Büyük bir titizlik ve hassasiyetle üzerinde durduğumuz mühim bir husus da Risale-i Nur’un lâyık ellere geçmesi ve onun hakikî fiyatı olarak en az 25 kişinin istifade etmesinin temin edilmesidir. (Tarihçe-i Hayat)
Pazar günü bir ağabeyimizin kızının nişan merasiminden dönüyorduk. Dönüşte konu yayınlarımızın yayılması için yapılması lâzım gelen çalışmalara geldi. Birlikte nişandan döndüğümüz kişi ‘Ağabey, Kâzım Güleçyüz’ün bir kitabını 25 kişiye okutmak konusunu uygulamaya geçiremez miyiz’ dedi. Bu talep, daha önce düşündüğüm bu konuyu ele almamı hızlandırdı. Demek nasip bugüneymiş.
Girişteki cümleler 1958 veya sonraki iki yılda söylenmiş. O yıllarda Külliyat yeni yazı ile birkaç cilt eksiğine rağmen tamamlanıp yayımlanmış. Bir çok zorluklarla temin edilmiş. O günün şartlarına göre fiyatları pahalı, Nur Talebelerinin büyük çoğunluğu fakir fukara… Buna rağmen o günün Risale-i Nur Talebelerine yüklenen yük; Siz kitap başına verdiğiniz otuzar kırkar liralarla vazifeniz bitti zannetmeyiniz, bu kitapların gerçek fiyatı verdiğiniz paralara ilâve olarak her kitabı yirmi beş kişiye okutmaktır. Çünkü bir kitaptan 25 adet alıp yirmi beş kişiye hediye etme imkânı o günün şartlarında çok zordur.
O kitaplardan birkaç tanesini incelemiştim. 1958’li yıllarda Sözler’in fiyatı 50 tl. 1958’den 2017’ye göre düşününce hesap gözler önünde...
Bugüne geldiğimizde şartlarımız çok farklı. Maddî durumumuz, Türkiye’nin nüfusu, kitap teminindeki kolaylık, o günün şartlarına göre kitap fiyatlarının ucuzluğu, Risale-i Nur hizmetlerine insanlık, İslâm ve memleketimizin ihtiyacının ne kadar fazla olduğu aşikâr. Ayrıca teknolojik gelişmeler ve sosyal medya kanallarıyla birkaç düğmeye basarak binlere, onbinlere, yüzbinlere ulaşma imkânı var. Nazarlarınıza arz ediyor ve bu haftaki mektubumuza geçiyoruz.
«««
Esselâmüaleyküm Muhterem Hasan Abi!
Geçmiş Ramazan-ı Şerif ayınızı ve bayramınızı en samimî dileklerimle tebrik ederim. Nasılsınız? Cenâb-ı Hak hizmetlerinizi daim, sıhhatinize sıhhat ve afiyetler versin. Amin.
Bize duâ ediniz. Sıcaklarda beton duvarlar arasında gafletten, bunaltıdan Nurları okumakta zorlanıyoruz. Okuyamıyoruz. Fakat gece kalkıp bir derece serinde ve sessizlikte buranın karanlık ve zulümatını bu Nurlar’la aydınlatıyoruz. Okumak insana nasıl bir feyz, inşirah, gayret, hizmet şuuru veriyor anlatamam. Duâ buyurun da dolarak okuyalım. Muhtaç ellere bu Nurlar’ı ulaştıralım.
Abi sizin gönderdiğiniz Risaleler, Risalecikler çok mühim ve mühim hizmetler görüyorlar. Allah ebeden razı olsun. Bizi unutmuyorsunuz. Minnettarım. Abi, Meal-i şerif ihtiyacım var. Yollarsanız sevinirim.
Geçen bir arkadaşımla da gönderdiğiniz Ramazan Risale’sinin arka taraflarında bulunan Kur’ân’ın Kelâmullah olması bahsini mütalâa ettik. Çok feyz ve iman aldık. Bu Nurlu eserler küçük olsa da tesiri ve menfaati çok büyük abim. Zira ölmüş kalplerimizi hayatlandırıyor, şüphe ve vesveselerimizi izale ediyor. Ne sual gelse onlarda cevabı yazıyor. Emn ve eman Cennetlerine bizi koyuyor, yolluyor. Allah razı olsun.
Ya bu Nurlar olmasaydı veya bu Nurlar’a sizin vesileniz ile buralarda erişemeseydik. Ne kadar feci olurdu...
Zamanın sel dolaplarında, sefahet çukurlarında kalırdık. Gaflet kuyularında ebedî hayatımızı hiç düşünmeden uyuyup kalırdık. Ne varsa hep bu Nurlu eserlerde var, buluyoruz Elhamdülillah.
Cenâb-ı Hak size ve gayretlerinize mukabil bin ehl-i gaza sevabı versin. Bizleri de bu sıkıntılı yerlerden kurtarsın inşaallah. Duâ eder, duâlarınızı bekleriz. Allahaısmarladık...
Yılmaz CEVHER,
2 Nolu T Tipi Cezaevi, Çanakkale
NOT: Mektuptaki isim ve adresler değiştirilmiştir.
Bizimle irtibat için;
Tel: (0532) 471 53 52