Hepimizin yakından tanıdığı İslâm Yaşar Ağabeye zaman zaman telefon eder bir şeyler sorarım. Allah razı olsun, o da her zaman yardımcı olur. Telefon görüşmemiz biterken Medrese-i Yusufiye ile alâkalı kitap çalışmamı sorar, beni teşvik eder.
1967-1980 yılları arası Risale-i Nur hizmetlerinin en zirvede olduğu yıllar. İslâm Yaşar Ağabeye, bu yıllarda HİZMETİMİZİN MERKEZİNİN işleyişlerini sordum. O da bana “ ‘Serencam’ kitabımı oku, tatmin olmazsan, ondan sonra ihtiyaç hissedersen görüşelim.” dedi. İslâm Yaşar Ağabeyin yönlendirmesiyle “Serencam” (1967-1980) ve devamı “Menhus Ruh” (1980-1983) yıllarını anlatan romanları yeniden okudum. Okuduktan sonra fevkalâde istifade ettim. Daha önceki okumalarımda gözden kaçırdığım hakikatleri daha iyi anladım. Bu zamanda aradığımız neşriyat hizmetlerimizdeki bir kısım eksiklikleri daha iyi görme imkânı buldum. O yıllarda dünya çapında yaptığımız neşriyat hizmetlerini bugün nasıl yaparız? “Serencam” romanının yaşandığı dönemdeki şanlı mazimizin özellikleri nelerdi?
O yıllarda yetişen gençlerimizin özellikleri nasıldı, bugün nasıl? Görüştüğümüz gençlerimizden “Bu hizmeti ben yaparım.” değil de “Sizinle beraber olursa yaparız.” fikrinin ifadelerini alıyoruz. Halbuki “Ben yaparım, bu hizmeti yapmalı!” ifadelerini daha az hatta çok az duyuyoruz. Gençlerimizden arzu ettiğimiz cevapları almak istemez miyiz? Hepimiz isteriz. Ancak, şanlı geçmişimizin hizmet faaliyetlerini yaşlılarımız unutuyor, gençlerimiz bilmiyor. Bilmediği için model bulmakta zorlanıyor. “Geçmişini bilmeyen geleceğini de bilemez.” (Şeyh Edebali) hakikatini gözden kaçırmamak, hizmetlerimizin gelişmesine büyük fayda sağlayacaktır.
Nur hizmetlerinin şanlı geçmişini öğrenmek, ibret almak, daha güzel hizmetler yapmak, Üstadımız başta olmak üzere kahraman ağabeylerimize vefa borcumuzdur.
Öyle ise geliniz, “Beşleme”, “Nur Hareketi Serisi”, “İşte Hayatım” kitaplarını bir an evvel tekrar okuyalım. Okuduktan sonra, şevk, heyecan, muhabbet, şefkat duyup neşriyat hizmetlerimize daha çok sarılacaksınız.
Bu haftaki mektubumuza geçiyoruz.
***
MEKTUP
Sayın Hasan Muharrem Okur
Beyefendi;
Yapmış olduğunuz eser çalışmalarından burada kaldığım arkadaşlarımdan dolayı haberdar oldum. Öncelikle yapmış olduğunuz bu güzel çalışmadan dolayı şahsınıza ve arkadaşlarınıza teşekkürlerimi sunarım.
Risale-i Nur eserlerinden istifade etmek istiyorum. Arkadaşlarıma göndermiş olduğunuz gibi Risale-i Nur Külliyatı’nı tarafıma göndermenizi talep ediyorum.
Başta şahsınıza ve bütün arkadaşlarınıza saygı, şükran ve selâmlarımı en içten dileklerimle iletirim.
Hamdi GÖREN,
Kapalı Cezaevi, Malatya
Not: Mektuptaki isim ve adresler değiştirilmiştir.
İrtibat için telefon: +90 (532) 471 53 52