"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

KUR'ÂN, HAKİKAT IŞIĞININ YANSITILMASI İÇİN OKUNMALI

20 Ağustos 2011, Cumartesi
Babasının kendisine “Bu adam gibi oku oğlum” diyerek hediye ettiği merhum Abdüssamed’in bir kasediyle Kur’ân okumaya başladı. Şimdi Kur’ân-ı Kerim okuma dünya 1’si. “Cürmüm ile Geldim Sana” ve “Medine Yollarında” denildiğinde akla gelen isim Mustafa Özcan Güneşdoğdu....

*Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
1970 yılında Çankırı’nın Orta kazasına bağlı Sakaeli köyünde doğdum. İlkokul 3. sınıfa kadar köyümüzde büyükanne ve büyükbabamın yanında kaldım. 9 yaşında Almanya’ya anne ve babamın yanına gittim. Almanya’da Hamburg Merkez Camiinde Kur’ân derslerine devam ettim. Konyalı Hafız Ramazan Minas, Samsun Vezirköprülü Hafız Halit Tanrıverdi’den talim, tecvit, kıraat dersleri aldım. 1982’de Hamburg Kur’ân-ı Kerim okuma yarışmasında 1., 1983’te Almanya Kur’ân-ı Kerim okuma yarışmasında 1. 1984’te Türkiye Kur’ân-ı Kerim okuma yarışmasında bölge 3.’sü, 1985’te Avrupa Kur’ân-ı Kerim okuma yarışmasında 1., 1991’de Dünya Kur’ân-ı Kerim okuma yarışmasında ise yine 1. oldum.
Yedi kardeşiz. 1987 yılında evlendim, biri evli 3 çocuk babasıyım. 1988-89 yıllarında Arapça öğrenmek üzere Şam’a gittim. Osmanlı usulü Arapça tedrisatı, aynı zamanda Arapça dilinin inceliklerini öğrenmek üzere Mısır’a geçtim. Arapça eğitimimi tamamladıktan sonra Almanya’ya dönerek Hamm Westfalen eyaletinde ilk olarak imamlık görevime başladım. 30’a yakın ilahi kasetim bulunmaktadır. 2003 yılında “Quran Rezitation“ isimli Almanca Meâlli ilk Kur-ân’ı Kerim albümüm yayınlandı.

*Eğitim durumunuzdan kısaca bahseder misiniz?
İlkokul 3. sınıfa kadar köyümüzdeki okula gittim. 1979 yılında Almanya’ya ailemin yanına işçi ailesi olarak gittim ve 3. sınıftan tekrar devam ettim. Almanya’da ortaokulu bitirdim. Ortaokulun yanı sıra camiye de giderdim. Babam bu konuda oldukça yardımcı olmuştur. Oradaki camilerimizde Kur’ân-ı Kerim okumasını öğrendim. Hafızlık yaptım. Almanya’da medrese eğitimimin yanı sıra Türkiye’de de İmam Hatip’i bitirdim. Kendi evinde işten geldikten sonra Kur’ân dersleri veren bir hocamız vardı. Biz Kur’ân-ı Kerimi o hocamızdan öğrendik. (Ramazan Hoca) Daha sonra hocamızın evine gelen talebe sayısında artış olunca ve hocamızın evi de bu yoğunluğu kaldırmayınca velilerimizin destekleri ile bulunduğumuz binanın bodrum katında köhne bir yerde bir Kur’ân kursu açıldı. Orada da kısa bir süre eğitim devam etti. Ancak bina sağlıklı ve sıhhatli olmadığından devlet tarafından kapatıldı. İkinci bir mekân da açılamadığı için Hamburg Merkez Camii’ne gitmek durumunda kaldım. Orada Talim, Tecvid, Kıraat dersleri aldım. Hocalarımızın ve velilerimizin destek ve katkıları ile de 3 yılda Kur’ân-ı Kerim-i ezberlemiş oldum, hafız oldum.

*Kaç yaşınızda iken hafız oldunuz?
14 yaşında başladım, 3 yılda Kur’ân-ı Kerim’in tamamını ezberleyerek 17 yaşında hafız oldum.

*Arapça eğitiminizi tamamlamak için nasıl çalışmalar yaptınız?
Arapça eğitimim babamın ‘’Bu adam gibi oku oğlum’’ diyerek hediye etmiş olduğu merhum Abdussamed’in bir kaseti ile başlamış oldu. Kaseti aldım ve onun gibi okumaya başladım. 13 yaşında Arapça’ya başladığımı hatırlıyorum. Almanya’daki temel Arapça eğitimimden sonra Suriye’ye gittim ve Arapça pratiğini Suriye’de öğrenmiş oldum. Daha sonra da Osmanlı usulü Arapça tedrisatı ve aynı zamanda Arapça dilinin inceliklerini öğrenmek için Mısır’a geçtim. Burada Arapça eğitimimi tamamlayarak Almanya’ya döndüm. Kur’ân-ı Kerim’in yarısından fazlasını dinleyerek ezberledim. Diğer kısmını da başka metotlarla ezberleyerek Kur’ân-ı Kerim’in tamamını ezberlemiş oldum. Osmanlı usulü (Türkiye’deki medrese usulü) Arapça eğitimi aldım. Osmanlı usulü dediğimiz tarz Doğuda iyi bilinen ve çok önemsediğim bir tarzdır.

*Arapça dilinin geliştirilmesine ve yaygınlaştırılmasına yönelik gayretleriniz ya da çalışmalarınız var mıdır? 
2011 yılında Arapça okutmayı mutlaka düşünüyorum ve kesinlikle öğrendiğim metot üzerine okutmak istiyorum. İşte kimileri modern Arapçadan dem vuruyor ama kesinlikle o eski usulün yerini başka bir şeyin alamayacağı kanaatindeyim. O bambaşka bir tarzdır.

*Kur’ân-ı Kerim’i ezberlemek için önereceğiniz metodlar hangileridir?
İnsanların farklı kabiliyetleri vardır elbette. Kimisi dinleyerek, kimisi de okuyarak çabucak ezberler ancak ısrarla önerebileceğim metod her halükarda Kur’ân-ı Kerim’in çokça dinlenmesidir. Ancak sadece hafız olmak için de okunmamalıdır Kur’ân-ı Kerim.

*Kur’ân sadece hafız olmak için okunmamalıdır sözünüzle neyi kastediyorsunuz?
Kur’ân sadece hafız olmak için okunacak bir kitap değildir. Kur’ân hakikat ışığının yansıtılması için okunmalıdır. Kur’ân doğruların anlaşılması için okunmalıdır. Kur’ân yanlışa sapmışların hidayeti bulmaları için okunmalıdır. Kur’ân gönüllerin merhemi olsun diye okunmalıdır. Ayrıca Kur’ân’ın okunması sevap, bakılması sevap, dinlenmesi sevaptır. İyi olan her şeyi öneren bir rehberden daha güzel ne olabilir ki. Dolayısıyla her şeyden önce Kur’ân’ın okunmasını, dinlenmesini tavsiye ederim. Ancak maalesef günümüzde tam tersi bir durum söz konusudur. Önce şarkı, türkü sonra ilahi sonra da bir cenaze ya da ölüm kalım olacak da Kur’ân okunacak ya da dinlenecek, o da beş dakikayı geçmeyecek. Çünkü insanlar çabuk sıkılıyor.

*İnsanlarımız neden Kur’ânı Kerim dinlemekten çabucak sıkılıyorlar?
Nedeni çok basit. Çünkü insanlarımızın bünyeleri buna alışık değil, bünyeleri buna hazır hale getirilmemiş. Dolayısıyla yabancılık çekiliyor. Tabiî bunun hazzını, zevkini bilmedikleri için de çabucak sıkılıyorlar. Oysa Kur’ân sıkmaz tam tersine ferahlatır, huzur verir insana.

*1985 yılında Kur’ân okuma yarışması Avrupa 1.si, 1991 yılında ise Kur’ân-ı Kerim okuma yarışması Dünya 1.si oldunuz. Bu başarılarınızı nasıl açıklarsınız?
Tabi öncelikle bu durum ağır bir yük, büyük bir mesuliyet ve sorumluluktur. Neyin sorumluluğudur peki diye sorarsanız Kur’ân-ı Kerim’i hakkıyla okuyup anlatmanın sorumluluğudur. Bu sorumluluğu taşımak elbette zor ve önemlidir. Bu sorumluluk hal ve hareketlerimize dikkat etmemizi gerektiren cümlelerimize, konuşmalarımıza dikkat etmemizi gerektiren ve her durumda her olumsuzluğa ayar çektirmemizi gerektiren bir sorumluluktur. Kur’ân-ı Kerim’i güzel okumak sadece güzel sesten ibaret değil, Kur’ân-ı Kerim’i duygulu okumaktır güzel olan ve asıl önemli olan. Okuduğumuzu okuyup idrak etmektir asıl güzel olan. Kur’ân-ı Kerim’i o duygu içerisinde anlatabilmektir asıl önemli ve güzel olan. Şunu kesinlikle iyi biliyoruz ki Kur’ân-ı Kerim ‘Muciz,’ onu okuyan kim olursa olsun ‘Aciz’dir. Ve kesinlikle Kur’ân-ı Kerim’i iyi okuduğumuzu iddia etmiyoruz. Kur’ân-ı Kerim’i güzel okumak elimizde değil tamamıyla lütfu ilahi; yani cenabı Allah size lütfedecek siz okuyacaksınız. Bazen çok iyi okuyacağınızı düşündüğünüz bir zamanda tam anlamıyla tatmin olamayabilirsiniz. Bazen de çok kötü okuyacağınızı düşüneceğiniz bir zamanda ummadığınız bir tilavet hasıl olabiliyor. Dolayısıyla okuma olayı kesinlikle lütfu ilahidir. Ve öyle inanırım.

