"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mektup

H. Muharrem OKUR
23 Ekim 2014, Perşembe 00:01
Hatıra yazımızı hazırlayıp, yayınlayacak mektubumuzu seçmek için çalışırken, yeni gelen biraz ibretli, biraz hissî, uzunca mektup dikkatimizi çekti. Umuyoruz ki beğenecek ve ibret alacaksınız.

Bismillahirrahmanirrahim,

Esselamunaleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü ebeden daimen.
Aziz, sıddık, saygıdeğer ağabeyim. Öncelikle Allah’ın selâmı senin ve sevdiklerinin ve mü’min kardeşlerimizin üzerine olsun. Öncelikle kendimi kısaca tanıtayım. Ben yaklaşık 8 yıldır cezaevinde yatıyorum. Ömür boyu cezam var. Eşim de Ankara’da aynı cezadan dolayı yatıyor. Ve bir de ellerinden öper Muhammed Yusuf isminde çocuğumuz var.
Sizin gibi böyle büyük bir dâvâya hizmet eden Hasan Muharrem Ağabeyimin zamanını almak istemem. Onun için hemen konuya girmek arzu ediyorum. Evvelâ bazı rüyalarımı sizinle paylaşmak istiyorum. ‘Bundan 6 yıl önce Resul isimli 4-5 yaşlarında bir yetim yeğenim ile bir adadayız. Adanın her iki yanında berrak temiz akarsu var. Ben ve yeğenim korkuyoruz. Kucak kucağa sarılmışız. Ve bulutların içerisindeki bir büyük el–buluta benzer, ama bulut değil, sis gibi dumana benzer, ama duman değil ve rüzgâra da benziyor–ve hızla üzerimize iniyor. Ve aynen, “Korkmayın size yardım edilecek” diye bir ses duydum ve korkudan uyandım.’ Allah hayır etsin. 
İkinci rüyam da ‘2010’da ben yeraltında uzun bir koridorda yürüyorum. Ve bir mağaradan bir adaya gidiyorum. Adada bir büyük sandık var, sandığı açıyorum. İçinde büyük küçük, hatta cebe sığacak kadar küçüklükte Risale-i Nur görüyorum. Renkleri kırmızı, büyük olanlar Kur’ân, diğer küçük ve orta boy olanlar Risale-i Nur. Ben elime almadan hepsini okuyorum, sonra uyanıyorum.’ 
Allah hayır etsin. 
Üçüncü bir rüyam da ‘2011 yılında; yeşillik, büyük bir düz alandayım. Sağımda, solumda berrak bir su akıyor. Fırat nehri. Suyun üzerinde büyük bir Kur’ân sayfası açık. Üzerinde ve alt kısmında, yani yanında Risale-i Nur suda akıyor ve suya batmıyor. Islanmıyor. Ben de arkasında koşuyorum, tutayım ıslanmasın diye, ama yetişemiyorum. Daha sonra karşıda bir kayık görüyorum. Suya atlayarak yüzüyorum. Kayığa binerim, diye karşıya geçiyorum. Kayığa binip Kur’ân ve Risale-i Nur’un arkasına düşüyorum ve gidiyorum.’ 
2012 yılında rüyamda Üstad Bediüzzaman Hazretlerini genç ve sakallı görüyorum. Yanında 3-4 talebesi var. Az ilerde sağında ve solunda talebeleri çalışıyorlar. Büyük bir bina yapıyorlar. Binanın ne başı, ne de sonu görünmüyor. Ama inşaat halinde, herkes çalışıyor. Ben de Üstada şöyle diyorum; “Ben de çalışmak istiyorum. Zaten boşum, ben de çalışabilir miyim, işsizim diyorum.” Yanındaki genç talebeler “Yok” diyorlar, “sen çalışamazsın. Bizimle gelme.” Sonra ben başımı eğiyorum. Üstad bana bakıyor. Ama ben Üstadın yüzüne bakamıyorum. Bana baktığını ise görüyorum. Bir süre bana baktıktan sonra şöyle diyor; “Gelsin gelsin, bu da çalışabilir.” Arkalarına düşüp uyanıyorum.
2013... Başka bir rüyada anamı ağlar görüyorum. Diyorum ki “Ağlama Allah büyük. Sana bu sıkıntıyı veren şifayı da verir.” Ama anam sessiz sessiz gözlerinden yaşlar akıtmaya devam ediyor. Ben de tekrar diyorum ki, “Ana sana Risale-i Nur okuyayım mı?” deyince başını sallıyor, “evet” diyor. Ama konuşmadan, beden dili ile konuşuyor. Ben Risale-i Nur’u alıp geldiğimde o hasta yatan, ağlayan kadın gitmiş de bir başkası gelmiş. Yüzü gülümsüyor. “Oku, oku” der gibi heyecanlı bir şekilde okumamı bekliyor. “Fesubhanallah” diyorum. ‘Risale-i Nur neymiş’ diyorum kendi kendime ve bir çok kez rüyamda Risale-i Nur okuyorum, ders veriyorum. Hatta Allah’ım şahittir, ders verirken uyanıyorum, ama halen konuşuyorum zaten konuşma sesime uyanıyorum. Hatta yan odadaki arkadaş bile benim sesimi duymuş, ben rüyada konuşuyorum, ama uyanık yan odada sesim duyuluyor. Rüyada verdiğim ders birincisi Sözler’den ikincisi İman Küfür Muvazeneleri’nden. İlk verdiğim dersi en büyük ağabeyime veriyorum. Diğerinde yanımda çok kişi olduğunu görüyorum. Allah hayır etsin.”
Evet, saygıdeğer ağabeyim. Zamanını inşallah israf etmemişimdir. Hakkını helâl et. Bu rüyalar beni Risale-i Nur’a teşvik etti ve okuyorum. İlk sıralar kurum kütüphanesinden alıp okuyordum ve 15 günde bir iade etmek şartıyla. Ama çoğu zaman geceleri anlayamıyorum tabiî, ama okumaya devam ediyorum. Şu an yanımda var, ama duydum ki hani bazı yerleri haşiye gibi açıklamalar varmış. Öyle varsa, benim de olmasını isterim. İnşallah bana yardımcı olursunuz, diye böyle bir mektup yazdım. Bir ağabeyimden aldım, senin gibi büyük bir dâvâya hizmet eden ağabeyim ve ağabeylerden Allah ebeden razı olsun. Sayın ağabeyim, eğer mümkün ise eşime de gönderilmesini isterim. Onun yanında sadece bir Risale var. O da İman Küfür Muvazeneleri. Eşimin adresi... Kadın Kapalı Cezaevi, Sincan Ankara. Allah razı olsun şimdiden. 
Saygıdeğer ağabeyim. Eğer mümkünse rüyalarımın tabirini de merak etmiyor değilim. Arapça öğrendim. Kur’ân okuyorum, ama hem okuyup, hem de anlamamı temin edecek bir Kur’ân-ı Kerîm meali gönderebilirseniz çok memnun olurum. 
Evet ağabeyim, şunu da söylemek ne kadar doğru bilmiyorum. Ben Risale’i Nur okurken öyle yerlerde zevk alıyorum ki tarif edilemez, anlatılamaz. Ve bazen içimden geçiyor, hiç uyku ve ihtiyaç olmasa, yemek içmek olmasa da hep okusam ve şu yakın zamanda kimseden bir şey; bir bardak çay, bir meyve bile almak istemiyorum. Önceden iki ekmek bazen yetmezdi. Şimdi bir ekmek bana bir haftada yeter desem inanmazsın. Ağabeyciğim, bunu anlatmamın sebebi, yani Risale-i Nur’dur. Hatta hiç insan yüzü görmek istemiyorum. Bu şu nedenle ki, hep dünyalık mevzular konuşuluyor. Bu sebepten tek kişilik odada kalmak için müdür beyle görüştüm. Sırf ahiretime çalışayım, imanımı kurtarayım. Bazen oğlum gözümün önüne geliyor. Keşke o da okusa, gerçi 9 yaşında, ama sonra da güç olur. Eve mektup yazmışım, oğluma Risale-i Nur okutun demişim, ama kim okutacak ki? Babamın okuma yazması yok, hem de felçli. Kardeşim desen içki içen birinden böyle bir şey beklenmez, ama ben istedim. Bir anam vardı oğlumu camiye, Kur’ân Kursuna götürdü. Namaz kılarken o da anama bakarak kılarmış. Anam dinine düşkündü, ama ömrü yetmedi. Allah emanetini aldı. Anam hep derdi, “Oğlum Kur’ân öğren yarın öldüğümde arkamdan bir Yasin okuyanım olsun” derdi. Çok şükür annemin vefatından sonra her gün Yasin-i Şerif okuyorum, vird edindim. Allah kabul eder inşallah. 
Evet, ağabeyim şimdi şu söyleyeceğimden inşallah beni yanlış anlamazsın. Şu bana ve eşime göndereceğin kitapların ücretini para olarak ödeyemem, yalana gerek yok. Ama yanımda el işi boncuktan yapma cüzdan, tesbih ve bileklik, muskalık, çakmaklık var. Eğer yanlış anlamazsan sana ödemeli göndereyim. Ne kadar tutuyorsa karşılığında malzeme yollamak istiyorum. Çünkü ben geçimimi boncuk satarak sağlıyorum. Parayı kargo tesliminde ödeyemem, ama adrese gönderebilirim. Ne olur ağabeyciğim yanlış anlama. Allah rızası için yanlış anlaşılmak hiç istemiyorum. Eğer kabul edeceksen. 1.25 kuruşluk 3-5 posta puluna da ihtiyacım var. Geçen sekizinci ayda sadece 5 çakmaklık satıldı. Ve kantine pul yazdım, aylar oldu kantine posta pulu gelmiyor. Eşime ve eve mektup yazacağım, pul yok. Eğer bendeki malzemeyi kabul edersen gönder, yanlış anlama ne olur. Bunu yazmam elbette yersizdir. 500 TL’ye yakın malzeme var, ama satılmıyor. Ben sana göndereyim sen dışarıdasın en azından bakkal veya bir yere bırakıp satılması için yardımcı olursan sıkıntılarım giderilmiş olur. 
Ağabeyciğim tekrar tekrar yanlış anlaşılmak istemiyorum. Seni kırmak istemem. Belki bana kızdın, yanlış anladın. Hakkını helâl et, kusuruma bakma, bana duâ et. Günahkâr kardeşin, duâlarına çok muhtaç

Fehmi ŞANLI, 
Kırklar Cezaevi, Buca

NOT- 1: Rahmetli Şaban DÖĞEN Ağabeyimizin HAYAT NE GÜZEL kitabının cezaevleri için faydalı olduğunu ve 5000 adet basıp göndermek istediğimizi duyurmuştuk. Henüz tamamlayamadık.
NOT- 2: Mersin vilayetimizin Silifke Cezaevi’nden aradılar. Her ay 50 adet GENÇ YORUM istiyorlar. 
NOT- 3: Ve yeni gelen istekler ile en az 3 adet Külliyata ihtiyacımız var.
NOT- 4: İstanbul Ümraniye Cezaevinden eğitim uzmanı kardeşimizi kitap isteği listesini bekletiyoruz, tamamlayamadık.
İlgilenenler için irtibat numaramız: (0532) 471 53 52

Okunma Sayısı: 2241
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı