"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tatili, tatil etme zamanı

H. Muharrem OKUR
12 Temmuz 2018, Perşembe
Bilhassa 2012 yılından itibaren ülkemizdeki maddî manevî sıkıntılar maalesef büyüyerek devam ediyor. Bu bozuk hava şahıs ve toplum hayatını çok olumsuz etkiliyor. Topluca huzursuz bir Türkiye haritası çiziliyor.

“Karşımda müdhiş bir yangın var.. alevleri göklere yükseliyor, içinde evlâdım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum.” (Bediüzzaman Said Nursî)

Bu ifadeler 1952 yılına ait olup, Türkiye’nin nüfusu o yıllarda yaklaşık 22 milyondur. 

Bilhassa 2012 yılından itibaren ülkemizdeki maddî manevî sıkıntılar maalesef büyüyerek devam ediyor. Bu bozuk hava şahıs ve toplum hayatını çok olumsuz etkiliyor. Topluca huzursuz bir Türkiye haritası çiziliyor.

Bu olumsuz havalar seçimler dolayısıyla yüksek nisbette dağılmıştı. Siyasî parti liderlerine ilgi artmış, milyonlar, ülkenin problemlerine çözüm ümidiyle meydanlara koşmuştu. Muhalefetin güzel bir ittifak yapması halkımızda olumlu bir hava meydana getirmişti. 

Seçim başlamadan, siyasî yorumlarda bulunan yazarların çoğu muhalefetin farklı bir mücadele tarzı benimseyip iktidarla mücadelesini yapacağı hizmetleri ön plana çıkarmasını tavsiye etmişlerdi. Karşılıklı atışmalarda profesyonel olan ve muhalefeti karşılıklı atışmalar tuzağına çeken eşit olmayan şartlara sahip olan iktidar bu yarıştan galip ayrıldı. Ancak bir iki yorumcu bu seçimin bir ülke meselesi olduğunu, iktidarın koyduğu anormal seçim şartlarının kabul edilmemesini ve seçime bu gözle bakılmasını muhalefete tavsiye ediyordu. Karşılıklı kavga ortamı muhalefete kaybettirdi. O andan itibaren ülkemiz yeni bir havaya girdi, muhalif cephedeki insanlar ister istemez ümitsiz bir tavıra büründü. Bu havanın da ne zaman berraklaşacağı hususunda şimdilik kimse fazla bir tahmin yapamıyor. 

Yukarıda çizmeye çalıştığımız tabloya göre fert olarak bu neticenin neresindeyiz? Cemaatimizden bazı kimseler “Seçim sürecini, çalışmaları yeteri kadar değerlendirebildiniz mi?” sorusuna kuvvetli bir şekilde ”Evet,” diye cevaplandıramıyorlar. Yaşadığımız olumsuz olayları merdivenin basamakları gibi yaşadığımız için alışa alışa gidiyoruz. Ünsiyet ettik. Ancak merdivenin basamak sayısı ve yüksekliği belli değil. Bir kuvvetli yangın var hepimize ulaşabilir, kısmen de ulaştı...

Üstadımız, daha sonra da kıymetli ağabeylerimiz, bir kısmını da bizler de yaşadık. Zorlukları aşarak geldik. Bu zorlukları inşaallah yine aşacağız. Bu sıkıntıların merkezinde aldatarak iş gören, ahirzamanda gelen cereyanların olduğundan hiçbirimizin şüphesi yok. Manevî cihad bizim tek gücümüz. Bu gücün silâhları da Risale-i Nur, gazetemiz, dergilerimiz, kitaplarımız, sosyal medya, internet... Üstad “Bizler ehl-i imanı sahil-i selâmete çıkaran sefine-i Rabbaniyede çalışan hademeleriz“ diyor. Öyle ise ”tatili, tatil edip “, neşriyat hizmetlerine  güç vermenin tam zamanı. Geç kalırsak tatili, tatil etmemiz bile yetmeyebilir. Cenâb-ı Hak yardımcımızdır. 

*

MEKTUP

 Elhamdülillahî Alâ Külli Hal...

Hapishaneye gireceğim ve buradan size mektup yazacağım hiç aklımın ucundan geçmezdi. Demek ki içeride siz değerli insanlara mektup yazmak da varmış. 

Burada günlerimiz nasıl geçiyor diye sual ediyorsanız eğer; bol bol Kur’ân okuyoruz. Hatimler bitiriyoruz hergün. Evrad ve ezkârla meşgul oluyoruz. Ramazan’ın son 10 günündeyiz. Buradaki bazı arkadaşlarla beraber itikâfa girdik.

Üstadımızın kaleme almış olduğu ve burada okumakla daha da anlam kazanan Risale-i Nurlar’ı satır satır okumaya gayret ediyoruz. Hapishane olan bu mekânı bir havlethane ve de Medrese-i Yusufiye olarak görüp değerlendirmeye çalışıyoruz inşaallah.

Bu noktada sizlerden bir talebim ve bir ricam var. Eşimin ve benim maalesef maddî imkânlarımız yetersiz. Bundan dolayı bizlere Risale-i Nur Külliyatı ve Büyük Cevşen gönderebilir misiniz? Sizlerden bunu istirham ediyorum. Eğer yardımcı olursanız bizleri çok mutlu edersiniz. Bizler de sizlere duâcı oluruz inşaallah.

Bir de ricam var demiştim. En azından eşimin çocuklardan dolayı tutuksuz yargılanmasını, tahliye edilmesini istiyorum. Bu konuda duâ ederseniz çok mutlu olurum.  Rabbim sizlerden razı olsun. İşlerinizde muvaffak eylesin. Sizlere selâm ve duâlarımızı gönderiyoruz.

Allah’a (cc) emanet olun.  

İbrahim GÖRMEZ, 

Kapalı Cezaevi, Adıyaman

Not: Mektuptaki isim ve adresler değiştirilmiştir. 

İrtibat için telefon: +90 (532) 471 53 52

Okunma Sayısı: 1717
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı