"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir hatıram - Bakış açısı

H. Muharrem OKUR
28 Eylül 2017, Perşembe
İzmir’in Bornova semti önemli bir semttir.

Üniversite okumak için Bornova’ya geldiğimizin ikinci yılından itibaren on yıl bu semtte yaşadım. Yani 1978-1988 arası. Üstadımızın tabiri ile Medresemiz, altı katlı güzel bir bina idi. Ancak o yıllarda o bölgeler henüz tam gelişmemişti. Bize en yakın binanın 500 metre uzakta olduğunu söyleyebilirim. Medresemizin etrafındaki büyük arsada fasulye, patlıcan gibi sebzeler yetiştiriliyordu. Şimdi şehir merkezi olan bu bahçelerde üretilen sebze ve meyveler de hemen yanında satılıyordu. Bu bahçeler devamlı sulanıyordu. Bu sebepten dolayı tarifi imkânsız şekilde çok sivrisinek vardı. Bazen tavanımıza bakınca endişelenmemek mümkün değildi. Ben üçüncü katta küçük bir odada kalıyordum. Küçüklüğümden beri ben uyku konusunda hassas olan biriyim. Dolayısıyla sivrisineklerden benim kadar zarar gören bir kimse olduğunu tahmin edemem. Bu ufacık mahlûklar gece gündüz demezler sessizce ısırırlardı. Isırdıkları yer acı acı kaşınır, kaşındıkça sinirliliğim artar, bu sebeple de odamın duvarları epeyce onların cesetleri ile kırmızılaşırdı. Birçok gecem sivrisinekler yüzünden gündüze dönmüştü. Bazı sivrisineklerin benim onları öldürmek için hücum ettiğim zaman onların müdafaa oyunlarına hâlâ şaşarım. Bu süreçler içerisinde ben sivrisinekleri öldürmeye onlar da beni ısırmaya devam etti.

Sivrisineklerle kavgamız devam ederken benim için tarihi bir olay gelişti. Daha önce müstakil olarak yayınlanmayan “LATİF NÜKTELER” eseri Risale-i Nur Külliyatı içinde küçük bir kitap olarak yayınlandı. Bu “Latif Nükteler” kitabını okuyunca ben sivrisinek düşmanlığını bıraktım. Onlarla çok  samimî dost oldum. Onlara bakış açım tamamen değişti. Sonra ne oldu? Yaklaşık kırk yıldır hâlâ dostluğumuz devam ediyor. Yani onlar beni ısırmıyor, ben de onları öldürmüyorum. Hemen LATİF NÜKTELER’i okuyarak sizde sivrisineklerin dostluğunuzu kazanabilirsiniz.

Bu haftaki mektubumuza geçiyoruz.

MEKTUP

Muhterem Hasan Muharrem Bey;

Zahmet edip kendi el yazınızla bize mektup göndermeniz koğuşta kalan tüm arkadaşları (23 kişi) mesrur etti. 

Lütfedip gönderdiğiniz Külliyatı aldık; sevincimiz katlandı. Emeği ve himmeti olanlardan Allah razı olsun.

Gecenin bir vakti abdest almak için aşağı kata indiğimde elinde Risale olan bir arkadaş, “Mehmet Hocam, şayet Cennete gidersen bil ki bu şahsî ibadetlerinden daha ziyade bu Külliyatı getirmeye vesile olduğun için olacaktır. “ deyince, biraz dudak bükerek de karşılık verince bu sefer “Sakın bunu basit görme.” diye ikaz etti. Eminim ki bu arkadaş birçok kişi gibi Risalelere aç idi. Okumaya başlayınca aldığı hazzın ve feyzin  etkisiyle memnuniyetini bu şekilde dile getiriyordu. İşte bu nedenle bu yaptığınız hayır böyle bir zamanda çok önemli. Malûmunuz gazetemiz maalesef verilmiyor. Bir müddet çok istifade etmiştik. Tam da alışmıştık ki yasaklandı. Üzüntümüz çok büyük. Böyle bir devirde Yeni Asya gazetesi, Mehmet Âkif Ersoy’un baş yazarlığını yapmış olduğu Sebilürreşat mecmuası gibi bir vazife görüyor. 

Risaleyle belki de ilk defa bu kadar yakından tanışma fırsatı bulan arkadaşların heyecanları görülmeye değer. Etkilendikleri meseleleri paylaşmaya başladıklarında hemen bir muhabbet grubu oluşuyor. 

Hz. Yunus’un (as) balığın karnındaki durumu ve kurtuluş ümidi ile bizlerin bu kafeslerdeki halimizin benzerliği ve tek kurtarıcı ümidimizin Allah olduğunun tüm içtenlikle dillendirilmesi. Daha önce 1. Lem’ayı çok kez okumuştum, ama böyle bir yorum hiç aklıma gelmemişti. Bu yorumu yeni okumaya başlayan biri dile getirdi. 

Cezaevi günlerimin başlangıcında (1 Eylül 2016) çoğu kişiye şöyle diyordum. “Bir suçunuz olmadan buralara düşmeyi emin olun parayla bile satın alamazsınız.” Üstad cezaevinde bu durumda olan kişiler için farzları yerine getirmek şartıyla bir saatin 24 saat ibadet hükmüne geçeceğini beyan ediyor. Bizde böyle görüyoruz inşallah.

Zaman zaman bir sıkıntı ve ümitsizlik hali olmuyor değil. Ama bu durumda Üstad’ın şu sözleri aklıma geliyor ve teselli buluyorum:

- Bu cihetten kaçmak ve kurtulmak iki cihetle kabil değildi. Birincisi; Kader-i İlâhî kısmetimizin bir kısmını buradan bize yedirmek için  her halde gelecektik. En hayırlısı bu tarzdır.  

İkincisi; aleyhimizde çevrilen bu dolaptan kurtulmak imkânı bulamadık. Ben hissetmiştim çare yoktu...

Kardeşlerim,

Merak musîbeti ikileştirir..... madem her şeyde bir güzellik ciheti var ve rahmetin bir cilvesi var ve kader adalet ve hikmetle iş görür; elbette bu zamanda umum âlem-i İslâm’ı alâkadar edecek bir kudsî vazife yüzünden hafif bir zahmete ehemmiyet vermemekle mükellefiz.

İşte Risaleden teselli ve ümit cümleleri. Zaten 13-14. Şuâları heyecanla okuyorum.

Ayrıca Kur’ân-ı Kerîm’de Kasas Sûresi 4. ve 5. âyetlerde kendimi aramaya çalışıyorum. Yanlış yapıyorsam Allah affetsin. 

Kendimle ilgili bir yazı kaleme almıştım, ama nefsi oluyor düşüncesinden vazgeçtim. Yaşanan binlerce mağduriyetlerden sadece bir tanesi olacaktı, ama kalsın. 

Çok kıymetli Hasan Muharrem Bey, 23 yıl öğretmenlik yaptım ve bir sabah uyandığımda sen teröristsin dediler. İlk mahkemem tutukluluğumdan 1 yıl 1 ay 15 gün sonra yani 16 Ekimde. Adalet yok, ama Rabbimize tevekkül var. Şayet edepsizlik olarak algılamayacaksanız bir duâ kitabı, bir ilmihal ve rüya tabirleri, tefsir kitabı için çok seviniriz. 

Allah’a emanet olun. 

Ahmet  BEDİR

T Tipi Kapalı Cezaevi - Malatya

NOT: Mektuptaki isim ve adresler değiştirilmiştir.

Bizimle irtibat için;

Tel: (0532) 471 53 52

Okunma Sayısı: 2016
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı