Nurun kahramanı ve Üstadımızın en mühim talebesi Zübeyir Gündüzalp Ağabeyimizin hem Risale-i Nur’larda hem de Altın Prensipler ve Nefis Muhasebesi adlı eserlerinde okumakla alâkalı birçok tavsiyesi var.
Bizim de meşguliyetimizin ana bölümünü neşriyat faaliyetleri teşkil ediyor. Şu anda hem İslâm âleminde hem de cemaatimizde olması lâzım gelen seviyede okuma alışkanlığı yok. 1970-80’li yıllarda her ağabeyimizin dükkânı kitapçı dükkânı idi. Her ağabeyimiz ya çantasında ya ceketinin cebinde mutlaka kitap bulundururdu. 1990 yılında cemaatimize yapılan bir operasyon ile bütün yayınlarımızın elimizden alınmasıyla büyük bir boşluk meydana geldi. Bu boşluğun cemaatimize zararı büyük oldu. Yıllar geçtikçe kitaplar çoğaldı, ancak okuma alışkanlığımızı tam anlamıyla kazanamadık. İşimiz gereği ulaşım vasıtalarının hemen hemen hepsine biniyoruz. Ayrıca kıraathane, lokanta, parklar gibi yerlerde gözlemliyoruz ki, tablo heryerde aynı. Nur Talebeleri birçok hayırlı işlerde olduğu gibi neşriyat sektöründe de öncülük yapmışlar, en güzel yayın örnekleri sunmuşlar. İnşallah yeniden okumanın topluma hâkim olmasında da öncülük yapacaklardır. Zaten Üstadımızın da tavsiye ettiği hem kitabı hem de kâinat kitabını daima okumaktır. Önümüzdeki 21 Şubat’ın bu konuda bir dönüm noktası olacağına inanıyoruz. Yazarımız Ali Ferşadoğlu’nun geçmiş yazısından konumuzla alâkalı bulduğumuz bölümü iktibas ediyoruz.
Nazif Çelebi Ağabey, Tahiri Ağabeye, “Müjde, tayyare acentası oldum, 5 kontenjanım var, hazırlan seni Hacca götüreyim!” dedi.
“Üstad’a danışayım” der ve Bediüzzaman’a durumu anlatır:
“Tahiri sana hac farz oldu mu?”
“Efendim benim neyim var ki, farz olsun. Bir kâğıdım, bir de kalemim var!”
“Tahiri, şeytan bazen sağdan gelir, seni hizmetten alıkoymak ister. Eğer tayyareye binecek, seyahat edeceksen o başka. Müslümanların imanı tehlikede iken sen nasıl kendini düşünürsün. Asırlarca İslâmın müdafii olmuş bu necip milletin gençliği bugün imana muhtaç. Küfür salgını, dinsizlik felâketi var. Güzel yazın var, okunuyor, çabuk da yazıyorsun. Birkaç Risale daha yazıp hizmet etsen daha iyi değil mi? Kitapları da bastıramıyoruz, mazlûmuz, zebunuz, zayıfız. Böyle bir zamanda kendini düşünüp dâvâyı ihmal edip Cennette kendine mevki ayırmak için Hacca gitmek olur mu? Ben buna razı değilim, ama yine sen bilirsin!”
“Üstadım, ben de bunun için sormuştum.”
“Tahiri soracak başka sual mi yok! Hac sana farz olduysa zaten sormana lüzum yok, tabiî ki gideceksin. Ama, şu halde sen bana sormadan diyecektin ki, ‘Nazif Bey ben yangın söndürmeye gidiyorum. Yangına giden adam, gezmeye gidemez.’ Nazif Bey’e selâm söyle, senin yerine başkasını göndersin!”1
***
Dergilerimiz Medrese-i Yusufiyeleri aydınlatıyor
Selâm olsun, “GENÇ YORUM” ailesine, bu hizmete gönül veren, nefes veren, yardımcı olan herkese. Bu kardeşinizin size duâ ettiğini bilin, iyiliklerle, güzelliklerle dolu bir hayat yaşamanız dileğiyle sağlıcakla kalın.
Ahmet CANER, Alanya L Tipi Cezaevi
***
Kıymetli Hocam,
Kitapların akabinde gönderdiğiniz “GENÇ YORUM” dergisi de selâmetle elime ulaştı ve sevincim ikiye katlandı. Cenâb-ı Hak hayrınızı hayırların en güzeli ile cennet nimetleriyle mükâfatlandırsın. Âmin. Zahmet ve emeklerinizden dolayı gönül dolusu teşekkür ve hayır duâ ederim. Hususî duâlarımda sizler için hayır duâcısıyım. Kur’ân okuyor ve hatim sevabını sizlere yolluyorum. Mevlâ’mız kabul buyursun, âmin.
Tövbekâr kardeşiniz, Suat ALKAN, F tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
Dipnot: 1- Ali Ulvi Kurucu, Hatıralar-3, s. 279-282.