SİYER ARAŞTIRMALARI MERKEZİ PEYGAMBER EFENDİMİZİN (ASM) SAHABİLERİNİ TÜRKİYE'NİN
81 İLİ VE LEFKOŞE'DE YAPACAĞI 82 İL 82 SAHABİ PROGRAMLARINA HERKESİ DAVET EDİYOR.
Muhammed Emin Yıldırım Hocanın dikkatle çalışmaları sonucu ortaya çıkan peygamber ashabı ile ilgili çalışma büyük bir programa dönüştürüldü. 82 il 82 sahabi ismiyle Türkiye'ni 81 ili ve Lefkoşe'de düzenlenecek faaliyetlerle 82 sahabinin hayatlarını ve mücahedeleri gözler önüne serilecek. İşte bu proje ile alakalı olarak Siyer Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet kaya ile konuştuk.
Buyrun...
HERKESİ ALLAH VE RESULÜNÜN YOLUNA ÇAĞIRIYORUZ
Kıymetli halkımıza şunu da söylemek istiyoruz. Bizler, Siyer Araştırmaları Merkezi olarak herhangi bir anlayışa, herhangi bir ekole, herhangi bir "cemaate", herhangi bir tabelaya değil; bunların üzerinde, Âlemlere Rahmet, yeryüzüne varlığı ile şeref katan ve katmaya devam edecek olan, yaratılmış her ne var ise tüm bunların sahibi ve üzerinde tek mutlak irade sahibi olan Cenabı Zülcelâl Hazretlerinin sevgilisi Muhammed Mustafa’ya (asm) O'nun mübarek ellerinde yetişmiş olan cefakâr, vefakâr, sadık dostlarının, ehlinin ve ashabının yoluna çağırıyoruz. İnternet sitelerimizden faliyetlerimiz hakkında daha detaylı bilgiler alabilirsiniz.
www.siyerarastirmalari.org ,
www.siyertv.com,
www.82il82sahabi.com
Siyer Araştırmaları Merkezi hakkında bizi biraz bilgilendirir misiniz? Bu dönemki projeleriniz nelerdir?
Merkezimizin faaliyetlerine başladığı 2010 Ekim ayından 2011 Haziran ayına kadar çok yoğun bir tempoda, dolu dolu bir şekilde yaşadık. M. Emin Yıldırım Hocamızın riyazetinde Suffa Mektebi adlı programımızda birçok erkek ve hanım sahabilerin hayatlarına misafir olduk. Onların hayatlarından bugünkü dünyamıza taşımamız ve hayatlarımıza geçirmemiz gereken mesajları almaya–anlamaya çalıştık.
Yine gerek yurt içinden gerek yurt dışından olmak üzere değerli hocalarımızı ve ümmete mâl olmuş âlimlerimizi merkezimizde ağırlayarak; Efendimizi (asm) anlamaya dair söyleşiler düzenledik.
Hanımlarımıza, genç Esmalarımıza ve genç Mus’ablarımıza yönelik hepsi birbirinden faydalı, ayrı ayrı hoş seminerler düzenledik. Ayrıca, eğitim ve ihtisas heyetimizle 2010-2011 yılında siyer alanında yeni çıkan kitapları ilgili yazarları ile müzakere ettik. Allah’a şükür bu dönemki programlarımıza 8 Ekim Cumartesi akşamı Bismillah, diyerek başladık.
Her cumartesi Ehl-i Beyt Mektebi ile yine Muhammed Emin Yıldırım Hocamızın anlatımlarıyla vahyin sağanak sağanak yağdığı, Cebrail’in her an misafir olduğu, nübüvvet kandilinden en fazla ışık almış olan, takvanın, hüzünlerin, imanın evi olan Ehl-i Beyti; o evin sakinlerini, her biri İslam kahramanı olan o mümtaz şahsiyetleri tanımaya, anlamaya, onların ilke ve öğretilerini hayatlarımıza taşımaya çalışacağız inşallah.
Yine bir diğer projemiz olan Samed Medresesi de 9 Ekim’de altı ayrı alanda, alanlarında söz sahibi hocalarıyla tedrisata başlamıştır. “21. Yüzyıl’da Abdullah Olmak” üst başlığı altında İstanbul Başakşehir’de ayda bir kez olmak üzere, adı Abdullah olan yedi büyük sahabî efendimizin hayatlarındaki kulluk kodlarını bugünlere taşıyıp adımlarımızı, hayatlarımızı düzeltme amacı taşıyan bu program ise bir başka projemizdir. Bu projelerin hepsi halen devam etmektedir.
”82 İl 82 Sahabe’ isimli bir projeniz başlayacak. Bu projenin muhtevasında neler var?
Siyer Araştırmaları Merkezi olarak âcizane yaptığımız ve yapacağımız tüm programlarda yegâne amacımız Usve-i Hasene olan, hayatın her ânında ve alanında bizlere tartışmasız rehberlik yapan Efendimizi (asm) anlamak, tanımak; onun mirasını bugünlere taşımak ve bu mirası üreterek insanlığın algılarına sunmaktır.
Vahyin dönüştürücü gücü ve etkisini kuşanarak, vahyi hayatında en güzel bir şekilde temsil ederek, çağdaşlarını ateş çukurunun eşiğinden çekip alarak, bizlere 1400 yıl öncesinden hayatlarımızda öncelememiz gereken en önemli hedefimizin insanlığın kurtuluşuna yönelik tebliğ olduğunu hayatıyla anlatmış ve bunu bize miras bırakmıştır.
Ve bu çağrı, bu davet onun sağlığında da irtihalinden sonra da havada kalmamıştır. Bu ses halen kâinatın birçok alanında, yeryüzünün birçok coğrafyasında karşılık bulmaktadır ve kıyamete kadar da bulacaktır.
Bizler, Muhammed Emin Yıldırım Hocamızın zorlu araştırmalar sonucu, takdir edilecek bir emek ile ortaya koyduğu halkımıza anlatımıyla da sunacağı ashab–ı güzin efendilerimiz içerisinden olan 82 sahabi efendimizin hayatlarındaki bu mücadele, azim, aşk ile sorumluluk bilinciyle vazifeyi yerine getirme çabalarını anlamaya çalışacağız. Yani bu 82 sahabi efendilerimizin, Efendimizin (asm) çağrısına, davetine nasıl icabet ettiklerini, O’nun (asm) mirasına nasıl sahip çıktıklarını, nasıl koruyup gözetip o mirası nasıl ürettiklerine bir daha şahit olacağız ve onlar gibi olmaya çalışacağız.
Bu proje ne zaman, nerede ve kiminle Bismillah diyerek başlıyor?
Projenin tanıtım programı 01.01.2012 Pazar Günü saat 15.00’da Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi’nde yapılacak inşallah. Aynı yerde 82 ilde hangi sahabilerin anlatılacağı ile ilgili bir resim sergimiz de olacak. Ayrıca sergi materyallerinden hazırladığımız bir kitapçığı/broşürü konuklarımıza hediye edeceğiz.
Proje esasen 8 Ocak’ta Adana’da başlayacak. Projenin, Cenab-ı Hakk’ın yardımıyla ilgili illerde üç yıl sürmesini bekliyoruz. M. Emin Yıldırım Hocamızın, o örnek ve seçilmiş neslin hayatlarından bugüne taşınması gereken mesajları taşıyacak ve kulluğumuzu, hayatlarımızı en ideal ve en kâmil hayatlar önünde gözden geçirmemize vesile olacak aktarım ve sunumları olacaktır.
Bu mesajları verirken çok titiz bir çalışma ile ilgili sahabi efendilerimiz bir şekilde ya ilgili ilin fethinde bulunmuş ya bir şekilde başka coğrafyalara giderken oraya nefes vermiş veya orada konaklamış ve o topraklara bir iz bırakmış ya da bir yakını orada iman adına bir gayret göstermiştir. Hiçbir bağlantı yoksa o sahabi efendimizin karakteristik özelliği, o ilgili ilimizin güzel insanlarının karakteri ile örtüşmüştür. Mesela İyad B. Ganem, Urfa’nın gerçek fatihidir, Adıyaman’da Saffan B. Muattal gibi. Fakat Mus’ab B. Umeyr’in İzmir ile bir bağlantısı yoktur fiziki olarak. Ancak ilgisi şudur: Efendimiz (asm) çoraklaşan, kuraklaşan Yesrib coğrafyasına Mus’ab’ı muallim olarak göndermişti. Bugün Türkiye’mizin Medine olmayı bekleyen Yesrib bölgesi büyük ihtimalle Ege Bölgesi’dir. Yine Rize’de de Nuaym İbn Amr’ın anlatılacak olmasındaki irtibat, tamamen Rize insanımızın Nuaym İbn Amr gibi nüktedan ve mizah yönünün güçlü olmasından kaynaklanıyor.
Bu proje ile neyi veya neleri hedefliyorsunuz?
1. Topraklarımıza iman tohumu eken Sahabe ile tanışmak ve bu manada toprağımızın taşıdığı değerin farkına varmak.
2. Topraklarımızda var olan kabir, makam ve türbelerin gerçek manada aidiyet ve doğruluklarını öğrenmek.
3. Sahabeyi doğru tanıyarak dini hayatımızı onların rehberliğinde yeniden gözden geçirmek.
4. Geçici ve değersiz gündemlerle meşgul olmayıp kendi gündemlerimizi kendimizin oluşturmasına katkı sağlamak.
5. Sahabenin başlattığı iman mücadelesinin bitmediğini, onlar gibi toprağa tohum ekme zorunluluğumuzun olduğunu hatırlamak.
6.Her Sahabî’ye, Efendimizden (sasm) bir iz düştüğünü unutmadan onların üzerinden nebevî mirası bu çağa taşıma konusunda, küçük de olsa bir gayret ortaya koymak.
Son olarak hem projeyle, hem de yaptığınız faaliyetler ile ilgili Siyer Merkezi adına halkımıza hangi mesajları ulaştırmak istersiniz?
Öncelikle başta Muhterem Muhammed Emin Yıldırım Hocamıza, bu kutlu yolda yürürken bizlerin de bu yoldan bereketlenmesine vesile olmasından dolayı kendim ve arkadaşlarım adına, ilk projeden bu projeye kadar hangi alanda olursa olsun katkıda bulunan gönüldaşlarımıza, bizlerden ve bu nebevî hizmetten ilim ve tecrübelerini esirgemeyen Muhammed Ali Essabuni’den Hayrettin Karaman’a, İhsan Süreyya Sırma’dan Nurettin Yıldız’a, Mustafa Fayda’dan Reşit Haylamaz’a, Ramazan Kayan’dan Salih Tuğ’a ve isimlerini sayamadığımız herbiri birbirinden değerli büyüklerimize katkı, ilgi ve dualarından dolayı teşekkür ediyorum.
RÖPORTAJ: REYHAN KESER