*Bu durumda kişinin bireysel kabiliyeti hangi aşamada kalıyor? Kişinin bireysel kabiliyeti Kur’ân-ı güzel okumada ne derece belirleyici oluyor?
O kabiliyet kesinlikle bizim kabiliyetimiz değil. İnsanlar burada çokça yanılıyorlar. Bu kabiliyet Allah’ın vermiş olduğu bir kabiliyettir. Mutlaka insanların sair gayretleri ve çabalarının da önemli etkisi var. Ama Allah bu kabiliyeti vermemiş olsa bu ses rengini, ses gücünü vermemiş olsa siz ne yaparsanız yapın bu mertebeye ulaşamazsınız. Dolayısıyla biz güzelliklerin tamamının Allah’tan olduğuna, eksik ya da hata varsa bunun da bizden kaynaklandığına inanırız. Ayet ve hadisler de bu şekilde açıklık getirir.

*Kur’ân’ın ‘’bereket kaynağı’’ olduğunu kendi hayatınız üzerinde nasıl örneklersiniz?
Dünya’nın her yerini gezdim. Türkiye’nin tüm illerini gezip gördüm. Tüm bunların gerçekleşmesi elbette kendi maddi imkânlarımızla olmadı. Veya çok özel bir adam olmamızdan dolayı da olmadı. Bunların tamamı Kur’ân’ın bereketi sayesinde oldu. Yani insanlar sizi çok güzel ilahi okuyorsunuz diye değil, Kur’ân’ın ağırlığının varlığından dolayı önemsiyorlar. Dolayısıyla lütfedilen nimetlerin tamamı Kur’ân’ın bereketi ile olmuştur. Sonra insanların teveccühünü kazanıyorsunuz. Tabi bu da yine insanların Kur’ân’a olan muhabbetlerinden dolayıdır. Yoksa şahıs olarak, görüntü olarak büyük bir özelliğimiz yok. Ya da farklılığımız yok. Farklı olan bir yönümüz varsa o da Kur’ân’a olan sevgimizdir. Ve şuna da inanıyorum ki Kur’ân’ı seven insanı halkımız bağrına basıyor. Yani yaşamın tek faktörüdür Kur’ân-ı Kerim. Bu konu ile ilgili değerli hocam bize hep şöyle derdi; “Oğlum siz Kur’ân-ı Kerim’e hizmet edin. Allah da insanları hizmet ettirsin.” Ve bunu neredeyse her gün yaşıyorum.

*Kur’ân okuma özelliğinizin yanı sıra müzisyen kişiliğinizle de ön plandasınız. Müzisyen kişiliğiniz ve eserlerinizden bahseder misiniz bize?
İlkokula gittiğim dönemlerde arkadaşlarımla yarışırcasına türkü söylerdim. Daha sonra bu türkü tutkum ilahi tutkusuna döndü. Ve nihayetinde çevremin de yoğun isteği üzerine 1991 yılında ‘’Nasihat’’ 1992’de kendi ferdi çalışmam olan “Cürmüm ile geldim sana” eserimin de içinde yer aldığı ‘’Biz geliyoruz’’ isimli çalışmaları yaptım. Bunların dışında; 1987 - Kur’ân-ı Kerim ve ilahiler, 1988 - Gül yüzünü,
1996 – Cürmüm ile Geldim Sana 1, 1997 – Gül Peygamberim, 1988 – Cürmüm İle Geldim Sana 2, 1999 – Medet, 2003 – Sevmeye Geldim, 2004 – Medine Yollarında, 2006 – Aşk Közü, 2008 – Haydi Söz Verelim, adlı çalışmalarım bulunuyor. Tamamıyla Arapça eserlerden oluşmuş yeni albümüm ise kısa bir zaman içerisinde halkımızın beğenisine sunulacak.

“Gençler, Kur’ân’a hizmet edin ki; Allah da insanları size hizmet ettirsin.”
 
*Hilal TV’de yaptığınız ve yoğun ilgi gören ‘’Maide-i Kur’ân’’ ve ‘’İlahi muhabbet’’ adlı TV programlarınızın konu ve içeriklerinden kısaca bahseder misiniz?
Türkiye’deki ilahi sanatçılarını ve ülkemizin önde gelen Kurra ve hafızlarının tanıtıldığı bir programdı. Birinci yıldan sonra ara verdiğimiz programımıza gelen yoğun istek üzerine tekrar devam etmiş olduk. Ve iki yıl sonunda da programımızı tamamlamış olduk.
*Uluslar arası faaliyetlerinizden bahseder misiniz?
Başta ülkemiz, Almanya ve nerede ise tüm Avrupa ülkeleri başta olmak üzere pek çok ülkede Kur’ân-ı Kerim ve ilahiler okudum. Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabilirim. 1989 – Suriye Emevi Camii (Kur’ân tilaveti, sohbetler, vaazlar), 1991 – Bosna Hersek  (Kur’ân tilaveti, sohbetler, vaazlar), 1994 – Mısır  (Kur’ân tilaveti, sohbetler, vaazlar), 1994 – İran (Kur’ân tilaveti, sohbetler, vaazlar) , 1994 yılı Ramazan ayında Almanya’da 90’a yakın camiide, Hamburg ve Kiel Üniversitelerinde ‘’Kur’ân Mucizesi’’ hakkında seminerler verdim.
*Sizden ders alıp Kur’ân-ı Kerim yarışmalarında başarı elde etmiş talebeleriniz var mıdır? Varsa bizimle paylaşır mısınız?
1995’ten bu yana Avrupa yarışmalarında 1. olan çocukların önemli bir kısmı benim talebelerimdir. Ve bunlardan 2003 Avrupa 1. si Muhammed Haydar talebem ayrıca hemşerim Çankırılıdır.
*“Quran Rezitation” isimli Almanca mealli Kur’ân-ı Kerim albümünüz kaç yılında yayımlandı. Ve bu albümünüzün en önemli özelliğinden bahseder misiniz?
Quran Rezitation adlı albümüm 2003 yılında yayımlandı. ‘’İlk’’ Almanca mealli Kur’ân-ı Kerim albümü olması özelliğini taşıyordu.
*Dünya ülkelerinde katılmış olduğunuz bazı ilahi grupları bulunuyordu. Sizin de içerisinde bulunduğunuz ilahi gruplarından bahseder misiniz?
Fransa Müslümanları tarafından düzenlenen ‘’Rytmenneşid’’ ilahi turnesine, Malezya’nın meşhur gruplarından ‘’Raihan’’, Filistin’den ‘’İtisam’’, İngiltere’den Halil Muhammed ve Fransa’dan Mevlüt Sinatse gibi ilahi grupları ile ilahi turnelerine katıldım.
*Gençlerimize vereceğiniz bir mesajınız var mıdır?
Vakitlerini çok iyi değerlendirip kendilerini her sahada geliştirmelerini ve eğitmelerini tavsiye ediyorum. Ve gençlerimizin gayretli olmasını istiyorum, çünkü gayretli olmaları durumunda başaramayacakları hiçbir şey yoktur. İyi hocalarımızdan ders almalarını ve çokça Kur’ân okumalarını ve dinlemelerini öneririm. Ve hocamın bize dediği gibi ben de sizlere derim ki “Gençler Kur’ân’a hizmet edin ki; Allah da insanları size hizmet ettirsin.”
 
RÖPORTAJ: ADNAN DENİZ
Okunma Sayısı: 3387
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • abdullah ünal

    24.9.2011 00:00:00

    maşaallah çok begenerek ilahilerını dınledıgımız mustafa hocanın hemşehrımız olması çok duygulndırdı allah ondan ve yetışmesınde emegı gecenlerden razı olsun

  • Murat SİVRİ

    21.8.2011 00:00:00

    Maşaallah, barekallah...Gönül O’nun aşkıyla yanınca etrafına da ısı ve ışık veriyor.Gönlü güzel,sözü güzel,sesi güzel hocam İnş. memleketinizde de bir programınız olur da biz hemşehrileriniz de istifade ederiz.Allah hizmetinizi daim etsin inş...

  • hatice danacıoğlu

    20.8.2011 00:00:00

    değerli hemşerim senin bu çok önemli başarılarını okuyunca çok gururlandım gözlerim yaşardı. Allah doğru yoldan saptırmadan daha nice başarılar versin. bundan sonra sende küçükleri eğitmeye devam et.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı