"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tunus’ta çöken, Kemalist model

18 Ocak 2011, Salı
Tunus'ta 23 yıldır iktidarı elinde tutan ve son gelişmeler üzerine ülkeyi terk etmek zorunda kalan Zeynelabidin bin Ali, selefi Habib Burgiba'nın başlattığı baskıcı ve dayatmacı uygulamaları devam ettirmişti. Burgiba'nın örneği de Kemalizmdi.
BAŞÖRTÜSÜ YASAĞIYLA ANILIYOR

Türkiye'deki Kemalist inkılâpların benzerlerinin hayata geçirildiği ve bu çerçevede başörtüsü yasağının da en katı biçimde uygulamaya konulduğu Tunus'taki gelişmeler, bu durumun yol açtığı birikimin patlaması olarak da yorumlanıyor.

Arap rejimleri Tunus’ta olanlardan ders almalı

El Vatan gazetesinde yayınlanan makalede, ‘’Bu hiçbir Arap rejiminin inkâr edemeyeceği bir derstir, özellikle de Tunus gibi korunmak için dostlarına güvenen ülkelerle aynı siyaseti izleyenler için” denildi.


Tunus’ta devrimin baş sebebi bir nevi diktatörlük

Hayat pahalılığı ve işsizlikle boğuşan genç ve diplomalı Tunusluları öfkelendirenlerin başında, ayaklanmalarla ülke dışına kaçmak zorunda kalan devrik Devlet başkanı Zeynelabidin Bin Ali’nin ikinci eşi Leyla Bin Ali’nin geniş ailesinin ülke kaynaklarını kontrol altında tutarak kendi  yararına kullanmasının bulunduğu söyleniyor.
Uzmanlar, Tunus’taki iş çevrelerinin yarısının, evlilik yoluyla Bin Ali ailesiyle bir akrabalığının bulunduğunu ve çoğunun da bu akrabalıktan geniş ölçüde faydalandığını belirtirken, Tunusluların asıl öfkesine Bin Ali’nin eşi Leyla Bin Ali ve kalabalık ailesi Trabelsiler’in yol açtığına dikkat çekiliyor.  Trabelsi ailesinin elinde bulunanlar arasında büyük araziler, ithalat ve ihracat, gayrı menkul sektörü, bankalar, telefon şirketi, basın, internet hizmeti, gümrük sayılıyor.
‘’Tunus’ta baskının siyasi ekonomisi ve itaatin gücü’’ adlı kitabın yazarı Beatrice Hibou, bu geniş ailenin üyelerinin başkalarının sırtından geçinme durumunda olduğuna ve iktidardaki pozisyonlarını zenginlikten mümkün olan en fazla biçimde yararlanmak için kullandıklarını anlatıyor.
Tunusluların dediği gibi ‘’Aile’’ aslında öncelikle 1992’de Bin Ali ile evlenen Leyla Trabelsi’nin ailesini tanımlıyor. 10 kardeş ve onlarca yeğen.
Trabelsiler’in, 7 kardeşi olan devrik başkan Bin Ali’nin ailesinin de önüne geçen önlenemez yükselişi 90’lı yılların ortalarına rastlıyor.
‘’Kartaca Naib’’ kitabının yazarlarından Nicolas Beau, Leyla Bin Ali’nin ‘’mütevazi bir çevreden gelen ve entelektüel kapasitesi sınırlı’’ ailesini kilit görevlere yerleştirmeye başladığını belirtiyor. Hibou, farklı biçimlerde uygulamaya koyulan yöntemlerle paraların cebe indirildiğini anlatırken, ‘’özelleştirmeler sırasında sembolik rakamlara satın alınan kurumlar daha sonra sanayici ve işadamlarına satılıyor. Trabelsi çetesi yabancı yatırımlardan komisyon alıyor ve kimi kamu işlemlerinde arabuluculuk yapıyor, gümrüğü ve kaçakçılığı elinde bulunduruyor’’ ifadesini kullandı.
Bunu yapmak için patronların kızlarıyla ‘’çıkar evliliklerini’’ çoğaltan ailenin, işi kendisine rakip gibi görünenleri caydırmak, tehdit ya da taciz etmek için polis teşkilatından unsurları da kullanmaya kadar götürdüğünü belirten Beau, Leyla Bin Ali’nin kardeşi Belhassen Trabelsi’nin büyük çaplı yolsuzluklarıyla tanındığını anlattı.
Trabelsi ailesinin malları arasında havayolu şirketi, oteller, radyo istasyonu, otomobil montaj fabrikası, gayrımenkul şirketi sıralanırken, Nicolas Beau, yaşananları, ‘’Bu, Tunus halkını, burjuvazisini, sanayicilerini ve orta sınıfını çileden çıkaran şey, doymak bilmezlik, beceriksizlik ve tehdit idi’’ diyerek özetliyor.
Genç nüfusun yüzde 30’unun işsiz olduğu ülkede insanların bu noktaya gelmesinde burs ve iş verilirken de eş dost kayırıcılığı yapılmasının payı olduğu belirtiliyor.

“TUNUS’TA OLANLAR ARAP REJİMLERİ İÇİN BİR DERS”

Surİye’de yayımlanan El Vatan gazetesi, Tunus’ta olup bitenlerin, Arap rejimleri için bir ders olduğu yorumunda bulundu. İktidar çevrelerine yakın El Vatan gazetesinde dün yayımlanan makalede, ‘’Bu hiçbir Arap rejiminin inkâr edemeyeceği bir derstir, özellikle de Tunus gibi korunmak için dostlarına güvenen ülkelerle aynı siyaseti izleyenler için. Batı hizmetindeki Arap liderler, Tunus dersini örnek almalı. Kararları, uzaktaki ülkelerin çıkarlarına değil Arap halklarının çıkarına uygun olmalı’’ ifadesi kullanıldı. Makalede, ciddî bir siyasî kriz içinde bulunan Lübnan’daki liderler de ‘’halkın iradesine uymaya ve ülke istikrarını sağlamlaştırmak için çalışmaya’’ çağrıldı ve ülkelerinin geleceğini Lübnanlılar’ın kendilerinin inşa edeceği belirtildi.
 
Tunus’un modeli Kemalizmdi
TUNUS’UN devlet sistemi birçok açıdan Türkiye’den esinlesen bir sistem. Arap dünyasının en laik, en eğitimli, kadın-erkek eşitliğine en çok önem veren sistemi Tunus’ta kurulmuştur. Ülkeyi Fransız sömürgesi olmaktan kurtaran Habib Burgiba için Atatürk hem asker, hem de siyasi lider olarak esin kaynağıydı. Atatürk ve Kemalizm Tunus için bir modeldi. Ama Tunus Türkiye’nin başardığı çok önemli bir şeyi gerçekleştiremedi. Tunus bir türlü demokratikleşemedi. Tunus, Türkiye gibi çok partili sisteme geçemedi. Bizim 1946’da kurduğumuz çoğulcu, demokratik seçimler üzerine kurulu sisteme geçiş yapmaya, ne Burgiba, ne de ondan görevi devralan Bin Ali cesaret edemedi. Bizim tepeden inme bir kararla, biraz NATO’ya girmek, biraz içerdeki dengeleri kontrol etmek için 1946’da yaptığımızı, işte şimdi gerçek bir halk hareketiyle, aşağıdan gelen bir dalga ile gerçekleştiriyor Tunus. Arap dünyası için bir milat noktası bu.

Ömer Taşpınar/ Sabah, 17.1.2011
Okunma Sayısı: 2031
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Sezai Mumcu

    18.1.2011 00:00:00

    Tavugun suyunun suyu böyle siyaseten mücadele ile gider!
    Ama Türkiye’de siyaset ile iktidar ile o zihniyete galebe calinmaz diye Hz. Üstad 1923 ün basinda Ankara’da belirtip trene atlayarak onu yenmenin tek yolu IMAN HAKIKATLERIYLE olacagini söylemistir.
    Yasanan Islam, okunan Kur’an onu kökünden kaziyacaktir. Gerci zaman cok yakin...

  • mehmet şenacan

    18.1.2011 00:00:00

    o rada çöken faşizimdi.yani totariter ve oligarşik rejimdi.devrim sosyalist devrimdir.üretenlerin iktidar koşusudur.ne kızların başlarını örtme nede kemlist rejim bunun sebebidir.çöken şerri özlem içindeki ehlibeyt katili gericilerin mutlarıdır.tunus asla gericiliğin merkezi olmayacaktır.

  • ismail hasanoglu

    18.1.2011 00:00:00

    cok guzel ve yerinde bir mahset,turkiyeli olmadigim halde,sizlerin bu guzel mahsetinizi,a.b.d.den agri destekliyorum.bu sene turkiyedede bir seyler bekliyorus.elhamdulillah.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı