"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Güçlü merkez olmazsa, güçlü bölge de olmaz

H. Muharrem OKUR
10 Ağustos 2017, Perşembe
Bu haftaki yazımı “İzmir Yeni Asya Satış büromuzun hizmetimiz açısından önemi” başlığını taşıyan bir yazı olarak düşünürken, İstanbul’dan, yani merkezimizden gelen bir telefon fikrimin değişmesine sebep oldu. Daha önce yayınladığımız bu yazıyı önemli bulduğum için tekrar yayınlıyoruz.

Adem-i merkeziyet fikrinin güzel, fakat uygulama imkânının olmadığı Üstad Bediüzzaman Said Nursî tarafından ilmi bir şekilde izah edilmiştir.

19. asrın başlarında Üstad Bediüzzaman Said Nursî bu fikri Prens Sebahattin Bey’e izah etmiş, uygulamaya geçilirse ne gibi zararları olacağını ortaya koymuştur.

Yaşadığı hayat devrelerine bakılınca, Üstad, mecburî ikamet ettiği yerler hariç pek az şehirde devamlı kalmasıyla da hayatında bu fikre yaşayarak örnek olmuştur. Üstad’ın kâinata değişmem dediği ve Nur Talebeleri arasında öne çıkarttığı Zübeyir Gündüzalp’in kurduğu modelin de güçlü merkez, güçlü mahal olarak devam etmesi, hâlâ bu görüşün haklılığını ve uygulanması gerektiğini gösteriyor diye düşünüyorum.

Bu yazıyı okuyan bir kısım ağabeyler merkezimizin zaten şu anda da güçlü ve hizmetlerinin çok güzel devam ettiğini söyleseler hakları vardır. Fakat 1964-1965’ten itibaren Zübeyir Gündüzap, 1970 Mehmet Kutlular ve Üstad’ın yakın talebelerinin ekserisi, 1982-1990 Mehmet Kutlular ve Üstad’ın iki talebesi, 1990’dan itibaren de bugüne kadar süre içinde Mehmet Kutlular ve Meşveret heyeti, şartlara göre de bu ağabeylerle birlikte meşveret heyetleri öncülüğünde yürüyen, kanaatimce yüzde 90’ı neşriyat hizmeti, kalan kısım ise neşriyat hizmetlerine yardımcı hizmetler çok güzel şekilde yürütülmüştür. Ben de benim için bir istihdam-ı İlâhî kabul ettiğim neşriyat hizmetleri ile 1981-82 yılından itibaren fiilen meşgul oluyorum. Önümüzdeki günlerin de çok güzel hizmet imkânları getireceğine inanıyorum.

Güçlü merkez uygulamasını 1992 yılına kadar çok güzel değerlendirdik. Bu fikrin bize yayın konusunda, o günün şartlarında çok büyük hizmetler kazandırdığını yaşayarak gördük. 1985’te pazarlama için gezdiğimiz dükkânlarda çıkardığımız video kasetlerimizi göstererek, Yeni Asya TV kuracağımızı anlatıyorduk. (Dikkat: O zaman sadece devlet televizyon kuruyordu, sivillere televizyon kurmak yasaktı.) Bu gücü, o yıllarda her çeşit yayının en güzelini yapan, güçlü kadroyu kuran ‘güçlü merkez’den alıyorduk. Güçlü merkezin yapacağı hizmetlerin önemini bilen dış ve iç şer güçleri de 1975’li yıllardan itibaren güçlü merkezi zayıflatmak için düğmeye bastılar. Adım adım yaptıkları nifak hareketleri ile 1990 yılında güçlü merkezimizin bütün malî varlığının, kadrosunun bir kısmının elinden alınmasını sağladılar. 1992’ye geldiğimizde ise güçlü merkezin kadrosunun tamamına yakınının elinden gitmesini temin ettiler.

O tarihlerden itibaren merkezimiz yavaş yavaş zayıfladı ve devam ediyor. Bu acil durum hepimizi bu konuda düşünmeye dâvet ediyor... “İŞTE HAYATIM” kitabında Mehmet Kutlular Ağabey, “Merkez zayıf, güçlü mahal olursa merkez çok fazla iş yapamaz, etrafında döner durur” diyor. (1982)

Bu haftaki mektubumuzla sizleri başbaşa bırakıyoruz.

MEKTUP

Muhterem Hasan Muharrem Okur,

Mektubunuzu aldık, çok memnun olduk. Hasbelkader düştüğümüz cezaevinde imkânsızlıklardan dolayı, sizlerden hem külliyat hem de sair kaynaklarımızdan göndermenizi rica etmiştik.  Sizler de büyük bir teveccüh örneği göstererek bize Külliyatı gönderdiniz. Bununla birlikte size, teşekkür mahiyetinde kaleme aldığımız mektuba karşılık cevap yazıp gönderdiniz. Hem gönderdiğiniz Külliyat hem de mektubumuza karşılık vermeniz, düştüğümüz bu cezaevinde bizler için önemli bir vesile olmuştur. Sizlere çok teşekkür ediyoruz. Cenâb-ı Hak sizlerden razı olsun. Cenâb-ı Hak Medrese-i Yusufiyede kalanlara yönelik gösterdiğiniz samimî gayretlerde sizleri muvaffak eylesin.

İlim ve irfanın ilerlemesi için birikim gereklidir. Birikim içinse mevcut eserlerin ve emeklerin özenle muhafaza edilmesi gereklidir.

Bazı insanlar içimizde biriktirdiğimiz umutları suluyorlar adeta. Çoğu, güneşimize gölge olsa da bazıları ay gibi bir yerlerden bulup buluşturduklarıyla umutlarımızı aydınlatıyorlar. Böyle insanların varlığını bilmek güzel. Uzakta da olsa, güzel insanlar bilmek güzel...

Selâmların en güzeli sizlerin üzerine olsun...

Kardeşiniz Mehmet Kartal

T Tipi Kapalı Cezaevi, 

Gaziantep

NOT: Mektuptaki isim ve adresler değiştirilmiştir.

Bizimle irtibat için;

Tel:  (0532) 471 53 52

Okunma Sayısı: 1894
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Zübeyir

    10.8.2017 10:51:58

    Hizmetin merkezinde de , mahallinde de yer alan âli himmet nur talebeleridir.. merkez mi mahal mi tartışmasını gereksiz buluyorum. Davasını benimseyen , hizmete nerde ihtiyaç varsa orada olur zaten. Hizmetimiz güçlü olursa her tarafa kanalize edebiliriz. 'temel hizmetimiz olan talebe hizmeti' işin çözümüdür diye dusunuyorum.

  • Mustafa BITER

    10.8.2017 10:04:56

    Muhterem kardeşim yazını daha öncede okumuştum bugün yine okudum ve aynı görüş ve düşünceyi yıllardır savunuyoruz. Merkezimizi zayıflatan bu fitnelerin yanına bir de 'Mülk Dersane' yapma fitnesini de ekleyelim.Evet mülk dersane olsun ,olsun da merkezi güçlü ve ayakta tutacak maddi imkanlar toprağa gömülüp 3-5 hatta 6-8 katlı dersaneler yapılırsa ve gelirlerin %40-60'ı binaların yıllık masrafına ayrılırsa dersane-talebe-neşriyat hizmetleri nasıl yürür , merkez nasıl hizmet üretir ? Merkez zayıfsa diğer aksamlar paslanır ve çalışamaz hale gelir.Mahallerinde yapılır görünen hizmetler tıpkı çamura saplanmış aracın patinaj yapması gibidir. Çareyi sunuyorsunuz ve yıllardır bizde aynı fikri paylaşıyoruz 'Güçlü Merkez.' Cenab-ı Hak yardımcımız olsun.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı