"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bayram günleri

28 Ağustos 2011, Pazar
ÇOCUKLUĞUMUN RAMAZANLARI EKREM KILIÇ
Bayram namazından çıkanlar acele adımlarla kasabanın mezarlığına giderler, orada yatan âile fertlerini ziyâret ederler, rûhlarına hediye olarak Kur’ân’dan bildikleri sûrelerden bir miktarını okurlar, Fâtihalarla bağışlarlardı. Kadınlar bu ziyâreti, bayrama en yakın perşembe veyâ arefe günü ikindiden sonra yaparlardı.
Mezarlıkta da fırsat bulanlar birbirinin bayramını tebrîk ederlerdi. Bayramda her tarafta âdetti: “Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden” öpülürdü.
Eve gelindiğinde sofra hazırlanmış olurdu. Bayramda kahvaltı sofrası, diğer zamanlardaki gibi yalnızca sabah yemeği mânâsına değil, güçlendirilmiş bir öğle yemeği yerine hazırlanırdı. Bu sofra, gelen ziyâretçilerin de istifâdeleri için geç zamanlara kadar kaldırılmaz; öylece bekletilirdi.
Bayrama mahsûs neş’e ile yenen yemekten sonra eller yıkanınca bayramlaşma merâsimi başlardı. Evin en yaşlı erkeğinden başlayarak, herkes kendisinden büyük olanın elini öper; durumuna münâsip bir karşılıkla, yüzünden, başından, gözünden öpülerek mukàbele görürdü.
Çocukların heyecanla bekledikleri bayram harçlığı faslına sıra gelirdi. Âilenin büyükleri daha önce planladıkları şekilde, ceplerinden bahşişleri çıkarır, yaş ve yakınlık sınıflarına göre herbiri için ayrı ayrı hesaplanmış miktarları verirlerdi. Karşılıklı duâlar, teşekkürlerden sonra şeker ve gülsuyu veya kolonya ikramını müteâkip artık evde işleri kalmayan çocuklar, en yakın akrabâya, komşuya, tanıdığa gidip bayram ikramlarını kapmak için sokağa fırlarlardı.
İstisnâsız bütün çocuklar, bir gün öncesine göre daha güzel ve yeni kıyâfetlerini giyinmiş, durumlarına göre cepleri bozuk paralarla, şekerlemelerle dolu olarak, şen kuşlar gibi cıvıldaşarak, evden evde dolaşır dururlardı.
Bu toplama işi biter bitmez, çarşıdaki bakkallara, câmiin karşısındaki eğlence yerine koşuşurlar; harçlıklarını eritmek için oyuncaklar alırlar, çeşitli eğlencelere katılırlardı. Bayramın ilk günü, geç vakitlere kadar, o mıntıkalarda neredeyse kasabanın bütün çocukları bir arada olurlardı. İkinci günü âile ile birlikte ziyâretlere çıkılacağından, ne yapılabilirse bu ilk gün yapmak gàyesiyle akşama kadar sokaklarda kalırlardı.
Okunma Sayısı: 1216
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı