Bu hafta 10 yıldan fazla güzel hizmetlere vesile olan bir kardeşimizden gelen mektubu yayınlıyoruz.
Duâ ediniz, Allah şevk ve gayretini arttırsın.
*
BİSMİHİ SUBHANEHÜ
Çok değerli Hasan Ağabey,
Yollamış olduğun NUR Külliyatı ve beraberindeki sair kitaplar eksiksiz tarafıma ulaştı. RİSALE-İ NUR gibi bir hakikat çerağı (çırası) için teşekkür anlamında böylesi bir mektubun yeterli bir mukabele seviyesinde olmadığını da bilerek bu mektubu kaleme alıyorum.
Bundan iki yıl evvel elimdeki Nur Külliyatı’nın bir ikisi istisna umumunu Nur’a muhtaç musîbetzede mahpuslara çok zor şartlar altında ulaştırmıştım. Fiemanillahhamd merhum Santral Sabri isimli Ağabeyin vazifesinin bir cüzünü icra etmenin mutluluğunu yaşamıştım. Malûmunuzdur ki Nur Risaleleri kendisine müşteri aramaz. O müştaklarını bulur ve en zor engelleri birer birer aşarak maksud-u mahalline ulaşır. Bu hakikatin beşerî engelleri ne ölçüde akim bıraktığını ve nasıl bir hikmet dairesinde okuyucularına ulaştığını bizatihi gördüm. Yüz keramet kuvvetinin ayn’el yakin kuvve-i maneviyemde teşkil ettiği inanç öyle bir seviyeyi yakaladı ki şimdi ben tam bir itikatle söyleyebilirim ki, RİSALE-İ NUR’u sevk ve idare eden Zat âlemi de idare eden aynı Zattır.
İşte O Zat-ı Zülcelâl’dan ümitvarım ki… İnşallah RİSALE-İ NUR’un neşrinde bu zindanı da nasipse bırakmayacak, buralarda da RİSALE-İ NUR’u arayanları bulacak, bu zeminde de husûsiyetlerini gösterecektir. Acizane 10 yıllık zindanî tecrübem ve bunun Risalelerle ilişkisi anlamında hep şu hakikatte gelip duruyorum yani şöyle ki, mahpuslarla RİSALE-İ NUR’u buluşturmanın öncesinde ÜSTAD hakkında bilgilendirici bir tanıtıma ihtiyaç var. İnsanlar ÜSTAD’ın isminin ötesinde bir bilgiye sahip değiller. İllâ ki sizin de ferdi gözlemleriniz sizi şu tesbite ulaştırmıştır; ÜSTAD’ı tanıyıp da ona, onun hayat ve eserlerine ilgisiz kalan görülmemiştir. İşte mahkûmlar da böyledir. O ÜSTAD’ın zindandaki çilesini, mahkemelerdeki müdafaalarını okuyan her fert ondaki farklılığı hemen müşahede ediyor ve sonra o zatın esrarengiz gözlerinin peşine düşüyor. Çünkü pürdikkat akıllar anlıyorlar ki, o ÜSTAD ne ona benziyor, ne de buna. Bazen bir filozof gibi hayatın en derin bunalımlarına dalıyor… Ama o vaziyeti görüşü, gösterişi ve o hale bulduğu çözüm bilmecesi onlardan çok başka. Bazen İslâmî bir meseleyi anlatıyor… Şaşkınlığın her taraftan sizi kuşattığını anlıyorsunuz. Gayr-i ihtiyarî söyleniyorsunuz… “Aman ya Rabbi keşke herkes, her şey sussa ve o Kur’ân’dan anladıklarını anlatsa..” ve daha neler neler…
Hasan Abi,
Esasında daha uzun yazmayı istiyorum ve kalemle buluştuğumda bu niyetimi hep canlı tutmaya çalışıyorum. Ama sonrasında belki günde onlarca böyle mektup aldığınız ve onlarca müşkilâtla meşgul olduğunuzu düşünerek kısa tutuyorum. Şimdilik sonlandırıyorum. Külliyat için bir kez daha zatınıza ve umum hizmet erkânına, hizmetkârlarına şükranlarımı arz ediyorum.
Sultan-ı Kâinat sizlerden ve hepimizden ebeden razı olsun.
Kardeşiniz, Hasan Gayretli
T tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu,
Menemen-İzmir
Mektuptaki isim ve adres değiştirilmiştir.
NOT: Ekim ayında Külliyat ihtiyacımız Yüzde 50’den fazla arttı.