müellifi Bediüzzaman ve bu eserleri okuyan talebeleri zindanlarda çürütülmüş, kendisi defalarca zehirlenmiştir.

Bediüzzaman Said Nursî ve Nur Talebeleri, zulümlere, hapislere boyun eğmemişler ve her türlü dünya menfaatlerini ellerinin tersi ile itmişlerdir. Bu eserlere iki binden fazla dâvâ açılmış, hepsinde adil mahkemelerin beraat kararları vermelerine rağmen zalimler zulmetmekten bıkmamışlardır. Bu ifadelerimiz bir iddia değildir. Benim kalemim Said Nursî ve kahraman talebelerini anlatmaya yetmez. Bu husustaki en güzel eserler, İslâm Yaşar’ın yazmış olduğu BEDİÜZZAMAN BEŞLEMESİ ve NUR HAREKETİ SERİSİDİR. Bu hafta sizi “bu hadise de yaşandı mı?” diyeceğiniz bir hatıra ile baş başa bırakıyoruz.

“Bolu’daki Risale-i Nur kitaplarının toplu okunduğu eve yapılan baskında yetişkinlerle birlikte on üç yaşındaki bir çocuk da nezarete alınmış, tutuklanmış, uzun süre hapishanede yattıktan sonra mahkemeye çıkarılmış. Mahkeme salonunda savcı iddianamesini okuduğunda diğerleri ile beraber ona da aynı suçu isnad etmiş. Bunun üzerine hâkim de diğerleri ile onun da kimliğini tesbit etmiş ve aynı soruları sormuş. Adının İsmail Arafat olduğunu söyleyen ortaokul talebesi büyüklerinin verdiği ifadeleri aynen kabul ettiğini ifade edince de, kızmış.
‘Oğlum onlar devletin temel nizamlarını dinî esaslara bağlamak istiyorlar. İnkılâplara karşı çıkıyorlar. Sen de aynı suçu mu işliyorsun” deyince, gülmüş çocuk. ‘Ne gülüyorsun?’ diye gürlemiş hâkim. ‘Hâkim bey amca’ demiş o da, ‘ben sizin torununuzun akranıyım. Yaşım on üç. Boyum 1.60, kilom 55, hiçbir silâhın hakikisini görmedim. Eğer devletin temelleri benim bu halimle yıkmaya teşebbüs edeceğim kadar zayıfsa ve siz de benim devletin temel nizamlarını yıkabileceğimden korkuyorsanız bırakın yıkılsın, böyle çürük temelli bir devletin yıkılması ayakta durmasından hayırlıdır.’
‘Bak, sen küstaha, ukalaya, densize seni ve sana akıl verenleri kodese tıkayım da aklınız başınıza gelsin.’ Mahkûmiyet hükmü vermek istemiş hâkim.
‘Bizim aklımız başımızda, asıl siz aklınızı başınıza alın!’ diye mukabele etmiş çocuk da. Jandarmalar çocuğu tekme tokat dışarı atıp ellerini kelepçe ile bağlamasalar, başka sözlerde söylemek istiyormuş, ama bu haşin müdahale değil söz söylemek, nefes almaya bile fırsat bulamadan diğer Nur Talebeleri ile birlikte hapishaneye yollanmış.
İstihbarat uzmanları bu hadiseyi, bir isyan teşebbüsü olarak gösterip Nur Talebeleri üzerine gitmenin bahanesi yapmak için kendisine anlatmışlar ve Nur Talebelerine karşı topyekûn saldırı izni istemişlerdi. ‘Gülünç olmayın siz böyle bir harekete girişirseniz, çocuk kahraman olur. Buna mukabil devlet de, emniyet de itibar kaybeder.’ demişti kendisi de.
‘Şimdi ne yapmamız gerekir?’ dedikleri zamanda, ‘bu işi tabiî seyri içinde bırakın’ demiş ve bir ölçüde meseleyi kapatmıştı. (Serencam, s. 112 vd)
Not 1: Rahmetli Şaban DÖĞEN Ağabeyimizin HAYAT NE GÜZEL kitabının cezaevleri için faydalı olduğunu ve 5000 adet basıp göndermek istediğimizi duyurmuştuk. Henüz tamamlayamadık.
NOT 2: Mersin vilayetimizin Silifke Cezaevi’nden aradılar. Her ay 50 adet GENÇ YORUM ve Külliyat istiyorlar.
NOT 3: İstanbul Ümraniye cezaevinden eğitim uzmanı kardeşimizi kitap isteği listesini bekletiyoruz, tamamlayamadık.
İlgilenenler için irtibat numaramız: 
(0532) 471 53 52

***

BİR MEKTUP

Es-selâmu aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü,
Yüce Mevlâ’nın rahmeti, bereketi üzerinize olsun.
Kıymetli ve aziz hocam; her biri elmas değerinde uhrevî, ilmî ve manevî incilerle dolu hazineler mesabesinde olan, gönül zenginliğinizden lütfedip göndermiş olduğunuz, mübarek kitaplar bize selâmetle ulaştı. Huzur, nur ve saadet vesilemiz oldu. İnşallah okuyup, hakkıyla istifade etmek nasibimiz olur, sevabı da sizlere raci olur. 
Kıymetli hocam; zahmet ve emeklerinizden dolayı dünyalar dolusu teşekkür ve hayır duâ ediyorum. Kitapların geldiği gece Yasin okuyup sevabını size hediye ettim. Rabbim kabul eylesin, âmin.
Kıymetli hocam; göndermiş olduğunuz bu mübarek kitapları okuyup faydalanacak bütün kardeşlerimiz adına tekrar cân-ı gönülden teşekkürlerimi bildirir, Cenâb-ı Hak’tan ebedî saadetinize vesile kılmasını niyaz ederim. Selâm, muhabbet ve hayır duâlarımla.

Mehmet İnanç, F tipi Kapalı Cezaevi, Bolu

Okunma Sayısı: 2569
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı