"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şiir sayfası

24 Şubat 2013, Pazar
Genç şairlerimizin şiirlerini bu sayfaya bekliyoruz... İrtibat adresimiz: [email protected]
Her mesleğin ve her işin bir tekniği olduğu gibi, şiirin de bir tekniği vardır. Her ne kadar bazı şairler şiiri kuralsız, kaidesiz, şekilsiz bir şekilde, kalbe geldiği gibi yazılabileceğini ifade etseler de, genel kanaat, şiirin tekniğine uygun bir tarzda yazılması yönündedir. Serbest şiir diye yazılan, belli bir ölçü ve kafiye aranmayan şiirlerde de yine bir iç âhenk ve gizli kafiye olması daha güzeldir. Tekniğine uygun yazılmayan şiirlerde duygu derinliği olsa da, usûl ve üslûp olmazsa, o şiir zayıf kalır. Okunduğunda insana fazla bir zevk ve haz vermez.
Bir yapı ustası, yaptığı binanın düzgün ve sağlam olması için tuğlaları belli bir düzen içinde ve tekniğine uygun olarak yerleştirir. Değişik tuğlalar kullanarak san’atına bir güzellik vermeye çalışır. Şiirde kullanılan her kelime de bir tuğla gibidir. Uygun yere yerleştirilirse şiir san’atlı ve sağlam olur.
İnsan çeşitli dillerle kendisini ifade eder. Konuşma dili, hâl dili, gönül dili gibi. Şiir de gönül dili ile konuşma san’atıdır. En etkili iletişim yollarından birisidir. Şiir, mısralarında letafet ve nezaket taşıdığı gibi, azamet ve şecaat de taşır. Muhatabına göre istimal edilir.
En kudretli Osmanlı Padişahları aynı zamanda birer şairdi. Gönülleri kadar şiirleri de zengin, kılıçları kadar mısraları da keskindi. Onun için şiir kudretin ve medeniyetin bir ölçüsü olarak da kabul edilebilir. Zaten en büyük şairler ve en san’atlı şiirler Osmanlı Devleti’nin en güçlü olduğu devirlerde ortaya çıkmıştır.
Şiir hakkında bu kadar kelâm sarf ettikten sonra, Elif’in şiire yapabileceği katkılar ve bizim Elif şairlerine verebileceğimiz destekler hakkında biraz söz edelim.
Yeni Asya Gazetesi şair ve yazarlar için bir okul olduğu gibi, Elif eki de bu okulun bir sınıfı olarak vazife yapmıştır. Genç yetenekler için bir fidanlıktır. Eski Elif’i bilenler, bu sınıfta öğrenim gören bir çok şair ve yazarın daha sonra başarılı eserlere imza attıklarını görmüşlerdir. Bu fidanlıkta inkişaf eden istidatlar bereketli meyveler vermişlerdir. Âcizane bizler de eski Elif’in rahle-i tedrisatını geçerek şiir ve yazı hayatına devam edecek birikime sahip olmuştuk.
Bu günkü Elif de aynı misyonu devam ettirmek üzere vazifesini yerine getirmeye çalışıyor. Biz de bir vefa borcu olarak bu vazifenin ifasında görev almak ve genç kardeşlerimize yardımcı olmak istedik. Bildiklerimizi paylaşmak, bilmediklerimizi beraber öğrenmek için sizlerle beraber olmak istedik. Bundan böyle, Elif’e gönderilen şiirleri edite etmek, şairleri ile diyalog içine girerek sohbet tarzına görüş alışverişinde bulunmaya çalışacağız.
Genç şairlerimize (ki, bütün şairler gençtir) başarılar diliyor, yeni çalışmalarınızı bekliyoruz. Her hafta Elif’lerde görüşmek üzere hoşça kalın.
 
 
İsa Yakan ismini gazetemizde zaman zaman görüyor ve şiirlerini zevkle okuyoruz. Bu şiiri de güzel çalışmalardan birisi olarak kabul ediyoruz.
Şiir, güzel san’atların en güzellerinden birisidir. Üzerinde ne kadar çok çalışılırsa o kadar güzelleşir ve değeri artar. “BEŞ VAKİT EZAN” şiiri üzerinde de biraz daha çalışılırsa daha güzelleşecektir. Bu şiir 6+6=12 hece ölçüsü ile yazılmış. Ama her kıtada aynı kafiyeler kullanılmış. Bir de kelime tekrarı fazla olmuş. Şiirde kelime israfı çok göze batar. Fazla tekrarlara girmeden, en az kelime ile en çok mânâyı ifade etmek, şiire derinlik kazandıracaktır.
Daha güzel şiirlerde buluşmak dileğiyle...

BEŞ VAKİT EZAN
Okunur her gün içten beş vakit ezan,
Ne güzel bir dâvet, ne güzel bir ilân,
Dinin şeâiri bu, bir dâvet ezan.
Ne güzel bir dâvet, ne güzel bir ilân.

     Huzura, mi’rac’a dâvettir her ezan,
     Okunurken o, duygulanır çok insan,
     Uyarsa dâvete ödenir borç o an,
     Ne güzel bir dâvet, ne güzel bir ilân.

Kılınca namazı huzur bulur insan,
Dolar kalbine ışık, nurlanır mekân,
Kaplar gönlünü ulvî duygular o an,
Ne güzel bir dâvet, ne güzel bir ilân.

İsa YAKAN
Gönen / Balıkesir
[email protected]
 
---------------------------
 
ABDİL YILDIRIM

[email protected]

Okunma Sayısı: 1946
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Bedri Tahir Adaklı

    5.3.2013 00:00:00

                             Sınırlı Akıl

    Görüş, için bir kıyas, olmaz senin dar fikrin,
    Buradan çizgi çekip, sınır koymuş göklere,
    Cirimleri kızdırır, yaptığın batıl zikrin,
    Dürbün olmuş feraset, öyle bakmış göklere.

    Zerreler küçük diye, zannetme ki değersiz,
    San’atça pek çok acip, sanat bundan habersiz,
    Sanattan Sanatkârı, elbet görmez edepsiz,
    Dürbüne tersten binmiş, öyle çıkmış göklere.

    Çevir bir bak gözünü, semavat konuşuyor,
    Yıldızlar küme-küme, sohbette buluşuyor,
    Aklın zaten sınırlı, sınırda dolaşıyor,
    Kararan dimağından, kandil takmış göklere.

    Sanat varmış diyorsan, sanatkârı var demek,
    Beşer ise acizdir, bir şeye verir emek,
    Yer ve gök olsun diye, Ol diyeni bilmemek,
    Öğrenen saygı duyup, selam çakmış göklere.

    İzmit
    26.02.2013
                      Bedri Tahir Adaklı

  • N.SERKAN DAĞLI

    28.2.2013 00:00:00

    YENİ ASYA ELİF EKİNİN ŞİİR SAYFASININ HAYIRLARA VESİLE OLMASINI DİLİYOR AŞAĞIDA YAZMIŞ OLDUĞUM ŞİİRİ TÜM NUR TALEBELERİNE ARMAĞAN EDİYORUM.

    SEN GÖNÜLLER FATİHİSİN!

    Arş-ı A’lâ titremişti yerinden
    Bir ses çıktı “Nur” dedi, derinden.
    Kur’ân ve İman için ne gelirse elinden
    Sen Nurların fatihisin Üstadım.

    İmanın lezzetini görenler hep Nurlara koştular,
    Nurları okudukça Allah (cc) deyip coştular.
    Nurlara yönelenler huzura kavuştular
    Sen gönüller fatihisin Üstadım.

    Gözyaşları sel olupta çağlasa
    Ciğerleri alev alev dağlasa,
    Sonunda Mehd-i Azam’a kavuşmak varsa
    Sürünerek gelmeye biz razıyız Üstadım.

    Seksen yıllık ömrünün kırk yılı hapis ve sürgünlerde
    Zulme rıza gösterenler kahrolsun Cehennemde
    Ekilen Nur tohumları dünyada dört bir yerde
    Sen Nurların fatihisin Üstadım.

    Dünyanı değil, ahiretini de feda etmiştin
    Sen Hak namına en doğru yolu seçmiştin
    Bir Said değil, binler Said yolunda
    Sen Nur yolunun Müceddidisin Üstadım.

    Kur’ân ilmi müjdesini sana Rasulullah (asm) getirdi.
    Hiçbir suâl sormaman karşılığında sana bu ilim verildi.
    Nurları gören putlar bir kez daha yere serildi
    Deccala meydan okuyan son Müceddidsin Üstadım.
    N.SERKAN DAĞLI
    alacam_yeni [email protected]

  • Osman Karahasanoğlu

    26.2.2013 00:00:00

    Selamün aleyküm
    Abdil Yıldırım kardeşim
    Yeni Asya Gazetemizde böyle bir Şiir sayfası açmanızdan dolayı memnuniyetimi bildirir,sizler tebrik eder başarılarınızın devamını rabbimden niyaz ederim.
    Şair kardeşlerimizin şiirlerini canı gönülden bekliyoruz.Ayrıca Facebook sayfamızda açtığımız hHakikatin Gür sesi şairleri ve Yazarları sayfamızada üye olmalarını şiirlerini bizimle paylaşmaların bekliyorum.

  • Bedri Tahir Adaklı

    24.2.2013 00:00:00

    Sayın Hikmet Yakan

    BEŞ VAKİT EZAN Adlı şiiriniz için tebriklerimi sunar,
    ayrıca bizlerle paylaştığınız ve gazetemizde neşrini
    sağladığınız için teşekkürlerimizi sunarız.

    Şiirdeki ifadelerin kalbinizden samimi olarak zuhur
    ettiğini hissetmek mümkün.. Çok güzel olmuş.. Bir de
    6+5 olarak denerseniz, ekser şairlerin kullandığı bu tarz
    ile belki kulağa daha hoş gelen ahengi de yakalamış
    olursunuz. Tabi bu benim kanaatim, ama aslolan sizin
    hissettiklerinizdir. Muhabbetlerimle selam ederim.

    Bedri Tahir Adaklı

  • Bedri Tahir Adaklı

    24.2.2013 00:00:00

    Sayın Abdil Yıldırım;

    Eğer münasip görürseniz, gönderdiğim
    bu şiirimi yayınlayabilirsiniz.
    İzmit Yeni Asya okurlarından ve şairiniz,


    BEDRİ TAHİR ADAKLI

    Saygılarımla...



                       Gaflet Uykusu

    Eskiden beraberdi, geda ile sultanlar,
    Ayırmazdı hiç kimse, çullu ile pulluyu,
    Adalette, müsavat, yapılırdı o yıllar,
    Yorulmuş olmalılar, uzan biraz yat uyu,
    Hadi uyu, yat uyu, teriyle yat-yat uyu.

    Bu halden istifade, hiç etmez mi canavar,
    Elbette üşüşüp de, bölüp-bölüp parçalar,
    Hani düşman demiştik, zaten o böyle yapar,
    Parça-parça etmektir, malumdur onun huyu,
    Hadi uyu, yat uyu, ninniyle yat-yat uyu.

    Belki de yoktur suçu, işler bazen ters gider,
    Beşer pek çok, zulmeder, kader adalet eder,
    Mukaddes her ne varsa, tutup atar derbeder,
    Sopayı hak etmiştir, vurun gitsin gün boyu,
    Hadi uyu, yat uyu, silleyle yat-yat uyu.

    Galiba fazla kaçtı, öldürdük dayak kötek,
    Arılar balı bozdu, zehir oldu her petek,
    Yürekler düştü kabre, uzandılar hem tek-tek
    Fazla derin kazıldı, sanki oldu bir kuyu,
    Hadi uyu, yat uyu, ipiyle yat-yat uyu.

    Torun tosun çoğaldı, yemek ister aş ister,
    Geçinmek kolay san ki, bir de ona iş ister,
    Övün, çalış güven de, cihana gücün göster,
    Gene bir hata oldu, içirdiler pis suyu,
    Hadi uyu, yat uyu, şişeyle, yat-yat uyu.

    Gaflet gitti desek de, birlik-dirlik kalmadı,
    Tek yürek olmak için, ona harçlık bulmadı,
    Eskiyi unut dedik, yeni yol da tutmadı,
    Yenisinde çıkar var, manidir buna soyu,
    Hadi uyu, yat uyu, yeniyle yat-yat uyu.

    Millet artık uyandı, ninnileri fark etti,
    Yanlış yola giderken, birden hemen çark etti,
    Nur’ları rehber edip, dedi ki; artık yetti,
    Zulüm devam etmedi, galip geldi sağduyu,
    Hadi uyu yat uyu, huzurla yat-yat uyu.


    İzmit
    12.11.2012
                         Bedri Tahir Adaklı

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı