"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hayallerin gerçek olduğunu görmek...

05 Mart 2013, Salı
Risale-i Nur eserleriyle tanışan herkes “Tiflis” denildiğinde “Şeyh San’an Tepesi”ni hatırlar. yÜZ YIL ÖNCE RUS POLİSİYLE O TEPEDE KARŞILAşaN BEDİÜZZAMAN, “MEDRESEMİN PLANINI YAPIYORUM” DEMİŞTİ. O gün için “hayal” olan bu müjde, şükürler olsun ki bugün “hakikat” olmuş ve “Tiflis’de bir medrese” açılmış durumdadır.

Gürcistan’ı tanıyalım

Başkent: Tiflis
Resmî dil: Gürcüce
Etnik gruplar: 83.8% Gürcüler, 6.5% Azeriler, 5.7% Ermeniler, 1.5% Ruslar, 2.5% diğer
Yönetim biçimi: Cumhuriyet
Cumhurbaşkanı: Mikhail Saakashvili
Başbakan: Bidzina İvanişvili
Gürcistan Krallığı: 1008
Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti:
26 Mayıs 1918
Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti:
25 Ocak 1921
Bağımsızlık Sovyetler Birliği’nden: 9 Nisan 1991
Tanınma: 25 Aralık 1991
Nüfus 2009 tahmini: 4,260,000 (122.)
Para birimi: Lari

Gürcistan, Karadeniz’in doğu kıyısında, Güney Kafkasya’da yer alan ülke. Tam adı Gürcistan Cumhuriyeti’dir. Eski Sovyet cumhuriyetlerinden biri olan Gürcistan’ın kuzeyinde Rusya, kuzeybatısında Abhazya, güneyinde Azerbaycan, Ermenistan ve güneybatısında Türkiye yer alır. Ülkenin batı sınırını Karadeniz belirler.

Geçen yıl yaz tatilinde Rize’ye gittiğimizde kara yolu ile Sarp Sınır Kapısından geçerek Gürcistan’ın Batum şehrini görmek nasip olmuştu. Ancak çok arzu etmemize rağmen başşehir Tiflis’e ve oradaki “Şeyh San’an Tepesi”ne gidememiştik. “Ya nasip, başka zaman gideriz inşallah” diyerek o gün Batum’dan Rize/Çayeli’ne geri dönmüştük.
Benimle beraber 4 kişiden oluşan bir grup ağabeyle birlikte 23 Şubat 2013’ün ilk dakikalarında İstanbul’dan hareket ederek Tiflis’e gitmek nasip oldu. 25 Şubat 2013 Pazartesi günü öğle saatlerine kadar kaldığımız Tiflis’te hem müjdeli haberler duyduk, hem de Üstad Bediüzzaman’ın bir asır önce müjdeler verdiği mekânları görme imkânı bulduk.

HAYALLER GERÇEK OLDU
Risale-i Nur eserleriyle tanışan herkes “Tiflis” denildiğinde “Şeyh San’an Tepesi”ni hatırlar. Gürcistan’ın başşehri olan Tiflis, 2 milyona yakın nüfusuyla stratejik bakımdan da önemli bir yer. Amerika ve Rusya’nın; Gürcistan ve dolayısıyla Tiflis üzerine ‘kavga’ya tutuşması, ülke yöneticilerinin kendilerine yakın kişiler olmasını istemesi boşuna değil.
Bilindiği gibi Bediüzzaman Said Nursî’nin hayatını anlatan “Tarihçe-i Hayat” adlı eserde onun Tiflis’e gitmesi ve oradaki “Şeyh San’an Tepesi”nde karşılaştığı bir Rus polisiyle arasında geçen konuşma aktarılır. Çok bilinen ve hattâ “ezberlenen” bu bahsi yeri geldiği için hatırlatmakta fayda var. İşte yüz yıl önce Bediüzzaman ile Tiflis’deki Rus polisinin arasında geçen konuşmanın özeti:
“İstanbul’da fazla kalmaz, Van’a gitmek üzere İstanbul’dan ayrılır. Batum yoluyla Van’a giderken Tiflis’e uğrar. Tiflis’te, Şeyh San’an Tepesine çıkar. Dikkatle etrafı temaşa ederken, yanına bir Rus polisi gelir ve sorar: ‘Niye böyle dikkat ediyorsun?’
Bediüzzaman cevap verir: Medresemin planını yapıyorum.
Rus polisi: Nerelisin?
Bediüzzaman: Bitlisliyim.
Rus polisi: Bu Tiflis’tir.
Bediüzzaman: Bitlis, Tiflis birbirinin kardeşidir.
Rus polisi: Ne demek?
Bediüzzaman: Asya’da, âlem-i İslâmda üç nur birbiri arkasında inkişafa başlıyor. Sizde birbiri üstünde üç zulmet inkişafa başlayacaktır. Şu perde-i müstebidane yırtılacak, takallüs edecek; ben de gelip burada medresemi yapacağım.”
Rus polisi: “Heyhat! Şaşarım senin ümidine.”
Bedüzzaman: “Ben de şaşarım senin aklına! Bu kışın devamına ihtimal verebilir misin? Her kışın bir baharı, her gecenin bir neharı vardır.”
Rus polisi: “İslâm, parça parça olmuş?”
Bedüzzaman: “Tahsile gitmişler. İşte Hindistan, İslâm’ın müstaid bir veledidir; İngiliz mekteb-i idadîsinde çalışıyor. Mısır İslâm’ın zekî bir mahdumudur; İngiliz mekteb-i mülkiyesinden ders alıyor. Kafkas ve Türkistan İslâm’ın iki bahadır oğullarıdır; Rus mekteb-i harbiyesinde talim ediyorlar, ila ahir...” (Yeni tanzim Tarihçe-i Hayat, s. 125)
Risale-i Nur eserlerinde yer alan bu bahsi ilk defa 1980 öncesinde okumak nasip olmuştu. O gün için “hayal” olan bu müjdeler, şükürler olsun ki bugün “hakikat” olmuş ve “Tiflis’te bir medrese” açılmış durumdadır.

TİFLİS’TEKİ NUR MEDRESESİ
1980 öncesi bu bahsi okuduğumuz her defasında “Acaba bu müjde nasıl ve ne zaman tecelli edecek?” diye düşünürdük. O yıllarda Rize’de öğrenciydik ve Rusya’ya, Tiflis’e (SSCB döneminde) en yakın il Rize’ydi. Rize’deki ‘dershane’lerde Risale-i Nur okunabiliyordu, ama Tiflis’te Risale-i Nur eserlerinin okunduğu bir “dershanenin/medrese”nin açılmasını hayâl etmek bile zordu. Çünkü devir Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği devriydi ve Türkiye’den Batum’a, Tiflis’e, Gürcistan’a turistik maksatla bile gitmek kolay değildi. Hattâ, o yıllarda okullarda öğrencilere yönelik “Sarp Sınır Kapısı Turu” düzenlenir ve gidenler döndüklerinde “Sınırda bir köy var ve köy ikiye bölünmüş. Aynı aileden bir kardeş Rus tarafında, diğer bir kardeş Türkiye tarafında kalmış. ‘Bölünmüş aileler’in cenazelere bile katılması mümkün olmuyor” diye anlatılırdı. Bu şartların yaşandığı günlerde, “Tiflis’te Risale-i Nur Medresesi” açılacağını düşünmek haliyle akla uzak görünüyordu.
Ama Üstad Bediüzzaman’ın diğer müjdeleri gibi bu müjdenin de tahakkuk edeceğine o gün de emindik. Nitekim, başta (merhum) Murat Hutoğlu Ağabeyimiz olmak üzere bütün büyüklerimiz bu müjdenin tahakkuk edeceğini ifade eder ve onu tahakkuk ettirenin de kendileri olmasını arzu ederdi.

GERÇEKLEŞEN MÜJDE
Her kıştan sonra baharın gelmesi mukadder olduğu gibi, SSCB’nin yıkılıp dağılmasından sonra, yani ‘kış’dan sonra o bölgelere de nisbeten ‘bahar’ geldi. 1991 yılında ilk defa Tiflis’te Risale-i Nur eserlerinin okunduğu bir “dershane” açıldı. İşte, Tiflis ziyaretimizde oradaki “medrese/dershane”de kalma imkânı da bulduk.
Bekir Gönüllü, Selamet Arslan ve Şevket Dağ ile birlikte İstanbul’dan gittiğimiz Tiflis’de, Hopa ve Artvin’den gelen Nur Talebeleri de vardı. Hattâ, Hopa’dan gelen Sefer Hoca, Tiflis Havaalanı’nda bizi karşıladı. Sabaha karşı Şeyh San’an Tepesi’nin karşısındaki dershaneye gittiğimizde Tiflis’de daha sabah ezanı okunmamıştı. Kısa bir istirahattan sonra sabah namazı için kalktık ve namazdan sonra da mutad Risale-i Nur dersi yapıldı.

‘TİFLİS MEDRESESİ’NİN AÇILIŞI
Tiflis Dershanesi’nde kalan ağabeylerimizden, dershanenin açılış serencamını dinledik. Bu vesile ile Tiflis dönüşünde merhum Murat Hutoğlu Ağabeyin oğlu (Rize’de esnafa olan) Hasan Hutoğlu’nu aradım ve “Tiflis Medresesi”nin açılışını bir de ondan dinledim. SSCB dağılınca, Tiflis’de bir medrese açılması gündeme geliyor. Mustafa Sungur Ağabey bir vesile ile Rize’ye gittiğinde bu mesele konuşuluyor ve Sungur Ağabey, Murat Hutoğlu’na “Ben seni vekil tayin ediyorum, Tiflis’e git ve orada dershanemizi aç” diyor. Murat Ağabey de (Zaralı) Yunus Oral ve Hüseyin Varlı ile birlikte Tiflis’e gidiyor. O günlerde Ordulu bir öğrenci de Tiflis’de bulunuyormuş. Onun da yardımıyla bir daire tutuluyor. Rize’den götürülen malzemelerle dershane tefriş edilmiş ve 30 Ağustos 1991’de hizmete hazır hale getirilmiş. Bu arada Murat Ağabey, bakımsız olan Tiflis Camii’nin abdest alma yerlerini de tamir ettirmiş. Murat Ağabeyin oğlu Hasan Hutoğlu diyor ki, “Daha sonra o dershanenin anahtarını bizzat ben İstanbul’a, Sungur Ağabeye götürüp teslim ettim.”  Bu şekilde ilk defa Tiflis’de bir dershane açılmış oluyor. Daha sonra (1994’de) başka bir yere taşınıyorlar. Şu andaki dershanede, ilk açılan dershaneden kalan halılar hizmet vermeye devam ediyor. Bu vesile ile hem Sungur Ağabeyi, hem de Murat Hutoğlu Ağabeyi rahmetle yâd etmiş olalım. Allah hepsinden razı olsun.

      DİĞER MÜJDELER DE TAHAKKUK EDECEK
100 yıl önce medresesinin planını yapan Bediüzzaman, eserlerini okuyanlar vasıtasıyla Tiflis’te “medresesi”ni açmış durumda. Bugün “dershane” müjdesinin tahakkukuna şahit oluyoruz, yarın bir gün Rus polisi vasıtasıyla verdiği diğer müjdelerin de gerçekleştiğine ömrü olanlar inşaallah şahit olacak. Hıristiyanlığın en katı şekilde yaşandığı Tiflis’te Risale-i Nurların okunması, bazı çocukların Risale-i Nur’dan parçalar ve vecizeler ezberlemesi her halde bütün Kafkasya’daki manevî havanın temizlenmesine ve Nurların daha da parlamasına vesile olur.
 
ŞEYH SAN’AN TEPESİ NASIL BİR YER?
Bediüzzaman’ın bir Rus polisi ile konuştuğu, tartıştığı “Şeyh San’an Tepesi,” sadece bir “tepe” değil, Tiflis’in “Çamlıca”sı gibi geniş bir şehir parkı mahiyetinde. Tepede, her yaştan insana hitap eden yeme-içme ve oyun alanları var. Üstad Bediüzzaman’ın orada Rus polisiyle konuşması, en karanlık günlerde müjdeler vermesi her halde tesadüfî olmasa gerek. “Bitlis, Tiflis birbirinin kardeşidir” tesbitini de sadece bir isim benzerliği olarak görmemek lâzım.  Şeyh San’an Tepesi, Tiflis’i temâşâ etmek için en uygun yerlerden biri. Aslında şehirden bakanlar için tepe, ama o tepeye çıkanlar için geniş bir meydan, büyük bir park olarak değerlendirilebilir. Şehre bakan tarafı ‘tepe’ ama geriye doğru bir dağ gibi uzanıyor. Çok büyük bir alan. “Tepe”de 200 metre olduğu ifade edilen bir “TV anteni” ve turistlere hitap eden bir bina var. Ayrıca çocuklar için oyun alanları ve yine büyükçe bir “dönme dolap” da tepede bulunuyor. Dolayısı ile Şeyh San’an Tepe’sini bir “dağ tepesi” olarak düşünmemek lâzım. Bir tepe üzerinde, çok geniş bir şehir parkı olarak düşünün. Muhtemelen geçmiş asırlarda da orası bir “park” gibi, yani şehrin insanlarının teneffüs ve tenezzüh menziliydi. Üstad Bediüzzaman da oraya belki de aynı maksatla çıkmış, merakla etrafı temaşa ederken onu takip eden Rus polisinin sorularına muhatap olmuştur. Şeyh San’an Tepesi, İstanbul’un Çamlıca’sı, ama ondan çok daha büyük ve geniş bir alan olarak tasavvur edilebilir.

CAMİDE RİSALE-İ NUR
Cami kütüphanesinde çeşitli kitaplar yanında, Risale-i Nur’dan da iki eser yer alıyor. Biri Sözler, diğeri de Osmanlıca teksir olarak Zülfikar Risalesi... Öğle namazını Sefer Hoca’nın imamlığında eda ettikten sonra Sözler’den bir bölüm okundu ve hep beraber onu dinledik. Namaz sonrasında camiye bitişik ‘görevli odası’ndaki Tiflis Müftüsü, cami imamı ve cami güvenlik görevlisi ile tanıştık. Türkiye’den ziyarete geldiğimizi ifade ettik. Müftü efendi de Türkiye’ye selâm gönderdi, ziyaretten memnun olduğunu beyan etti.
 
ARTVİN VE HOPA’DAN DA MİSAFİRLER VARDI
İstanbul’dan Tiflis’e 4 kişi gitmiştik. Bir gün önce de Artvin ve Hopa’dan 6 kişi ziyaret maksadıyla Tiflis’e gelmişti. 23 Şubat Cumartesi sabah erkenden başladığımız Tiflis gezisini, Şeyh San’an Tepesi’nde sonra Tiflis Kalesi’nin ziyaretiyle devam ettirdik. Tiflis Kalesi’nin içinde de bir kilise var. Zaten Tiflis’de hemen her tepenin başında bir kilise bulunuyor. Nasıl olmuşsa Şeyh San’an Tepesi’nde kilise yapılmamış. Tatil günü olduğu için kaledeki kiliseyi ziyarete gelenler vardı. Hattâ bir bebeğin kilisede ‘yıkandığını’ gördük. Allah’tan hidayet dileyerek kalenin hemen dibindeki Tiflis (Merkez) Camii’ne gittik. Zaten öğle namazı vakti girmişti ve önce namaz hazırlıklarına başladık. Tiflis Camii’nde tamir çalışmaları devam ediyordu. Gerek abdest alma yerleri ve gerekse minaresinde çalışan ustalar vardı.
 
DEVAMI YARIN

 

Faruk Çakır

 
 
Okunma Sayısı: 7181
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • MUSTAFA DUMAN

    5.3.2013 00:00:00

    Tiflis:İran tarihçilerinden “Şerefname” adlı eser sahibinin dediğine göre bu şehri, İskender Zülkarneyn’in hazinedarı olan Bitlis yaptırmıştır ki Van eyaletindeki Bitlis’i de o yaptırmıştır. 
    Tiflis Kalesi: Kür nehri kenarında yalçın kaya üzerinde birbirine karşı iki kaledir ki Bitlis ve Tiflis denir. Aralarından Kür nehri akar. Bir kayadan bir kayaya büyük bir hisar şeklinde olduğu için kolaylıkla kalelerin birinden diğerine geçilebilir. Büyük kale Kür nehrinin güneyinde küçük kale ise kuzeyindedir. (Evliya Çelebi Seyahatname)
    Bilgilerinize...Mustafa Duman

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı