"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

OKUDUKÇA / SELİM GÜNDÜZALP

26 Haziran 2011, Pazar
“Emin” olana “yemin” gerekir mi?

“Bir meselede aciz ve mağlup olan, yemin eder, şahitleri gösterir. Bu, acizler için bir usuldür.” (Bediüzzaman, İşaratül-İcaz, s. 187)
Milletvekillerinin, toplum karşısındaki acziyetinin, mağlubiyetinin, çaresizliğinin bir ifadesi mi yoksa “ettirilen yeminler”?
Toplumca hâl-i pürmelâlimizin bir göstergesi mi?
Özü sözü bir olan, sözü yemin gibi algılanan insanların çoğunlukta olduğu bir toplumda millvetvekilleri niye yemin etsin ki?
Acaba sıdk ile kizbin birbirinden doğu ile batı kadar ayrıldığı Asr-ı Saadet’te, seçilmişler, yemin ediyorlar mıydı?
Belki de onların en büyük yeminleri “iman”larıydı... Üstadın “..[mü’minlerin] peyman ve yemini, imandır” dediği gibi...
Zaten seçilmiş olmaları, o makama lâyık görülmeleri de bu “iman”larının neticesi değil miydi?
En ufak bir yanlış yaptıklarında, hiç çekinmeden ve tereddütsüz kendilerini doğrultucak olanların varlığından zerre kadar şüpheleri olmayan “iman”ları...
Muhammedü’l-Emin’in (asm) ümmeti de “emin” olduğu ölçüde “yemin”e muhtaç olmayacak gibi...

İsmail Tezer

Merhamet
 
Peygamber Efendimizin (asm) sevgili kızı Hz. Zeyneb validemizin oğlu Ali, ağır bir hastalığa yakalanmıştı.
Belli ki, vefat edeceği saatler yakındı. Hz. Zeyneb, babacığını çağırdı. Resulullah (asm) geldi, evlerini şereflendirdi.
Zeyneb üzgündü, ev halkı üzgündü.
“Şüphesiz Allah’ın aldığı da, verdiği de kendisine aittir. Allah’ın indinde her şeyin belirlenmiş bir eceli vardır” buyurarak onları teselli etti.
Sonra torunu Ali’yi kucağına aldı. Ali, ruhunu teslim etmek üzereydi. Resulullah (asm), ağlamaya başladı. Mübarek gözlerinden inci taneleri gibi yaşlar dökülüyordu.
Onun böyle ağladığını gören Sa’d b. Ubade, az önce söylediği sözlerden sonra, neden üzülüp ağladığını merak ediyordu, sordu:
“Yâ Resulallah senin bu halin nedir?”
Peygamber Aleyhisselâm şöyle cevap verdi:
“Allah’ın, kullarının kalbine koyduğu bir merhamettir. Allah, kullarından ancak merhametli olanlara merhamet eder!”
Az sonra Ali vefat etti ve cennetin bir kuşu oldu.
S.Gündüzalp
 
GÖZYAŞI
Ey gözyaşı; mademki gözümün kapısından çıktın gidiyorsun, bari sevgilinin kapısına git de, başını onun eşiğine koy!
Mevlana
Gönül mü yeğ, Kâbe mİ?
Gönül mü yeğ, Kâbe mi yeğ,
Ayıt bana aklı eren
Gönlü yeğ-durur zira kim,
Gönüldedir dost durağı…
Yunus Emre
Gülmeyen çocuk
Kırık bir aynadır annenin yüreğinde gülmeyen çocuk.
Kenan Sarıalioğlu
PEYGAMBER
Her kavme bir peygamber gönderilmiş. Etiler, Akatlar, Asurlar, Babiller gibi… Ne zaman ve nerede bir gelişme olmuşsa orada peygamberlerin izi aranmalıdır.
Hekimoğlu İsmail
KÖTÜLÜĞE TEPKİSİZLİK
Cehennemin en kızgın ateşi, ahlâkî bir çöküş yaşandığında tepkisizliğini muhafaza edenleri yakacaktır.
Dante
AŞK
Ruhta doğan sevgiye aşk, nefiste doğan sevgiye şehvet denir.
Şemsettin Yeşil
DOĞRUYU YAPMAK
Doğru olan işi yapmak işleri doğru yapmaktan daha önemlidir.
B. Durucker
 
Tılsım
 
Doğu da Allah’ındır!
Batı da Allah’ın!
Şimal ve Cenup dahi
O’nun kudretiyle sulh içindedir.
O, yegâne Adil olandır,
Herkes için murad eder.
O’nun yüz isminden biri de budur
Hamd-ü senalar olsun! Âmin.
İğva beni şaşırtmak ister,
Lakin sen iğvadan esirgersin beni.
İş görürken ve şiir yazarken,
Beni doğru yoldan ayırma!
Gerçi fikrim ve zikrim dünyevî olsa da,
Yüce mükâfatlar için yeterlidir.
Toz-toprak ile karıştırılmasın ki ruh,
Arşa yücelir, kendi içine nüfuz ederek.
Nefes alıp vermede iki rahmet vardır
Havayı içine çekmek ve sonra boşaltmak
Birisi insanı daraltır öteki ferahlatır;
Böylesine harikulade bir karışımdır hayat.
Allah’a şükret seni bunalttığı zaman,
Ve şükret O’na tekrar bıraktığı zaman!
J. Wolfgang von Goethe
 
DUÂ
 
Allah’ım ne olur sonunda bu emaneti meleğine verirken, onun eline teslim ederken, aldığımız günkü gibi, bize bahşettiğin günkü safiyeti ve temizliği lütfet. Son nefeste kelime-i şehadet nasip eyle.
Okunma Sayısı: 857
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı