Medresetüzzehra, Mübarekler Heyeti, Şefkat Kahramanları, Nur Fabrikası, Aziz ve Sıddık kardeşlerim, Aziz sıddık, sarsılmaz, yılmaz, sebatkâr, fedakâr kardeşlerim, Nur Postacıları, Nur Efesi, Risale-i Nur Talebesi... Yüzlercesinden sadece bazıları. 

Haftasonu Adana ve Mersin illerine yaptığımız ziyarette çok dikkatimi çeken bir olay oldu. Mersin’de hizmetler konuşulurken ağabeylerden birisi, “Şu gördüğünüz cemaatin çoğu Çarşı Dershanesi’nden buraya geldi. Bu dershaneler çok mühim.” dedi. Benim aklıma, Mersin’in bildiğiniz klâsik ticarethanelerinin bulunduğu yerde olan ve Risale-i Nur derslerinin yapıldığı bir daire geldi. Ancak açıklama yapıldığında meseleyi anladım. Bu dershane yayınlarımızın satışlarının yapıldığı YENİ ASYA SATIŞ MAĞAZASI’ymış. Yani Çarşı Dershanesi... Bir çok ağabey Çarşı Dershanesi’nden hizmetlerimizi tanıyıp cemaatimize katılmış. Yıllardır çok ihmal ettiğimiz bu Çarşı Dershane’mize bugün çok fazla ihtiyacımız var. 

Adana’daki Yeni Asya Güneydoğu Akdeniz toplantısında gördüğüm husus ise merkezimizin çok fazla desteğe ihtiyacı olduğu hususu.

Adana ve Mersin vilayetlerindeki hizmet kahramanlarını tebrik ediyor, Cenâb-ı Hak’dan ihlâs ve istikametler diliyorum. 

Bu haftaki mektubumuza geçiyoruz.

***

MEKTUP

Çok değerli Hasan Muharrem Okur Beyefendi;

Öncelikle selâm ediyor, Yüce Rabbimin rahmet ve inayetinin sizlerin, bizlerin ve bütün samimî Müslümanların üzerine olmasını diliyorum. 

Yüce Rabbimizin takdiri ile bir imtihan olarak hakkımızdaki bir iftira ile Üstadımızın Medrese-i Yusufiye olarak isimlendirdiği bir hapis musîbeti yaşıyoruz. Ve maddî ve manevî olarak epeyce zor günler geçiriyoruz. Bunları asla şikâyet olarak söylemiyorum. “Şikâyet O’na olmalı, O’ndan olmamalı.” diyen Üstadımızın tenbihi kulağımızda küpe gibi oldu. Zaten Allah’a sonsuz hamd ü senalar olsun ki Üstadımızı kısmen tanımayı ve bir ölçüde ondan istifade etmeyi lütfetti. Kısmen tanıma diyorum zira onu hakkıyla tanıyamadığımı düşünüyorum. Ve maalesef eserleri Risale-i Nur’dan da ancak bir ölçüde istifade etmiş olsam da bugüne kadar hakkıyla istifade edemediğimi itiraf ediyorum...

Bu hapis musîbetini kendimiz için bir Medrese-i Yusufiye olarak görüp değerlendirmeye çalışıyoruz. Zamanımızı daha verimli geçirmeye çalışıyoruz. Rabbime hamd olsun, O’nun verdiği sabırla bugüne kadar geldik. Bundan sonra da en büyük temennim ve duâm bu musîbetin üzerimizden kalkacağı ana kadar teslimiyet ve tevekkül içinde sabretmeye devam etmek. 

Bu noktada Üstadımızın eserlerindeki hakikatler bizim için büyük teselli oluyor. Risale-i Nurlar’da okuduğumuz hakikatleri burada daha tesirli hissediyoruz. Kendi aramızda müzakere ettikçe de istifade artıyor. Eşimden, açık görüş için gelirken SÖZLER’i satın alıp getirmesini istemiştim. Sağolsun getirmiş. Fakat getirdiği kitapta lügatçe olmadığı için doğrusu zorlandım. Bir süre sonra da o kitabı bir arkadaşım aldı başka bir koğuşa götürdü. Yani koğuş değişikliği oldu. Bu değişikliklerle başka koğuşlardan arkadaşlar da bizim koğuşa geldi. Sizin gönderdiğiniz set halindeki kitapları kendi aralarında paylaşmışlar. Şimdi başka koğuşlarda okunuyor ve inşallah istifadeye medar oluyor. 

Muhterem Muharrem Bey Kardeşim;

O arkadaşlara gönderdiğiniz gibi -yeni ya da kullanılmış da olabilir- bana da gönderme imkânınız olursa altını çizerek ve kenarına köşesine notlar alarak okumak istiyorum. Eğer gönderme imkânınız olursa sayfa içerisinde lügatçe olanından rica edeceğim. Arkadaşlara gönderdiğiniz Yeni Asya yayınlarının lügatçeli, indeksli yeni baskısını çok beğendim... Mümkün olursa duâcınız oluruz. Rabbim hizmetlerinizde her daim sizleri muvaffak eylesin. 

Sizi ve çalışma arkadaşlarınızı en içten duygularımla sevgi ve mubabbetle kucaklıyor, selâmlarımı yolluyor, Allah’a emanet ediyorum. 

Sağlıcakla kalın.

Hüseyin KURT, 

T Tipi Kapalı Cezaevi, Adana

Not: Mektuptaki isim ve adresler değiştirilmiştir.

Bizimle irtibat için Telefon: (0532) 471 53 52